Kader müslüman için baştan sona kusursuz hazırlanmış, hikmet ve hayırlarla dolu bir cennet hazırlığıdır. Müminin bu dünyada karşılaştığı her zorluk cennette sonsuza kadar alacağı zevklerin, neşenin, huzurun kaynağıdır. "Zorlukla birlikte bir kolaylık vardır" (İnşirah Suresi, 5) ayeti de aslında bir yönü ile bu gerçeğe işaret etmektedir. Müminin gösterdiği bir parça sabır ve cesaret, çok güzel nimetlerle sonsuza kadar mükafatlandırılmış halde kaderde yazılıdır.
Bir mümin gün içerisinde bazı olaylara üzülebilir, tedirginlik hissedebilir. Ancak bu üzüntü ve tedirginliğin sebebi, karşısına çıkan olayın kaderde olduğunu, Allah tarafından yaratıldığını unutmuş olmasıdır. Ona, "bu olayı Allah hayırla yarattı" dense eğer o anda gafil değilse hemen açılır ve rahatlar. Bu yüzden müslüman an an her olayın kaderde olduğunu daima hatırlamalı ve hatırlatmalıdır. Allah'ın sonsuz evvelden hazırladığı olaya saygı gösterip, Allah'a tevekkül edip, hayır ve hikmetle meydana gelen olayın güzelliklerini, hikmetlerini anlamaya çalışmalıdır. Dileyen insan için, Allah'ın dilemesi dışında, bu gerçeği anlayamama diye bir şey yoktur. Belki bu olaydaki sayısız hayır ve hikmetin tamamını tespit edememe olabilir; ama eğer bir olay gerçekleşmişse bilinmelidir ki o zaten müslüman için Allah'ın yarattığı hayır ve hikmetle birlikte gerçekleşmiştir.
Müminler her olayı en ince detayına kadar Allah'ın yarattığını ve hepsinin kaderde önceden takdir edilmiş olaylar olduğunu bilerek, büyük bir teslimiyet içerisinde yaşarlar. Elbette inananlar da yaşamları boyunca pek çok zorluk ve çeşitli imtihanlarla karşılaşırlar. Ama asla "keşke şöyle olsaydı", "böyle yapsaydım daha hayırlı olurdu" gibi sözler söylemez ve böyle kuruntulara kapılmazlar. Olayların özünde belki de hiç bilmeyecekleri bir hikmet ve hayır olduğuna kesin olarak iman ederler. Böylece hoşlarına gitmeyen, sıkıntılı görünen durumlarda bile son derece huzurlu bir yaşam sürerler.
İnsanın tek kurtuluşu, tüm olayları Allah'ın mutlaka bir hayır ve hikmet üzerine yarattığını bilerek yaşamaktır. Mümin, istisnasız karşılaştığı her olayın Allah tarafından, bir hayır ve hikmetle yaratıldığını bilirse, Allah'a gerçek manada tevekkül eder. Tahammülle değil, güzel bir sabırla sabrederse kulluk görevine uygun davranmış olur. Güvenlik, huzur ve güç sağlamak Allah'ın gücü ile oluşan bir şeydir. Dua ve tevekkülle hep Allah'ın yanında olmak ve herşeyi Allah'tan beklemek müminin vasfıdır.