Kýrýk Testi
Well-known member
Gerek halk arasında, gerekse bazı eski kaynaklarda olağanüstü özelliklere sahip bir dağın adı olarak bahsedilir. Çin, Hint, Japon ve Mezopotamya geleneklerinde de bulunan bu dağ motifi, dünyanın çevresini kuşak gibi sardığı kabul edilmiştir. Eski bilginlerin görüşlerine göre, dünyanın çevresi gemilerin geçemediği, kıyıları görülemeyen karanlık bir su kütlesi olan Bahr-i Muhit ya da Ukinanus (Okyanus) ile kaplıdır. Buna göre bu su kütlesinden sonra da her şeyi bir kuşak gibi çevreleyen Kaf Dağı gelir. Eski Arap yazarlarının verdikleri bilgilere göre, Kaf Dağı yeşil zümrüttendir ve gökyüzünün rengi onun yansımasından gelir. Bir başka kaynakta da Kaf Dağının zümrütten bir kayaya dayandığı, “el-Veted” denen bu kayanın, Allah tarafından kendi kendine duramayan dünyaya bir destek olmak üzere yaratıldığı belirtilir. İnsanların aşmasına imkân olmayan Kaf Dağına dünyanın sonu gözüyle bakılır. Bu dağ, görünen ve görünmeyen dünyalar arasındaki sınırdır.
Kaf Dağıyla ilgili bir başka figür de Arapların “Anka”, İranlıların “Simurg”, Türklerin “Zümrüdüanka” diye adlandırdıkları kuştur. Bu kuşun, dağın tepesinde köşke benzer bir yuvada yaşadığı, insanlar gibi düşünüp konuştuğu, çok geniş bir bilgi ve hünere sahip olduğu, kendisine başvuran hükümdar ve kahramanlara akıl hocalığı yaptığı ileri sürülmektedir. (İslâm Ansiklopedisi; cilt:24 sy:144-145 – Türkiye Diyanet Vakfı)
Üstad Bediüzzaman Kaf Dağının varlığını kabul eder. Ancak keyfiyeti ve özellikleri hakkında söylenenleri ancak Resullah’ın (a.s.m.) bir açıklamasına dayanması hâlinde kabul edeceğini belirtir. Yoksa kişilerin hayal ettikleri şeyleri bunda esas kabul etmediğini ifade eder. Diğer yandan Kaf Dağının varlığı ve özellikleri hakkında, diğer kaynaklardan farklı bazı yorumlar yapar.
Üstad Bediüzzaman Kaf Dağının adetâ bütün doğuyu kuşatan Himalaya Sıradağları olduğunu söyler. Özellikle eski kaynaklarda bu silsile dünya üzerindeki pek çok sıradağların birleştikleri nokta olarak kabul edilmiştir.
Bediüzzaman Kaf Dağını maddî âlemdeki bütün varlıkların yansımalarının bulunduğu misâl âlemi açısından da açıklar. Bu açıdan Himalaya Dağları, misâl âleminde çok garip özellikleri olan Kaf’ın çekirdeği olabilir. Velîler, misâl alemine girerek Kaf Dağını bu şekliyle gözlemlemiş olabilirler.
Kaf Dağıyla ilgili bir başka figür de Arapların “Anka”, İranlıların “Simurg”, Türklerin “Zümrüdüanka” diye adlandırdıkları kuştur. Bu kuşun, dağın tepesinde köşke benzer bir yuvada yaşadığı, insanlar gibi düşünüp konuştuğu, çok geniş bir bilgi ve hünere sahip olduğu, kendisine başvuran hükümdar ve kahramanlara akıl hocalığı yaptığı ileri sürülmektedir. (İslâm Ansiklopedisi; cilt:24 sy:144-145 – Türkiye Diyanet Vakfı)
Üstad Bediüzzaman Kaf Dağının varlığını kabul eder. Ancak keyfiyeti ve özellikleri hakkında söylenenleri ancak Resullah’ın (a.s.m.) bir açıklamasına dayanması hâlinde kabul edeceğini belirtir. Yoksa kişilerin hayal ettikleri şeyleri bunda esas kabul etmediğini ifade eder. Diğer yandan Kaf Dağının varlığı ve özellikleri hakkında, diğer kaynaklardan farklı bazı yorumlar yapar.
Üstad Bediüzzaman Kaf Dağının adetâ bütün doğuyu kuşatan Himalaya Sıradağları olduğunu söyler. Özellikle eski kaynaklarda bu silsile dünya üzerindeki pek çok sıradağların birleştikleri nokta olarak kabul edilmiştir.
Bediüzzaman Kaf Dağını maddî âlemdeki bütün varlıkların yansımalarının bulunduğu misâl âlemi açısından da açıklar. Bu açıdan Himalaya Dağları, misâl âleminde çok garip özellikleri olan Kaf’ın çekirdeği olabilir. Velîler, misâl alemine girerek Kaf Dağını bu şekliyle gözlemlemiş olabilirler.