Kadir Gecesi Üzerine Hadis-i Şerifler

genc_kalem

Okumak,Yaþamaktýr
Kadir Gecesinin Fazileti Ve Yüce Allah'ın Şii Kavlinin Beyânı Babı [8]

"Gerçek biz onu (Kur'ân'ı) kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin (o büyük şerefini) sana bildiren nedir?

Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır. Onda melekler ve rûh, Rabb Herinin izniyle, herbir iş için iner de iner. O gece, tan yeri ağarıncaya kadar bir selâmdır*9 (Kadir Suresi 1-5)

Sufyân ibn Uyeyne: Kur'ân'da bulunan "Mâ edrâke" sorularının cevâblarını Allah muhakkak haber verip bildirmiştir. "Kema yudrike" diye sorduğu suâllerinin öcevâblannı ise Allah Kur'ân'da bildirmemiştir, demiştir [9].

Bize Alî ibnu Abdillah el-Medînî tahdîs edip şöyle dedi: Bize Sufyân ibn Uyeyne tahdîs edip: Bu hadîsi biz ezberledik, dedi. Alî ibnu Abdillah: Sufyân bu hadîsi ancak Zuhrî'den ezberlemiştir, de­di. O da Ebû Seleme'den; oda Ebû Hureyre(R.a)'den; Peygamber (S.A.V) şöyle buyurmuştur: "Her kim ramazân orucunu- îmânı sebebiyle ve ecrini yalnız Allah'tan umarak tutarsa geçmiş günâhları mağfiret olu­nur. Ve yine her kim îmânından dolayı ve ecrini yalnız Allah'tan uma­rak Kadir gecesini ibâdetle geçirirse geçmiş günâhları mağfiret edilir" [10].

Bu hadîsi ez-Zuhrî'den rivayet etmekte Süleyman ibnu Kesîr el-Abdî, Sufyân ibnu Uyeyne'ye mutâbaat etmiştir [11].

Kadir Gecesinin Ramazânın Son Yedisi İçinde Aranması Babı


.......İbn Ömer (R.a) şöyle demiştir: Peygamberin sahâbîlerinden bâzı kimselere Kadir gecesi ru'yâda ramazânın son yedi gecesi için­de gösterildi. Rasûhıllah (S.A.V) da sahâbîlerine: "Ben sizin ru'yâlarınızın ramazânın son yedi gecesi içinde birbirine uygun düşmüş olduğunu görüyorum. Artık kim Kadir gecesini aramaya çalışacaksa, onu ra­mazânın son yedi gecesi içinde arasın" buyurdu [12].

.......Ebû Seleme şöyle dedi: Ben Ebû Saîd'e sordum. O be­nim çok sâdık bir dostum idi. Ebû Saîd şöyle dedi: Biz Peygamber'-in beraberinde ramazânın ortasındaki on gün içinde i'tikâfa girmiştik. Rasûlullah yirminci günün sabahı (i'tikâf yerinden) çıktı da bize bir hutbe yaptı ve bunda şöyle buyurdu:

"Bana (uykuda) Kadir gecesi (ne âid alâmetler) gösterildi. Son­ra o bana unutturuldu -yâhud: Ben onû unuttum.- Sizler Kadir gece­sini ramazânın son on günündeki tek sayılı gecelerde arayınız. Çünkü ben (ru'yâmda) kendimi su ve balçık çamuru içinde secde ediyor gör­düm. Her kim Allah Elçisi'nin beraberinde i'tikâf ediyorsa, şimdi i'­tikâf yerine dönsün!"

Bu hutbe üzerine biz i'tikâf yerimize döndük. Ve bizler gökte bir bulut parçası görmüyorduk. Derken bir bulut geldi ve (yirmibi-rinci gece şiddetli bir) yağmur yağdı. Hattâ mescidin tavanı (Peygam-ber'in secde yerine) aktı. Mescidin tavanı hurma çubuklarından idi. Sabah namazı kılındı. Ben Rasûlullah'ı su ve çamur içinde secde edi­yor gördüm. Hattâ namazdan çıktığında Rasûlullah'ın alnında ça­mur izini gördüm [13].

Kadir Gecesinin Ramazânın Son On Gününden Olan Tek Sayılı Geceler İçinde Aranması Babı [14]

Bu bâbda Ubâde ibnu's-Sâmit hadîsi de vardır [15]

.......Hz. Âişe(R.a)'den (şöyle demiştir): Rasûlullah (S.A.V): "Sizler Kadir gecesini ramazânın son on günündeki tek gecelerde arayınız!*3 bu­yurdu [16].

....... Ebû Saîd el-Hudrî (R.a) şöyle demiştir: Rasûlullah (S.A.V) ramazânda, ayın ortasındaki on günde i'tikâf eder idi.Geçen yirmin­ci gecenin akşamı olup da yirmibirinci günü karşılayacağı zaman evine dönerdi. Beraberinde i'tikâf etmiş olanlar da evlerine dönerlerdi.

Ra­sûlullah i'tikâf ettiği bir ramazân ayında, kendisinde evine dönmek âdetinde olduğu gece i'tikâf yerinde ikaamet etti ve insanlara bir hutbe yaptı da, bu hutbede, insani ara Allah'ın dilediği şeyleri emretti. Son­ra şöyle buyurdu:

"Ben şu ayın ortasındaki on günde i'tikâf ederdim. Sonra bana şu gelecek son on gün içinde i'tikâf etmekliğim fikri zahir oldu. Şim­dikim benim beraberimde i'tikâf ediyorsa i'tikâf ettiği yerde sabit olsun. Bu Kadir gecesi bana gösterilmişken sonra o bana unutturul-muştur. Artık siz onu son on içinde arayınız. Ve yine siz onu bu on içindeki her tek gecede arayınız. Ben (ru'yâda) kendimi bir su ve bir çamur içinde secde eder gördüm".

İşte bu gece içinde gök boşandı, şiddetli yağmur yağdı. Mescid Peygamber'in secde yerine su akıttı. İşte bu yirmibirinci gecede gö­züm gördü. Ben Peygamber sabah namazından döndüğünde kendisi­ne baktım. Peygamber'in yüzü çamur ve su ile dolmuş hâldeydi[17]

.......Hz. Âişe (R.a) şöyle demiştir: Rasûlullah (S.A.V) ramazânın son on günleri içinde i'tikâf eder ve "Kadir gecesini ramazândan son on gece içinde arayınız" buyururdu [18].

.......ibn Abbâs(R.a)'tan: Peygamber (S.A.V) şöyle buyurmuştur: "Siz Kadir gecesini ramazânın son onu içinde arayınız. Kadir gecesi ya ramazândan kalan dokuzuncu gecede, yâhud kalan yedinci gece--de, yâhud kalan beşinci gecededir" [19].

.......Ebû Mıclez ve İkrime'den gelen rivayette İbnu Abbâs (R) şöyle demiştir: Rasûlullah (S.A.V): "O Kadir gecesi ya ramazânın son on günü içinde geçecek dokuzdadır yâhud kalan yedi içindedir" bu­yurdu [20].

Bu hadîsi Eyûb es-Sahtıyânî'den ve Hâlid el-Hazzâ'dan; onlar İkrime'den; o da İbn Abbâs'tan "Kadir gecesini ramazânın yirmi-dördüncü gecesinde arayınız1"lâfzıyle rivayet etmesinde Abdulvah-hâb da Vuheyb'e mutâbaat etmiştir [21].

İnsanların Kavga Etmeleri Sebebiyle Kadir Gecesinin Ta'yîni Bilgisinin Kaldırılması Babı [22]

Bize Muhammed ibnu'l-Musennâ tahdîs edip şöyle dedi. Bize Hâlid ibnu'I-Hâris tahdîs edip şöyle dedi: Bize Humeyd (et-Tavîl) tah­dîs edip şöyle dedi: Bize Enes ibn Mâlik (R.a) tahdîs etti ki, Ubâde ibnu's-Sâmit (R.a) şöyle demiştir: Peygamber (S.A.V) Kadir gecesini bizle­re haber vermek üzere (hücresinden) çıktı. Derken müslümânlardan iki kişi kavga ettiler. Bunun akabinde Peygamber: "Ben sizlere Ka­dir gecesini haber vermek üzere çıkmıştım. Fulan ile fulan kimseler birbirleriyle kavga ettiler de (Kadir gecesinin ta'ymine âid olan bilgi kalbimden) kaldırıldı[23].

Belki de sizler için bu daha hayırlıdır. Ar­tık sizler Kadir gecesini (yirmiden sonraki) dokuzuncu veya yedinci veya beşinci gecelerde arayınız" buyurdu [24].

dipnotlar

[8] Dünyâ ve âhiretin bütün hayırlarını cami olan Kur'ân bu gecede indirildiği; bunda yapılan ibâdet ve hayırların bereketi-yönünden içinde kadir gecesi bulunmayan bin aydan hayırlı olduğu; "Her hikmetli iş, tarafımızdan sâdır olan bir emr ile onda ayrı/ir "(ed-Duhân:4) âyeti gereğince gelecek seneye kadar cereyan edecek herşey hakkındaki Allah'ın ezelî kaza ve takdiri bunda meleklere izhâr ve teblîğ olunduğu için (yânî bu kadar değerleri ihtiva ettiği İçin) bu geceye Kadir Gecesi ismi verilmiştir.

Yine gece, bu kadar azamet, değer ve faziletleri hâiz bulunduğu için Kur'­ân'da onun adiyle ve onun meziyetlerini bildiren müstakil bir sûre İndirilmiştir. İşte içinde ismi ve ihtiva ettiği büyük değerleri ayrı ayrı zikredildîği için Buhârî bu sûreyi tam olarak başlıkta getirmiş ve böylece gecenin büyük fazl ve ölçüye sığmaz değerini Kur'ân'la delili endir mistir.


[9] Sufyân ibn Uyeyne'den olan bu ta'lîki Muhammed ibn Yahya ibn Ebî Umer, kendi îmân Kitâbı'nda senediyle mevsûlen. rivayet etmiştir.


[10] Hadîsin başlığa delîlliği "Men kaame leylete'l-kadiri..." ifâdesindedir. Kadir gecesinde kaaİm olmak yalnız namazla değil, diğer ibâdet nevi'leriyle de olur. Kur'ân okunur, duâ edilir, ilmî çalışmalar yapılır. Bunların hepsi Kadir gece­sinde İbâdetle kaaim olmakta dâhildir.
[11] Bu mutâbaatı ez-Zuhlî, ez-Zuhriyyât isimli eserinde mevsûlen rivâyet etmiştir.
[12] Hadîsin son fıkrası bâb başlığına delîlliğe uygun düşmüştür
[13] Hadîsin başlığa delîlliği "Kadir gecesini ayın son on günü içinde arayın?" kav-, ündedir. Buhârî bu hadîsi Sahîh 'inin birçok yerlerinde getirmiştir. Bu yerlerden biri Salât Kitabı,
"Çamur içinde burun üzerine secde etmek bâbı"dır.

Müslim'deki bu Ebû Saîd hadîsinin yine Ebû Seleme'den gelen rivayet ta­rîkinde daha fazla bilgiler vardır: Ebû Saîd şöyle demiştir: Rasûlullah (S.A.V) rama- zânın ilk on gününde i'tikâf etti. Sonra ortadaki on günde keçeden yapılmış bir Türk çadırında i'tikâf etti. Kapı yerinde bir hasır bulunuyordu. Ebû Saîd dedi ki: Rasûlullah bu hasırı eliyle aldı, çadırın bir tarafına koydu. Sonra başını dı-■ şan çıkardı. Mescidde bulunan kimselere söz söylemeye başladı. İnsanlar Rasû-lullah'a yaklaştılar. Şöyle buyurdu: "Ben şu Kadir gecesini arayarak ilk on günde i'tikâf etmiştim. Sonra ortadaki on günde i'tikâfa devam ettim. Sonra bana ge­len melek geldi ve bana: Kadir gecesi son on gündedir, denildi. Benimle beraber i'tikâfta bulunanlar dilerlerse son on günde de i'tikâf etsinler!" buyurdu. Bu­nun üzerine insanlar Rasûlullah'la i'tikâfa girdiler. Rasûlullah: "Kadir gecesi bana tek gecede gösterildi..." buyurdu... Hadîsin buradan aşağısı Buhârî'deki rivayetin aynıdır.
[14] Bu başlıkta Kadir gecesinin ramazâna mühasır olmasının, sonra ramazândan son on gece içinde olmasının, sonra da tek geceler içinde olmasının râcihliğine işaret vardır. Kadir gecesi hakkında gelen haberlerin toplamının delâlet etmek­te olduğu da bundan ibarettir (Ibn Hacer).
[15] Yânî bu başlığa delîl olacak hadîsler arasında Ubâdetu'bnu's-Sâmit (R.a)'in riva­yet ettiği hadîs de vardır. Bu Ubâde hadîsi bundan sonraki bâbda gelecektir.
[16] Hadîsin başlığa delîlliği meydandadır.
[17] Başlığa delîlliği "Onu son on içinde arayınız....'" kavimdedir. Bu hadîs, bun­dan önceki bâbda da biraz farklıca ve kısa bir metin ile geçmişti
[18] Başlığa delîlliği meydândadır.
[19] Arabça yazışmada usûl, ayın onbeşİne kadar günlerin sayısı olduğu gibi yazılır. Fakat onbeşinden sonraki yarım ayda, ayın sonuna kaç gün kaldıysa yazma tâ­rihinde o zikredilir. Meselâ ramazânın yirmibeşinci günü tesbîti arzu edilen bir hâdiseye = Ramazânın bitimine beş gün kala vâki' oldu" denir. Bu hadîslerdeki târihler de böyledir. Binâenaleyh Kadir gecesini yirbirinci, yirmiüçüncü, yirmibeşinci gecelerde arayınız demek olur.
[20] Son ondan dokuz gece geçtiğine göre ramazânın yirmidokuzuncu gecesi olur. İkinci fıkrada iki ihtimâl vardır: Ramazânın yirmiüçüncü gecesi olmak yâhud yirmiüçüncü geceden ramazânın sonuna kadar geri kalan yedi geceden gayrı mu­ayyen bir gecede bulunmak (Kirmanı).
[21] Bu mutâbaatı Ahmed ibn Hanbel ile îbnu Ebî Umer kendi müsnedlerinde mevsûl olarak getirmişlerdir.

Bu mutâbaa hadîsinin burada zikredilmesi müşkil sayılmıştır. Çünkü baş­lık tekler İçin, bu İse çifttir. Bu müşkile şöyle cevâb verildi: Enes: "Peygamber (S.A.V) yirmiüçüncü ve yirmidördüncü geceleri de araştırırdı" hadîsini rivayet etti. Yânî Peygamber Kadir gecesini kalan yedi gece içinde arardı. Eğer ay tamam ise Kadir gecesi yirmidördüncü gecedir; nakıs ise yirmiüçüncü gecedir. Belki İbn Abbâs bu yirmidört ile sâdece ihtiyatı kasdetmiştir.
Bir de bununla murâd yirmidördün tamâmında arayınız demektir ki, o da yirmibeşinci gecedir, denildi.
Buhârî rahmetli çok kerre bir başlık zikreder ve onun beraberinde, başlıkla arasında en küçük münâsebet bulunan muhalif haberi de sevkeder. Bunu asıl hadîsin muhalifinin de sabit olduğunu bildirmek için yapar (Kastallânî).
[22] el-Lahvu, mahv vezninde, birinci bâbdan, bir adama sövmek ma'nâsmadır; bi­rinci bâbdan ve ağacın kabuğunu soymak ma'nâsmadır.
el-Lıhye, sakala denir. ei-Lahy, lâm'm fethi ve hâ'mn sükûnuyle çene ke­miğine denir ki, sakal biten yerdir.
el-Mutâhat ve el-Lİhâ': Münazaa ve mücâdele eylemek ma'nâsmadır (Kaamûs Ter.).
[23] Unuttum demektir. Nitekim bu hadîsin diğer rivayetinde " ı^-ii = Kadirin hangi gece olduğunu unuttum" buyurulmuştur
[24] Kadir gecesinin gizlenmesi hikmeti: Allah bir takım işleri, bir takım gizli masla­hatlardan dolayı gizlemiştir. Kadir gecesini, senenin bütün gecelerinde gizlemiştir. Tâ ki mü'minler bu mübarek geceye tesadüf etmek için her geceyi ganimet bil­sinler de ibâdetle ihya etmeye, hiç olmazsa akşam ve yatsı namazlarını cemâatle kılmağa çalışsınlar. Cumanın her saatinde mütefekkir ve şuurlu bir hâlde bu­lunsunlar diye cumua gününde icabet saatini gizlemiştir. Orta namazı beş vakit namaz içinde; İsmi A'zam'ı şâir İlâhî isimler arasında; ilâhî rızâyı bütün tâat ve ibâdetler içinde gizlemiştir. Kıyametin kıyamı, ölüm zamanı gibi daha bir ta­kım şeyleri âid oldukları eşya arasında gizlemiştir. Hepsinde müşterek bulunan gaye, mü'minleri Allah'a mukaddes vazifelerine ve dînî vecîbelerine daimî bağ­lı bulundurmaktır (Tuhfetu'l-Merdiyye).

( = Hakk'ın tecellî edip yaklaştığı bütün geceler birer Kadir gecesidir. Nitekim bütün buluşma günleri birer toplanma günüdür" (İbnu Fârid).
Bir Özetleme;
Buraya kadar geçen hadîslerle daha başka hadîslere dayanan âlimler Kadir gecesini ta'yîn hususunda değişik tahminler ileri sürmüşlerdir. Ramazânın 1, 17, 18, 19, 21, 23, 25, 27, 29, 30'uncu günlerinden herbirine tutunanlar vardır. Bâzılan ramazanın tek gecelerinde, bâzıları da bütün gecelerinde aranmalıdır de­mişlerdir. Bâzısı bütün senenin belli olmayan bir gecesinde olabilir, demiştir. ^ Râfızîler'den bir taife İse Kadir gecesinin tamâmıyle kaldırıldığını iddia etmiş­tir. Şübhesiz bu sonuncu iddia bunca sahîh hadîslerle reddedilmiştir.

Halkın Kadir gecesi ramazânın 27'inci gecesidir diye i'tikaadma gelince, bu, Kadir gecesi hakkında âlimlerin görüşlerinden sâdece birisidir ve sâdece bir tahmindir, kat'iyet yoktur.
Sahîh hadîslerde ramazânın mahdûd ve muayyen günlerinde aranması tav­siyeleri ise bu hadîslerin söylendiği zamanlara, günlere mahsûs tahmînleri işa­retlenmektedirler.

*Sahih-i Buhari isimli muteber Hadis Kitabından alıntıdır.

Dualarda olmak ve Dualarda buluşmak dileğiyle...

Kadir Geceniz Mübarek olsun...
 

genc_kalem

Okumak,Yaþamaktýr
Gümüşhanevi Hz. lerinin Ramuz El-Ehadis kitabında Geçen Kadir Gecesi İle İlgili Hadis-i Şerifler

- Dört gece gündüz, dört gündüz de gece gibidir. Allah, o günlerde and verenin isteğini geri çevirmez. İnsanları mağfiret eder ve onlar bu günlerde bol ihsana nail olurlar. Bunlar: Kadir gecesi, Kurban arefesi, Beraat gecesi, Cuma gecesi ve günleridir.

Ravi: Hz. Enes (r.a.)

- Kadir gecesi sabahı güneş şuasız olarak doğar. Yükselinceye kadar sanki büyük bir tabak gibidir.

Ravi: Hz. Ubey İbni Kaab (r.a.)

- Kadir gecesi, yirmiyedi veya yirmidokuzuncu gecedir. O gece arzda melaike, taş adedinden çok olur.

Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)

- Kadir gecesi açık ve mülayim bir gecedir. Soğuk ve sıcak değildir. Sabahında da güneş zaif ve kızıl olarak doğar.

Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma)

- Kadir gecesi açık bir gecedir. Sıcak ve soğuk değildir. Onda bulut yoktur, yağmur ve rüzgar yoktur. O gecede yıldızlar taşlanmaz. O gecenin sabahının alameti, güneşin şuasız doğmasıdır.

Ravi: Hz. Vâsile (r.a.)

Kadir Geceniz Mübarek olsun.

Selam ve Dua ile..
 

genc_kalem

Okumak,Yaþamaktýr
Cem'ul Fevaid /Rudani Büyük Hadis Külliyatında Geçen Hadis-i Şerifler

Ümmü Seleme radiyallahu an­hâ'dan:

"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, ilk sene Ramazan'ın ilk on gününde, sonra or­ta on gününde, sonra son on gününde itikâfa girmiştir ve şöyle buyurmuştur: «Bana Kadir gecesi, onda (son on gün içinde) gösterildi, sonra unutturuldum.» Ondan sonra ölünceye dek son on günde itikâfa girerdi."
[Taberânî, Mu 'cemu'l-Kebir'de.][209]


Yûsuf bin Sa'd radiyallahu anh'dan:

Bir adam Hasan bin Alî'ye, Muâviye'ye biat ettikten sonra kalkıp şöyle dedi: "Mü'minlerin yüzünü kararttın." Ya da: "Ey Mü'minlerin yüzünün karartıcısı!" dedi. O, şu cevabı verdi: "Beni kınama, Allah seni esirge­sin! Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sel-lem'e Ümeyye oğulları kendi minberi üzerin­de gösterildi; ağrına gitti. Bu sebeple İnnâ a'taynâke'l-Kevser sûresi indi: «Yâ Muhammed, biz sana Kevser'i yani cenneteki nehri verdik.» Bir de kendisine «İnnâ enzelnâhufî leyleti' l-Kadri. Leyletü'l-Kadri hayrun min elfi şehrin» sûresi nazil oldu: "Senden sonra Ümeyye oğulları buna (bin aya) mâlik ola­caklar ey Muhammedi"
el-Kâsım bin el-Fadl dedi ki: "Biz (Eme-vîlerin iktidar müddetini) saydık ne fazla ve ne de eksik tam bin ay çıktı." [Tirmizî][221]

İbn Ömer radiyallahu anh'dan:

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in ashabından birtakım adamlara, (rüyalarında) Kadir gecesi (Ramazan'ın) son yedilerinde gösterildi. Bunun üzerine Peygamber sallalla­hu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Rüyanızın son yedilerde aydınlandığını görüyorum; bu sebeple kim onu araştırmak isterse, son yedilerde arasın."[222]
Diğer rivayette: "Son on günün içinde arasın" olarak geçmiştir.
[Mâlik, Buhârî, Müslim ve Ebû Dâvud][223]

Ebû Saîd radiyallahu anh'dan:

"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ile (Ramazan'ın) orta on gününde itikâfa gir­dik; yirminci gün olunca pılı pırtımızı alıp taşındık. Peygamber sallallahu aleyhi ve sel­lem geldi ve şöyle buyurdu: «Kim taşınmış ise itikaf mahalline geri gelsin! Zira rüyam­da bu gece kendimi su ile çamur arasında secde ederken gördüm.» O, itikâf ettiği yere dönünce, gökyüzünü bulut kapladı ve yağ­mur yağdı. Onu hak ile gönderene yemin ederim ki, gök o günün sonunda hücum etti. Mescid o zaman tavansız bir çardak idi. Bur­nunda ve burnunun ucunda su ve çamur izle­ri gördüm."[224]

3092- Diğer rivayet: (Allah Resulü) Ra­mazan'in ilk on gününde itikâf a girdi. Sonra orta on gününde Türk çadırında itikâfa girdi. Kapısında bir hasır vardı.

Eliyle hasın alıp çadırın kenarına koydu. Sonra başını çıkardı insanlarla konuştu; halk onun yanına yaklaştılar. Buyurdu ki: "Ben Ramazan'in ilk on günü itikâfa girip bu gece­yi arardım. Sonra ayın ortasındaki on günün­de itikâf yapmaya başladım. Bunun üzerine bana o gecenin son on günlerin içinde olduğu söylendi. İçinizden kim itikâfa girmek isterse girsin." Bunun üzerine cemaat de onunla bir­likte itikâfa girdiler. Devamla şöyle buyurdu:

"Şüphesiz bana (Kadir gicesi) tek gece olarak gösterildi. O gecenin sabahında sanki ben su ile çamur arasında secde ediyordum." Benze­rini nakletti.[225]


Diğer rivayet: Buyurdu ki:

"Ey Cemaat! Bana Kadir gecesi bildiril­di; size haber vermek için çıkmıştım, ancak davalı iki adam geldi, beraberlerinde şeytan da vardı. Onu (Kadir gecesinin hangisi oldu­ğunu) unuttum. Bu nedenle siz onu Rama­zan'in son on gününde arayın; dokuzunda, yedisinde ve beşinde arayın!"

Dedim ki: "Ey Ebû Saîd, siz sayılan biz­den daha iyi bilirsiniz!"

"Evet" dedi.

"Peki dokuzuncu, yedinci ve beşinci ne demektir?"

"Yirmi biri geçtiği zaman, onu takip eden yirmi ikidir. İşte dokuzuncu odur. Yirmi üç geçtiği zaman, onu takip eden yedincidir; yir­mi beşi geçtiği zaman onu takip eden de be­şincidir" dedi. [Tirmizî hariç, Altı hadis imamı][226]

- Enes radiyallahu anh'dan: el-Cuhenî dedi ki: "Ey Allah'ın Resulü!

Bizim bu ayda hazır bulunmaya gücümüz yet­memektedir. O nedenle bize Kadir gecesini bildir!" Şöyle buyurdu:

"Ayın son yedi günlerine dikkat edin!"

"Buna gücüm yetmez."

"Kalan yedinci gecede ara. O, bu gece­dir."

"Ey Allah'ın Resulü! Bu gece yirmi üçün­cü gecedir ve kalan sekiz gecededir."

"İşte ay böylece eksilir. Kalan geceler ye­didir" buyurdu. [Ebû Ya'lâ zayıf bir senedle.][227]

- Abdullah b. Üneys radiyallahu anh'dan:

O dedi ki: "Ey Allah'ın Resulü! Kadir ge­cesini aradığın gece hangi gecedir?"

"O geceden başka insanların namazı terk edeceklerinden korkmasam sana o geceyi bil­dirirdim" buyurdu.
[Taberânî, Mu'cemu'I-Kebfr'de.][228]

- Abdullah bin Üneys el-Cühenî radi­yallahu anh'dan:

O Peygamber sallallahu aleyhi ve sel-lem'e dedi ki: "Seleme oğullarından bir ce­maat beni sana gönderdi; senden Kadir gece­sini soruyorlar?" Buyurdu ki:

"Bu gece kaçıncı gecedir?"

"Yirmi ikinci gecedir" dedim.

"İşte bu gece Kadir gecesidir" buyurdu. Adam dönüp gitti. Dedi ki: "Yahut bir sonra­ki gecedir. —Yirmi üçüncü (geceyi) kastedi­yor—" [Ebû Dâvud][229]

- (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Bana Kadir gecesi gösterildi, sonra ba­na unutturuldu. O gecenin sabahında sanki ben su ile çamur arasında secde ediyordum." (Râvi) dedi ki:

"Yirmi üçüncü gecede yağmur yağdı. Al­lah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem bize na­maz kıldırdı, namazdan ayrıldığında, alnında ve burnunda su ve çamur izleri vardı."
Abdullah bin Üneys, (yağmurlu gecenin) yirmi üçüncü (gece) olduğunu söylerdi.
[Buharî, Müslim, Mııvatta ve Ebû Dâvud. Lafız Buharî'ye aittir.][230]

- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: Dedi ki: "Onu yirmi dördüncü gecede ara­yın!" [Buhârî][231]

- Bilâl radiyallahu anh'dan:
(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Kadir gecesi yirmi dördüncü gecedir." [Ahmed][232]

- Ubeyy bin Ka'b radiyallahu anh'­dan:
Ona denildi ki: "İbn Mes'ûd: Bütün bir se­nenin gecelerini ihya eden Kadir gecesine rastlayabilir" diyor. Bunun üzerine şöyle de­di:

"Kendinden başka hiçbir ilah olmayan Al­lah'a yemin ederim ki o, Ramazan ayının içindedir." —İnşaallah diyerek istisnasız ye­min etti ve dedi ki:— "Vallahi ben o geceyi biliyorum. O, Allah Resulünün bize ihyasını emrettiği yirmi yedinci gecedir ki belirtisi, o gecenin sabahında güneşin şuâsız bembeyaz doğmasıdır." [Müslim, Ebû Dâvud ve Tirmizî.][233]

- Diğer bir rivayet: "Peygamber sal­lallahu aleyhi ve sellem, bize şunu bildirmiş­tir: O (gece), sabahında güneşin şuâsız doğ­duğu gecedir. Saydık ve ezberledik. Vallahi İbn Mes'ûd da onun Ramazan'da ve yirmi ye­dinci gecede olduğunu da bilmiştir. Lâkin, tembelleşir amel etmezsiniz diye size söyle­mek istememiştir."[234]

- İbn Mes'ûd radiyallahu anh'dan: Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem bize Kadir gecesi hakkında şöyle buyurmuş­tur.
"Onu Ramazan' in yirmi yedi, yirmi bir ve yirmi üçüncü gecelerinde arayın!" Sonra sü­kût etti. lEbû Dâvud][235]

- Ebû Bekre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Onu, kalan dokuzda, ya da kalan yedide, ya da kalan beşte, ya da kalan üçte yahut son gecede arayın!" ITirmizî][236]

- İbnü'l-Museyyeb radiyallahu anh'­dan, dedi ki:
"Kim Kadir gecesi cemaatle namaz kılar­sa, ondan büyük nasibini almış olur." [Mâlik][237]

- Ubâde bin es-Sâmit radiyallahu anh'dan:

(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Onu son on günde, tek gecelerde arayın; yirmi bir, yirmi üç, yirmi beş, yirmi yedi, yir­mi dokuzuncu gecelerde, yahut son gecede arayın! Kim o geceyi iman ederek, karşılığını da ancak Allah'tan bekleyerek ihya eder, son­ra (o gecenin manasına) uygun davranırsa, bütün geçmiş ve gelecek günahları bağışla­nır." [Taberânî, Mu'cemu'l-Kebtr'de ve Ahmed.][238]

- Onun (Ahmed'in) şöyle bir rivayeti de vardır: "Onun alâmeti: temiz ve dibi görü­nen denizin derinliğinde, parlak ve hareket­siz, ne soğuk, ne sıcak, ne de yıldızlardan uzak bir Ay. O gecenin sabahında doğan gü­neş ise sanki ışığı ve parlaklığı olmayan bir dolunay."[239]

- Taberânî, Mu'cemu'l-Kebîr'de, za­yıf bir senedle, Vasile bin el-Eskâ'dan rivayet edip, şu ilaveyi yaptı:
(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"O gecede ne bulut, ne yağmur ve ne de rüzgâr vardır."[240]

- Ahmed ve Bezzâr, Ebû Hurey-re'den merfûan nakletmişlerdir:

(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"O, yirmi yedinci ya da yirmi dokuzuncu gecedir. O gece melekler yeryüzünde, taş sa-' yısından fazla olacaklardır."[241]

- Taberânî, Mu'cemu'l-Evsaftâ zayıf bir senedle ondan (Ebû Hureyre'den) merfû olarak:

(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Kadir gecesini; on yedi, ya da ondokuz, ya da yirmi bir, ya da yirmi üç, yahut yirmi beş, yahut yirmi yedi, yahut yirmi dokuzuncu gecelerde arayın."[242]

- İbn Ömer radiyallahu anh'dan: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e Kadir gecesi hakkında sordular. Cevaben şöy­le buyurdu:

"O, bütün Ramazan'in içindedir."
[Ebû Dâvud][243]

- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in yanında Kadir gecesi hakkında konuştuk; şöyle buyurdu:

"Hanginiz Ay'ın yarım kazan gibi doğdu­ğunu hatırlar? (İşte o zaman o gecedir)"[244]

Dipnotlar:

[209] Heysemî'ye göre isnadı hasendir (Mecma' III, 173).
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/66.

[221] Bu hadisi Tirmizî (no. 3350), Mahmûd b. Gaylân an Ebî Dâvud et-Tayâlisî ani'l-Kâsım b. el-Fadl an Yûsuf b. Sa'd senedi ile tahrîc etti ve isnadı hakkında "garîb" hükmü verdi.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/68.

[222] Bu hadisi Mâlik (i'tikâf 14, s. 321), Buhârî (leyletu'l-Kadr 2/1, II, 253) ve Müslim (siyam no. 205, s. 822), Mâlik an Nâfi' an İbn Ömer asl-ı senedi;
Mâlik (no. 11, s. 320) ve Müslim (no. 206, s. 823), Mâ­lik an Abdillah b. Dinar an İbn Ömer asl-ı senedi ile; Müslim (no. 207-8, s. 823), eı-Zührî an Salim b. Abdil­lah b. Ömer an ebîhî asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/68.

[223] Bu rivayeti Buhârî (i'tikâf 1, II, 255), Müslim (i'tikâf no. 2, s. 830), Ebû Dâvud (no. 2465), İbn Mâce (no. 1773) ve Beyhakî (IV, 315), Yûnus b. Yezîd an Nâfi' an İbn Ömer asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/68.

[224] İlk lafız Buhârî'ye (i'tikâf 13, II, 259); ikincisi ise Müslim'e aittir (siyam 215).
Bu hadisi Mâlik (i'tikâf no. 9, s. 319), Şafiî (Sünen s. 63-4), Tayâlisî (no. 2187), Abdürrezzâk (no. 7685), Ah­med (III, 60, 74, 94, 24), Buhârî (leyletu'1-Kadr 2/2, II, 253; 3/2, II, 254; i'tikâf 1/3, II, 255-6; 9, II, 257-8; 13, II, 259; ezan 41, I, 163; ezan 135, I, 198; ezan 151, I, 203), Müslim (siyam no. 213-4, s. 824; 216, s. 826), Ebû Dâvud (no. 894, 911, 1382), Nesâî (tatbîk 42, II, 208-9; sehv 98/1, III, 79-80), İbn Mâce (no. 1766, 1775), Ebû Ya'lâ (no. 1158), İbn Huzeyme (no. 2171, 2219, 2243), Tahâvî (I, 487; III, 89), İbn Hibbân (no. 3665, 3666, 3676-7) ve Beyhakî (II, 102, 285, 309, 314, 319, 320), Ebû Seleme b. Abdirrahman an Ebî Saîd asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/68-69.

[225] İlk lafız Buhârî'ye (i'tikâf 13, II, 259); ikincisi ise Müslim'e aittir (siyam 215).
Bu hadisi Mâlik (i'tikâf no. 9, s. 319), Şafiî (Sünen s. 63-4), Tayâlisî (no. 2187), Abdürrezzâk (no. 7685), Ah­med (III, 60, 74, 94, 24), Buhârî (leyletu'1-Kadr 2/2, II, 253; 3/2, II, 254; i'tikâf 1/3, II, 255-6; 9, II, 257-8; 13, II, 259; ezan 41, I, 163; ezan 135, I, 198; ezan 151, I, 203), Müslim (siyam no. 213-4, s. 824; 216, s. 826), Ebû Dâvud (no. 894, 911, 1382), Nesâî (tatbîk 42, II, 208-9; sehv 98/1, III, 79-80), İbn Mâce (no. 1766, 1775), Ebû Ya'lâ (no. 1158), İbn Huzeyme (no. 2171, 2219, 2243), Tahâvî (I, 487; III, 89), İbn Hibbân (no. 3665, 3666, 3676-7) ve Beyhakî (II, 102, 285, 309, 314, 319, 320), Ebû Seleme b. Abdirrahman an Ebî Saîd asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/69.

[226] Bu rivayeti Müslim (siyam no. 217, s. 826-7), Abdü'l-a'lâ an Saîd b. e. Arûbe an EbîNadre an EbîSaîd asl-ı senedi ile tahrîc etti.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/69.

[227] Heysemî, isnadında hakkında bilgi sahibi olamadığı ve tanımadığı bir râvinin mevcudiyetinden sözetmektedir. (Mecma' III, 176).
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/69.

[228] Heysemî'ye göre isnadı hasendir (Mecma' III, 178).
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/70.

[229] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 1379), Âhmed b. Hafs b. Abdillah es-Sülemi an ebîhî an Ibr. b. Tahmân an Abbâd b. İshâk ani'z-Zuhrî an Damre b. Abdillah b. Üneys an ebî­hî senedi ile tahrîc etti.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/70.

[230] Bu hadisi Mâlik (i'tikâf 12, s. 320) ve Müslim (siyam no. 218, s. 827), Ebû'n-Nadr mevlâ Ömer b. Ubeydillah (an Büsr b. Saîd) an Abdillah b. Uneys asl-ı senedi ile tahrîz ettiler.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/70.

[231] Bu mevkuf hadisi Buhârî (leyletu'1-Kadr 3/6, II, 255), an Hâlid an İkrime an İbn Abbâs tarikiyle muallak ola­rak rivayet etti.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/70.

[232] Bu hadisi Ahmed (IV, 12), Mûsâ b. Dâvud an İbn Lehî'a an Yezîd b. e. Habîb an Ebi'l-Hayr ani's-Sunâbihî an Bi­lâl senedi ile tahrîz etti. Heysemî'ye göre isnadı hasendir (Mecma' III, 176).
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/70.

[233] Lafız Müslim'e aittir. İkincisi Tîrmizî'nindir.
Bu hadisi Müslim (müsâfırîn no. 179, 80, s. 525; siyam no. 220-1, s. 828), Ebû Dâvud (no. 1378) ve Tirmizî (no. 793, 3351), Zir b. Hubeys an Ubeyy b. Ka'b asl-ı sene­di ile tahric ettiler.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/70.

[234] Lafız Müslim'e aittir. İkincisi Tîrmizî'nindir.
Bu hadisi Müslim (müsâfırîn no. 179, 80, s. 525; siyam no. 220-1, s. 828), Ebû Dâvud (no. 1378) ve Tirmizî (no. 793, 3351), Zir b. Hubeys an Ubeyy b. Ka'b asl-ı sene­di ile tahric ettiler.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/70.

[235] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 1384), Hatim b. Seyf an Ubeydillah b. Amr an Zeyd b. e. Üneyse an EM İshâk an Abdinahman b. el-Esved an ebîhî an İbn Mes'ûd sene­di ile tahrîc etti.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/71.

[236] Bu hadisi Tirmizî (no. 794), Humeyd b. Mes'ade an Ye­zîdb. Zürey' an Uyeyne b. Abdinahman an ebîhî an Ebî Bekre senedi ile tahrîc etti ve isnadı hakkında "hasen sahîh" hüküm verdi.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/71.

[237] Mâlik (i'tikâf no. 17, s. 321), bunu belâğan irâd etti.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/71.

[238] Bu hadisi Ahmed (V, 318, 321, 324), Abdullah b. Muh. b. Akîl an Ömer b. Abdinahman an Ubâde asl-ı senedi ile tahrîc etti. İbn Akîl, hakkında ihtilâf olan bir râvidir.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/71.

[239] Bu rivayeti Ahmed (V, 324), Hayve b. Şüreyh an Bakiyye an Buhayr b.Sa'dan Hâlidb. Ma'dân an Ubâde senedi ile tahrîc etti.
Râvileri güvenilir kimselerdir (Mecma' III, 175).
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/71.

[240] Râvilerinden Bisr b. Avn an Bekkâr b. Temîm, her ikisi de zayıf râvilerdir (Mecma' III, 179).
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/71.

[241] Bu hadisi Tayâlisî (no. 2545), Ahmed (II, 519), İbn Huzeyme (no. 2194) ve Bezzâr (no. 1030), İmıân el-Kaltân an Katâde an Ebî Meymûne an EbiHureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Râvileri güvenilir kimselerdir. (Mecma' III, 176).
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/71.

[242] Bu hadisi Taberânî (I, 70 a), Ahmed b. Muh. b. Sadaka an Ahmed b. Abdillah el-Mencûmî ani't-Tayâlisî an SUleym b. Hayyân an Ebî' I-Mühezzem an Yezîd b. Süfyân an Ebî Hureyre senedi ile tahrîc etti. Ebû'l-Mühezzem, zayıf bir râvidir. (Mecma' III, 176).
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/71.

[243] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 1387), Humeyd b.Zencûye an Saîd b. e. Meryem an Muh. b. Ca'fer b. e. Kesir an Mû­sâ b. Ukbe an Ebî İshâk an Saîd b. Ciibeyr an İbn Ömer senedi ile tahrîc etti.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/72.

[244] Bu hadisi Müslim (siyam no. 222, s. 289), Mervân el-Fezârîan Yezîd b. Keysân an Ebî Hazım an Ebî Hurey­re asl-ı senedi ile tahrîc etti.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/72.


Kadir Geceniz Mübarek Olsun..
Selam ve dua ile..


 

genc_kalem

Okumak,Yaþamaktýr
EL-LU'LUU VE'L-MERCAN

(Buharî ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler)


İbn Ömer (r.a.) şöyle nakletmiştir:

Sahabelerden bazı kimselere, rüyalarında, Kadir gecesinin, (Ramazan'ın) son yedi günü içinde olduğu gösterildi. Resulüllah (a.s.) onlara: "Görüyorum ki rüyalarınız Ramazanın son yedi günü hakkında biribirine uygun düşmüştür. Artık kim Kadir gecesini aramaya kalkışırsa, onu Ramazan'ın son yedisinde arasın" buyurmuştur.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 1985

Ebu Saîd Hudrî (r.a.) şöyle anlatır:

Resulüllah (a.s.) Mescitte Ramazan ayının ortasındaki on günde itikâf ediyordu. Yirminci gece dolup Peygamber yirmi birinci geceyi karşılayacağı zaman eve dönerdi. Kendisi ile beraber itikâf edenler de dönerlerdi. Sonra kendisi bir ayda ikamet etti de, bu ayda iken, içinde evine dönmekte olduğu o gecede de itikâf etti. Muteakiben halka bir hutbe irat ederek Allah'ın dilediği bazı şeyleri onlara şöyle emretti: "Ben şu on günde itikâf ediyordum. Sonra bana şu son on günde itikâf etmem zahir oldu. Benimle beraber itikâf etmiş olan, kendi itikâf yerinde gecelesin. Ben, bu geceyi muhakkak görmüştüm, fakat o bana unutturuldu. Siz onu (Kadir gecesi) son ondaki her tek gecede arayın. Ben kendimi bir su ve bir çamur içinde secde ederken gördüm." Ebu Saîd Hudrî sözlerine devamla: Biz yirmi birinci gecede yağmura tutulduk. Hatta Mescidin çatısı Resulüllah'ın namaz kıldığı yere aktı. Ben, sabah namazından dönerken Resulüllah'a baktığımda, yüzü yağmur çamur içerisinde idi.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 1993

Hz. Aişe'nin (r.ah.) naklettiğine göre:

Resulüllah (a.s.): "Kadir gecesini Ramazanın son on günü içinde arayınız" buyurmuştur.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 1998

Geceniz Mübarek olsun.

Selam ve Dua ile..


 
Üst