Cevap: Risale Analizi: Kainatın Efendisini (asm) Okuyoruz
DÖRDÜNCÜ REŞHA:
Bak, öyle bir ziyâ-i hakikat(HAKİKAT IŞIĞI) neşreder (YAYAR) ki, eğer onun o nurânî(NURLU) daire-i hakikat-i irşâdından (HAKİKATLARI AÇIKLAYAN DAİRESİNDEN) hariç bir sûrette kâinata baksan(YANİ KAİNATA İMANLA,ALLAH NAMINA BAKMASAN), elbette kâinatın şeklini bir mâtemhâne-i umumi (GENEL YAS TUTULAN YER) hükmünde ve mevcudâtı (VARLIKLARI) birbirine ecnebî(YABANCI), belki düşman ve câmidâtı (CANSIZLARI) dehşetli cenazeler ve bütün zevi'l-hayatı(HAYAT SAHİPLERİNİ) zevâl (AYRILMA) ve firâkın (AYRILIK,SEVDİKLERİNİN BURDAN AYRILMALARINDAN AĞLAYAN,ÇIĞLIK KOPARAN ŞEKLİNDE GÖRÜRSÜN) sillesiyle ağlayan yetimler hükmünde görürsün.
Şimdi bak, onun neşrettiği nur ile(İMANI ANLATMASI,ALLAH NAMINA BAKTIRMASIYLA), mâtemhâne-i umumi(GENEL YAS), şevk u cezbe içinde bir zikirhâneye (ZİKİR EVİNE) inkılâb etti(DÖNÜŞTÜ).
O ecnebî(BİRBİRİNE YABANCI), düşman mevcudât(VARLIKLAR), birer dost ve kardeş şekline girdi.
O câmidât-ı meyyite-i sâmite(SUSKUN,ÖLÜ ,CANSIZ VARLIKLAR), birer mûnis (SEVİMLİ) memur, birer musahhar hizmetkâr vaziyetini aldı.
Ve o ağlayıcı ve şekvâ edici, kimsesiz yetimler, birer tesbih içinde zâkir (ZİKREDEN) veya vazife paydosundan (DÜNYADAKİ VAZİFEDEN TERHİS EDİLMESİYLE) şâkir(ŞÜKÜR EDEN) sûretine girdi.