ittihad-ı islam, nur dairesinden başlamalıdır!!!

rabbinsadikkulu

New member
bu konu çok önemli.

yazıcılar grubundan bir kardeşimle konuştum. onların mustafa sungur ve bekir berk le ilgili itirazları olduğunu farkettim. (itirazlarını burada dillendiremem)

ben

"Farzdan evvel farz, ilimdir.
Farz içinde farz, ihlastır.
Farzlar içinde en önemli farz, ittihad-ı islamdır.

şimdi ittihad-ı islam zamanıdır. bir olalım, birlik olalım."


demiştim. ancak burada tüm türkiye yi ve tüm islam alemini kastedmiştim.

şimdi bu sözümü değiştiriyorum. itthadın önce nur dairesinde tesis edilmesi gerekir. nur dairesinde ittihad sağlanmazsa, islam aleminde birlik sağlayalım diye yola çıkmak boşa kürek sallamaya benzer.

bütün abilerin bir araya gelmesi ve ihtilafları gidermesi gerekmektedir. zaten mezar kapısının eşiğine kadar geldiler. onlara hak vaki olursa bunu halletmek öok daha zor olacaktır. muhterem abilerimizin bunu yapmaları bence çok önemlidir.

ittihad-ı islam önce nur dairesinden başlamalıdır. vesselam.
 

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
Birinin sözüyle hareket etmekle ittihadı islamın tesisine mi çalışmış oluyorsunuz? Ağzı olan konuşur her konuşulanla iş görmek midir iş?
 

rabbinsadikkulu

New member
Birinin sözüyle hareket etmekle ittihadı islamın tesisine mi çalışmış oluyorsunuz? Ağzı olan konuşur her konuşulanla iş görmek midir iş?

biliyorsan konuş, bilmiyorsan sus bi zahmet. ben delil getirmek için bu örneği vaerdim. imanı ve esas meseleleri kastedmiyorum. malesef nur dairesinde ittihad yoktur. bazı konularda (latin harfi ile huruf, mustafa sungur abi ve siyaset, bekir berk..) gibi detaylarda bazı ihtlaflar vardır. bu konuların süratle izale edilmesi gerekir.

bu konuları yazıcılardan bir kardeşle sen de konuşabilirsin. bak bakalım bir kişi mi yoksa çoğunluk mu?

not: delili olmadan ve kesinleştirmeden yazmıyoruz.
 

teblið

Vefasýz
biliyorsan konuş, bilmiyorsan sus bi zahmet. ben delil getirmek için bu örneği vaerdim. imanı ve esas meseleleri kastedmiyorum. malesef nur dairesinde ittihad yoktur. bazı konularda (latin harfi ile huruf, mustafa sungur abi ve siyaset, bekir berk..) gibi detaylarda bazı ihtlaflar vardır. bu konuların süratle izale edilmesi gerekir.

bu konuları yazıcılardan bir kardeşle sen de konuşabilirsin. bak bakalım bir kişi mi yoksa çoğunluk mu?

not: delili olmadan ve kesinleştirmeden yazmıyoruz.

Mubarek bir davete çağırıyorsunuz ama görünen o ki kendi nefsinizin biraz daha anlayışa biraz daha uhuvvete biraz daha ittihada ihtiyacı var..

Size nacizane bir tavsiye;Bir fikri savunurken o fikrin ana temelinden kaymamanız. lazım.İşte ozaman samimiyetinize inanırız..Yoksaki avını bekleyen aslan misali pusuya yatıp ,birileri bana bir laf söylesinde haklayayım modundanda olmamak
gerek öyle değil mi ?

Şimdi gelelim mes'elemize,
bir mümin olarak bizlerde;Vahdete, ittihatı islam dairesinde olmak için murad etmişiz ,bunun için hizmetin hademesi olmaya gönül koymuşuz inşl ;
biz bu meseleyi kendi pencerimizden böyle görür böyle savunuruz inşl..

Risale-i Nur, Kur'an'ın ve bazı hadislerin çok harika tefsiridir. Ama bu mübarek tefsiri okuyanlar anlama noktasında veya hizmet ölçüleri hususunda farklı düşününce farklı hizmet grupları ortaya çıkmıştır. Özde bir olduktan sonra bu tarz farklılığı bir renklilik olarak görmek mümkün.

Çünkü bu şekilde çok farklı mizaç sahipleri bu hizmet bünyesinde yer alabilmektedir. Herkes kendi mesleğinin muhabbetiyle hareket edip diğerlerine ilişmezse, bunda bir problem olmadığı gibi rahmet olduğunu bile söyleyebiliriz.

Nasıl ki bir ağaç tek kökü var ama bir çok dala ayrılıyor ve buna rağmen meyve veriyorsa... Bir babanın beş evladı olsa nasıl ki ilerde beraber olmaları sıkıntı, ayrı durmaları rahmet oluyorsa, yine bir savaşa gidildiği vakit tankçı, topçu, uçak, gemi vs ile gitmek gerekiyorsa... Çünkü savaşı kazanmak için topyekün saldırmak gerek.

Aynen öyle de; nur talebelerinden teşekkül eden her bir cemaat bir misyonu üzerine almış; kimisi okuyor, kimisi yazıyor, kimisi radyo ile kimisi de tv.ve internetle hizmet etmeye çalışıyor. Bunların tümü bir vücudun azaları gibi büyük, cesim bir gücü meydana getiriyor.

Şunuda eklemek gerek;Bu hizmet büyük bir hizmet..Kişilerin bazı hataları hizmete mal edilmemeli..Hizmöet kimsenin tekelinde değildir..Kusurlar insana hastır ..Bazı kesimlerin eksik ve yanlışları bizlerin şevkini kırmamamlı..
 
Son düzenleme:

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
biliyorsan konuş, bilmiyorsan sus bi zahmet. ben delil getirmek için bu örneği vaerdim. imanı ve esas meseleleri kastedmiyorum. malesef nur dairesinde ittihad yoktur. bazı konularda (latin harfi ile huruf, mustafa sungur abi ve siyaset, bekir berk..) gibi detaylarda bazı ihtlaflar vardır. bu konuların süratle izale edilmesi gerekir.

bu konuları yazıcılardan bir kardeşle sen de konuşabilirsin. bak bakalım bir kişi mi yoksa çoğunluk mu?

not: delili olmadan ve kesinleştirmeden yazmıyoruz.

ihlas risalesini ve uhuvvet risalesini en son ne zaman okudunuz?
 

rabbinsadikkulu

New member
nefsim köpekten aşağıdır. kendimi de nazara vermiyorum.

üstadın ifadesini nazara veriyorum.

"...Tarîk-ı Muhammedî (a.s.m), şüphe ve hil münezzeh olduğundan, şüphe ve hileyi ima eden gizlemekten de müstağnîdir. Hem de o derece azîm ve geniş ve muhit bir hakikat, bahusus bu zaman ehline karşı hiçbir cihetle saklanmaz. Bahr-ı umman nasıl bir destide saklanacak! Tekraren söylüyorum ki, ittihad-ı İslâm hakikatında olan ittihad-ı Muhammedînin (a.s.m.) cihetü'l-vahdeti Tevhid-i İlâhîdir. Peyman ve yemini de îmandır. Müntesibîni, umum mü'minlerdir. Nizamnâmesi, sünen-i Ahmediyedir (a.s.m.). Kânunu, evâmir ve nevâhi-i şer'iyedir. Bu ittihat; âdetten değil, ibâdettir.
İhfa, havf; riyâdandır. Farzda riyâ yoktur. Bu zamanın en büyük farz vazîfesi, ittihad-ıİslâmdır. Ittihadın hedef ve maksadı; o kadar uzun, münşaib, muhit, merâkiz ve maâbid-i İslâmiyeyi birbirine rabtettiren bir silsile-i nuraniyi ihtizaza getirmekle onunla merbut olanları ikaz ve tarîk-ı terakkiye bir hâhiş ve emr-i vicdanî ile sevk etmektir. Bu ittihadın meşrebi mabbettir. Husumet ise, cehalet ve zaruret nifakadır. Gayr-i müslimler emin olsunlar ki bu ittihadımız bu üç sıfata hücumdur. Gayr-i müslime karşı harekecimiz iknadır. Zira, onları medenî biliriz. Ve İslâmiyeti mahbub ve ulvî göstermektir. Zira, onları munsıf zannediyoruz. Lâübaliler iyi bilsinler ki, dinsizlikle kendilerini hiçbir ecnebiye sevdiremezler. Zîra, mesleksizliklerini göstermiş olurlar. Mesleksizlik, anarşilik sevilmez. Ve bu ittihada tahkik ile dahil olanlar, onları taklit edip çıkmazlar. İttihad-ı Muhammedî (a.s.m.) olan ittihad-ı İslâm'ın efkâr ve meslek ve hakikatını, etkâr-ı umumiyeye arz ederiz. Kimin bir itirazı varsa etsin; cevaba hazırız.
Farsça ibâre: Cihânın bütün arslanlarının bağlandığı bu zinciri hilekâr bir tilkinin koparmasına imkân var mıdır?

Neşrettiğim fihriste-i makasıddan terk ettiğim bir fıkradır. Şöyle ki:
Zahiren hariçten cereyan eden maarif-i cedidenin bir mecrâsı da bir kısım ehl-i medrese olmalı. Tâ gıll ü gıştan tasaffi etsin.
Zira, bulanıklığıyla başka mecrâdan taaffün ile gelmiş. Ve atâlet bataklığından neş'et ve istibdat sümumu ile teneffüs eden ve zulüm tazyikiyle ezilen efkâra bu müteaffin su, bazı aksülâmel yaptığından, misfat-ı şeriat ile süzdürmek zarurîdir. Bu da ehl-i medresenin dûş-u himmetine muhavveldir.

Said Nursî" (hutbe-i şamiye, 96)


üstadın bu sözünden yola çıkarak ve yine üstada referans vererek;

"Farzdan evvel farz, ilimdir.
Farz içinde farz, ihlastır.
Farzlar içinde en önemli farz, ittihad-ı islamdır.

şimdi ittihad-ı islam zamanıdır. bir olalım, birlik olalım."


fakat burada yeni farkına vardığım bir hususun da altını çizmek istedim.

üstadımız madem " Bu zamanın en büyük farz vazîfesi, ittihad-ıİslâmdır...." diyor. ve madem bu farz diğer farzlardan üstündür. iddihad-ı islam a kendi dairemizden başlayalım diyorum. bu noktada da ihlas ve uhuvvet risalelerinin dışına çıkmadan meramımı ifade ediyorum.

edepsizlik etti isem, Allah (cc) eni affetsin.

"...Bu ittihat; âdetten değil, ibâdettir. İhfa, havf; riyâdandır. Farzda riyâ yoktur. Bu zamanın en büyük farz vazîfesi, ittihad-ıİslâmdır. Ittihadın hedef ve maksadı; o kadar uzun, münşaib, muhit, merâkiz ve maâbid-i İslâmiyeyi birbirine rabtettiren bir silsile-i nuraniyi ihtizaza getirmekle onunla merbut olanları ikaz ve tarîk-ı terakkiye bir hâhiş ve emr-i vicdanî ile sevk etmektir. Bu ittihadın meşrebi mabbettir. Husumet ise, cehalet ve zaruret nifakadır. ..."
 

rabbinsadikkulu

New member
Mubarek bir davete çağırıyorsunuz ama görünen o ki kendi nefsinizin biraz daha anlayışa biraz daha uhuvvete biraz daha ittihada ihtiyacı var..

Size nacizane bir tavsiye;Bir fikri savunurken o fikrin ana temelinden kaymamanız. lazım.İşte ozaman samimiyetinize inanırız..Yoksaki avını bekleyen aslan misali pusuya yatıp ,birileri bana bir laf söylesinde haklayayım modundanda olmamak
gerek öyle değil mi ?

Şimdi gelelim mes'elemize,
bir mümin olarak bizlerde;Vahdete, ittihatı islam dairesinde olmak için murad etmişiz ,bunun için hizmetin hademesi olmaya gönül koymuşuz inşl ;
biz bu meseleyi kendi pencerimizden böyle görür böyle savunuruz inşl..

Risale-i Nur, Kur'an'ın ve bazı hadislerin çok harika tefsiridir. Ama bu mübarek tefsiri okuyanlar anlama noktasında veya hizmet ölçüleri hususunda farklı düşününce farklı hizmet grupları ortaya çıkmıştır. Özde bir olduktan sonra bu tarz farklılığı bir renklilik olarak görmek mümkün.

Çünkü bu şekilde çok farklı mizaç sahipleri bu hizmet bünyesinde yer alabilmektedir. Herkes kendi mesleğinin muhabbetiyle hareket edip diğerlerine ilişmezse, bunda bir problem olmadığı gibi rahmet olduğunu bile söyleyebiliriz.

Nasıl ki bir ağaç tek kökü var ama bir çok dala ayrılıyor ve buna rağmen meyve veriyorsa... Bir babanın beş evladı olsa nasıl ki ilerde beraber olmaları sıkıntı, ayrı durmaları rahmet oluyorsa, yine bir savaşa gidildiği vakit tankçı, topçu, uçak, gemi vs ile gitmek gerekiyorsa... Çünkü savaşı kazanmak için topyekün saldırmak gerek.

Aynen öyle de; nur talebelerinden teşekkül eden her bir cemaat bir misyonu üzerine almış; kimisi okuyor, kimisi yazıyor, kimisi radyo ile kimisi de tv.ve internetle hizmet etmeye çalışıyor. Bunların tümü bir vücudun azaları gibi büyük, cesim bir gücü meydana getiriyor.

Şunuda eklemek gerek;Bu hizmet büyük bir hizmet..Kişilerin bazı hataları hizmete mal edilmemeli..Hizmöet kimsenin tekelinde değildir..Kusurlar insana hastır ..Bazı kesimlerin eksik ve yanlışları bizlerin şevkini kırmamamlı..


"...Yoksaki avını bekleyen aslan misali pusuya yatıp ,birileri bana bir laf söylesinde haklayayım ..." cümlenizdeki aslan nefsimin hoşuna gitti. demek bu ifade, iyi bir şey değil.

amacımız Allah (cc) ın rızasını kazanmaktır. biz Allah (cc) nin arslanı olmak isteriz. lütfen imzamızı bir kere okuyunuz.
 

Huseyni

Müdavim
Üstad hazretleri cemaatin içinde farklı meşrebler ve farklı mizaclar olabileceğinden bahsediyor. Cemaat içindeki ufak tefek fikir ayrılıkları İttihad-ı İslama aykırı değildir.
 

rabbinsadikkulu

New member
maalesef nur dairesinde birlik yoktur. abilemiz kabir kapısının eşiğindedirler. emri hak vaki olmadan birlik tesis etmeleri gereklidir.

malum abileriimiz sadeleştirmeye var güçleri ile karşı koymaya çalışıyorlar. ancak nur dairesinde birliğin sağlanması, risalelerin sadeleştirilmesine karşı koymadan da önemlidir.

selam ve dua ile....

nur dairesinde birlik sağlanmadan, ittihad-ı islam tesis edilemez.
 


Bu alana bir cevap yazın...
Üst