Konuya cevap cer

Cevap: Risale Analizi: Kainatın Efendisini (asm) Okuyoruz



 

Hz. muhammed (s.a.v) yaratılış muammasının ve Kainat Tılsımı'nın anahtarıdır!

 

Peygamberlerin temel vazifelerinden olan, yaratılış muammasını keşfetmek ve kainatın sırlarını açmak alanında, tüm asırları ve insanlık tabakalarını doyuracak ilim ve yeteneğe sahip, Hz. muhammed ( a.s.m )' dır. Çünkü sair Peygamberlerin (a.s) getirdikleri izahlar ve ilaçlar, kendi milletlerini ve kendi asırlarını doyuracak ve iyileştirecek nitelikteydi. Fakat kainatın efendisi olan Peygamberimiz ( a.s.m ), daha önce gelen tüm peygamberlerin ilim ve ibadetlerine mutlak varis ( Sözler; 428 ) olduğu gibi, kendisinden sonra kıyamete kadar gelecek olan tüm insanlara da üstad ve muallim niteliğini taşıyor. Bu nedenle Cenab-ı Hak (c.c), Kainatın Efendisine ( a.s.m ) bütün kainatın sırlarını hem Kur'an ile ve hem de Miraç ile bildirdi. 

 

Çünkü Kur'an-ı Hakim, kainatın gaye ve hakikati hakkında hem en doğru, hem de en açıklayıcı bilgiyi veren semavi bir kitaptır. Bu konuda, Bediüzzamanın şu sadeleştirerek vereceğimiz ifade ve tespitleri çok manidardır: “Gayet büyük ve garip ve fevkalade genişlikte acayîp bir ağaç farz edelim ki, o ağaç geniş bir gayb ve gizlilik perdesi altında saklanmıştır. Bilindiği gibi, insanın âzâları gibi, bir ağacın da dalları, meyveleri, yaprakları ve çiçekleri gibi bütün uzuvları arasında bir münâsebet, bir uygunluk, bir intizam lâzımdır. Her bir parçası, o ağacın mahiyetine göre bir şekil alır; bir sûret verilir.

 

Şimdi biri çıksa, hiç görülmeyen ve gizli olan o ağaca dâir perde üstünde onun her bir dalına, meyvesine, yapraklarına uygun bir resim çizse ve birbirinden çok uzak olan başlangıcı ve sonu arasında ki tüm uzuvlarının şekil ve sûretini gösterecek resimlerle doldursa, elbette O ressamın, o gizli ağacı gaybı gören nazarıyla görüp, ihâta ettikten sonra tasvir ettiği hususunda şüphe kalmaz.

Aynen bu örnekte olduğu gibi, Kur'ân-ı Hakim dahi, kainatın hakikatine dâir beyanlarında uygunluğu muhâfaza etmede ve her bir unsura lâyık bir sûret vermede çok dengeli ifadeler kullanmıştır. Kainatın hakikatı ise, dünyanın başlangıcından tut, tâ âhiretin en nihayetine kadar uzanmış ve en yukarı tabakadan en aşağılara, atomlardan ta güneşe kadar yayılmış olan konulardır. Bütün araştırmacılar, yaptıkları araştırmaların sonucunda Kurân'ın bu tasvirleri karşısında "Mâşallah, bârekallah" deyip, "Tılsım-ı kâinatı ve yaratılış sırlarını keşfeden ve açan yalnız sensin, ey Kur'ân-ı Kerîm!" demişler. ( Sözler; 435)


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst