Kýrýk Testi
Well-known member
Dört Halife döneminden sonra Müslümanlar, “kaza ve kader” meseleleri ile ilgili tartışmalara girişmişlerdi. Kaderiye, bu konuda aşırı giden gruplardan biridir.
Bu mezhebin temel görüşü şudur: Kul muhayyerdir, yani kendi işi kendisine bırakılmıştır, istediğini yapar. Hattâ Rabbinin murad etmediği şeye bile muktedirdir. İnsanın yaptığı bütün işlerin, Allah’ın iradesinden bağımsız olarak, tamamen kulun kendi iradesinden kaynaklandığını ileri sürmekte, kaderi inkâr etmektedirler. Onlara göre Allah yalnızca iyiyi yaratır. Kötü ise insan veya şeytanın işidir. Kaderiyecilerin inançlarının Mecusîlere benzetilmesi de bu sebeptendir.
Üstad Bediüzzaman, “Bu ümmetin Mecusîleri kaderiyecilerdir” hadisinin zaman içinde gerçekleşmesini Hz. Peygamberin (a.s.m.) bir mucizesi olarak değerlendirir.
Bu mezhebin temel görüşü şudur: Kul muhayyerdir, yani kendi işi kendisine bırakılmıştır, istediğini yapar. Hattâ Rabbinin murad etmediği şeye bile muktedirdir. İnsanın yaptığı bütün işlerin, Allah’ın iradesinden bağımsız olarak, tamamen kulun kendi iradesinden kaynaklandığını ileri sürmekte, kaderi inkâr etmektedirler. Onlara göre Allah yalnızca iyiyi yaratır. Kötü ise insan veya şeytanın işidir. Kaderiyecilerin inançlarının Mecusîlere benzetilmesi de bu sebeptendir.
Üstad Bediüzzaman, “Bu ümmetin Mecusîleri kaderiyecilerdir” hadisinin zaman içinde gerçekleşmesini Hz. Peygamberin (a.s.m.) bir mucizesi olarak değerlendirir.