Kýrýk Testi
Well-known member
Karadeniz’i Marmara Denizine birleştiren ve İstanbul boğazının batısında, Avrupa yakasında bulunmaktadır. İlçe, kuzey doğuda Beşiktaş, güney batıda Beyoğlu, batı ve kuzey batıda da Eyüp ilçelerine komşudur.
Kağıthane ve çevresindeki mahalleler, 1989 yılına kadar Şişli ilçesinin birer mahallesi konumunda idi. Kağıthane 1987 yılında Şişli’den ayrılarak ilçe yapıldı.
Kağıthane tarihinin temel özelliği görkemdir. Bu görkemli geçmiş, Osmanlı döneminin hemen hemen bütün dönemlerini içine alır. Bu geçmişte Osmanlı İmparatorluğunun batılılaşma hikâyesinin bütün izleri de görülür.
Kağıthane’nin tarihi İstanbul’un tarihi kadar eskidir. Haliç, özellikle Kağıthane Deresi ve çevresi, Bizans döneminden başlayarak, İstanbul’un önemli coğrafyalarından biri olmuştur.
Evliya Çelebi 17. yüzyılda Kağıthane ve çevresine tanıklık ederken, burada harap durumda bir kağıthanenin bulunduğunu yazmıştır. Öte yandan İstanbul’un fethinden sonra sarayın ve İstanbul halkının ihtiyacı olan sebze ve sütün bir bölümü buradaki ağıl ve bostanlardan sağlanmıştır.
Kanunî Sultan Süleyman, Kağıthane’nin mesiresini görünce çok beğenmiş, avlanmak ve dinlenmek için sık sık buraya gelmeye başlamıştı. Takip eden dönemlerde hem bir mesire, hem toplantı yeri, hem de o döneme göre bir sanayi bölgesi oldu.
Kağıthane ve çevresindeki mahalleler, 1989 yılına kadar Şişli ilçesinin birer mahallesi konumunda idi. Kağıthane 1987 yılında Şişli’den ayrılarak ilçe yapıldı.
Kağıthane tarihinin temel özelliği görkemdir. Bu görkemli geçmiş, Osmanlı döneminin hemen hemen bütün dönemlerini içine alır. Bu geçmişte Osmanlı İmparatorluğunun batılılaşma hikâyesinin bütün izleri de görülür.
Kağıthane’nin tarihi İstanbul’un tarihi kadar eskidir. Haliç, özellikle Kağıthane Deresi ve çevresi, Bizans döneminden başlayarak, İstanbul’un önemli coğrafyalarından biri olmuştur.
Evliya Çelebi 17. yüzyılda Kağıthane ve çevresine tanıklık ederken, burada harap durumda bir kağıthanenin bulunduğunu yazmıştır. Öte yandan İstanbul’un fethinden sonra sarayın ve İstanbul halkının ihtiyacı olan sebze ve sütün bir bölümü buradaki ağıl ve bostanlardan sağlanmıştır.
Kanunî Sultan Süleyman, Kağıthane’nin mesiresini görünce çok beğenmiş, avlanmak ve dinlenmek için sık sık buraya gelmeye başlamıştı. Takip eden dönemlerde hem bir mesire, hem toplantı yeri, hem de o döneme göre bir sanayi bölgesi oldu.