Konuya cevap cer

Cevap:SUNNETTE ORTUNME


SÜNNETTE ÖRTÜNME

 

Kur'an nasıl ki; yirmi üç yılda kademe kademe indi, İslam dininin insanlığa vaaz ettiği kurallarda Hazreti Muhammed'in yirmi üç yıllık risalet hayatında merhale merhale uygulandı. 

Namazın beş vakit olarak farz kılınması…

Ardından ramazan orucunun faiz kılınması…

Sonra içkinin yasaklanması…

İslam'ın bütün kuralları belli aralıklarla sıraları geldikçe uygulandı.

Kadının örtünmesi de bu şekilde oldu. Örtünme ile ilgili ayetler inmeden önce, kadınların giyim kuşamları cahiliye döneminde olduğu gibiydi.

 

Tesettürü bildiren ayet–i kerimelerden sonra Kadınlar tepeden tırnağa örtündüler. Medine farklı bir görünümü bürünmüştü. Tesettürle ilgili birkaç Medine manzarasını sizlerle paylaşalım. 

Yıllar sonra bir Medine gününde İbn Abbas ile Ata İbn Ebi Rebah arasında şöyle bir konuşma geçti. 

–Ey Ata! Sana cennet kadınlarından bir kadın göstereyim mi? 

Ata ibn Ebi Rebah:

–Evet, göster, dedi.

İbn Abbas:

–Şu gördüğün iri yapılı ve uzun boylu, Habeşi, siyah kadın yok mu, bu kadın bir kere Peygamberimize geldi ve:

"Ey Allah'ın Resulü! Ben sara hastasıyım. Sara hastalığı gelince açılıyorum. Allah'a benim için dua buyurunuz" dedi. 

Peygamberimiz: 

"Ey Kadın! Hastalığına sabret, bunun neticesinde sana cennet vardır. İstersen, afiyet vermesi için Allah'a dua edeyim" buyurdu. 

Kadın:

"Ey Allah'ın Resûlü! Hastalığıma sabrederim, ancak açılmamak lığım için Allah'a dua buyurunuz" diye rica etti. Peygamberimiz dua etti. Kadının, sara hastalığı gelince bir daha edep yerleri açılmaz oldu…" 

Kendinden geçen kadının saçı başı, açılıyordu. Hastalık gibi mecburiyet dahi kadının zınet yerlerinin açılması hoş görülmemiştir. Kâinatın Efendisi kadına bu yönde dua etmiştir. Burada şu yapılabilirdi. Sara gibi insanı kendinden geçiren bir hastalıktan dolayı açılmak mazur görülebilirdi. Kadının örtünmesi o kadar önemlidir ki; zaruret halinde dahi örtüye dikkat edilmesi vaaz edilmektedir. 

 

Bir başka Medine gününde yaşananları da Hazreti Ali Radıyu Anh anlatıyor:

"Yağmurlu bir gün, Baki Kabristanı'nda Resulullah'ın yanındaydım. Eşeğe binmiş bir kadın önümüzden geçti. Biraz ileride hayvan bir çukura rastlayıp tökezledi ve kadın düştü. Resûlullah hemen yüzünü başka tarafa çevirdi. 

Orada bulunanlar:

–Ey Allah'ın Resulü! O kadın şalvarlı idi, dediler. 

Bunun üzerine Resulullah:

–Allah'ım! Ümmetimden şalvarlı kadınları bağışla, buyurdu. 

Burada da kadının değil organlarının görünmesi; iç giysinin dahi görünmesini doğru bulunmamıştır.

 

 

Medine gününü Hazret–i Âişe validemizden dinleyelim: 

"Bir gün kız kardeşim Esma, ince bir elbise ile Allah Resulü'nün huzuruna girmişti. Rasûlullâh yüzünü başka tarafa çevirdi ve şöyle buyurdu:

"Ey Esma! Şüphesiz kadın erginlik çağına ulaşınca, onun şu ve şu yerlerinden başkasının görünmesi uygun değildir." 

Hazret–i Peygamber bunu söylerken, yüzüne ve avuçlarına işaret etmişti."

Burada tesettürün çizgileri belirlenmektedir. Peygamberimiz kadının örtüsünü; yüz ve avuçların dışında kalan bütün vücut olarak bildirmiştir. 

 

* * *

Bir başka Medine gününde müminlerin anası Hazreti Aişe kadının örtüsünü net bir şekilde ortaya koydu. 

"Temimoğulları kabilesinden birtakım kadınlar, Hazret–i Âişe'yı ziyarete gelmişlerdi. Üstlerinde ince giysiler vardı. Hazret–i Âişe, onlara ikaz mahiyetinde şöyle dedi:

"Eğer sizler müminler iseniz, bunlar inanmış hanımların giysileri değildir. Eğer mü'min değilseniz o zaman durum değişir." 

 

* * *

Yine bir Medine gününde kadının örtüsünün nasıl olacağını net bir şekilde ortaya konulmaktadır. 

Hazreti Aişe validemizin yanına, ince başörtülü bir gelin getirilmişti. Örtü ve giyimini beğenmemiş ve şöyle demişti:

"Nûr Sûresine inanan bir kadın böyle örtünmez." 

 

Resulullah Sallu Aleyhi ve Selem Efendimiz, 1400 yıl öncesinden bugüne sesleniyor ve tesettür konusunda ümmetini uyarıyor:

"Ümmetimin son dönemlerinde giyimli, fakat çıplak birtakım kadınlar olacaktır. Bunların başlarının üstü deve hörgücü gibi bulunacaktır. Ancak onlar cennete giremez, cennetin kokusunu bile alamazlar." 

Bu hadisi şerif günümüzde turban kullanan bir takım kadınları işaret ettiği aşikârdır. Bu kadınlar sadece saçlarını örtüyor, tesettürün gerçek amacına muhalefet eder şekilde, namahreme güzel görünme, karşı cinse kendini beğendirmek amacı gütmektedir. Bu kadınlar maalesef "cennet kokusu" alamayacaktır. 

 

* * *

Resulullah'ın bundan 1400 yıl önce söyledikleri birebir günümüz hal ve ahvali ile örtüşmektedir. Resulullah buyurdu ki:

"Bir kadın koku sürünerek dışarı çıkar ve koku ulaşsın diye bir topluluğun yanına uğrarsa, zinaya bir adım atmış olur." 

 

* * *

Kâinatın Efendisi buyurdu ki:

"Kadınlardan erkeklere benzeyenlerle; erkeklerden kadınlara benzeyenler bizden değildir." 

Hayatı öneme haiz bir uyarı. Kimin Müslümanlardan olup olmadığını haber veriyor.


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst