kalbin namaza hazır olması

GÖNÜLSIZIM

Well-known member
Fahri Kâinat Aleyhisselatu ve Selam Efendimiz, ashabıyla birlikte haremi şerifin etrafında oturuyorlardı Henüz müşrikleri Hicazdan men eden ayeti celile inzal olmadığı için, cemaat içinde Yahudilerin de önde gelen din adamları bulunuyorlardı Aniden telaşlı bir şekilde, sahabenin birisi geliyor ve ortama dikkat etmeden soruyor:
--Ey Allah ın Resulü, bir müşkülüm var Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem izin verince;
--Namazlarımı eda ederken kalbim bir türlü sükûn bulmuyor, kendimi tam olarak namaza veremiyorum, şeytan hep musallat oluyor, diyor
Yahudi din adamlarından birisi, riya içinde hemen müdahale ediyor:
-- Bizim dinimiz çok büyük ve sağlam olduğu için, biz ibadetlerimizi yaparken, şeytan bize musallat olamaz ve kalbimiz hazır olur, diyor
Kâinatın Efendisi, Mahbub-u Hüda Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hz Ali ye dönerek, sen cevap ver, buyuruyor
Hz Ali, Şah-ı veli Keremallahu Veçhe sükûnetle sahabeye dönerek:
-- Sen hiç boş eve hırsız girdiğini gördün mü? Senin kalbinde iman olduğu için şeytan çalmak için uğraşıyor, olmasaydı uğraşmazdı, diyor Kalbinde iman olduğu için Allah-u Teala ya şükret ve her namaz sonrası 'Subhanallah' 'Allahuekber' diyerek tesbihatta bulun, bir zaman sonra kalbinin çok daha iyi olduğunu göreceksin, buyuruyor

 

zerrat

Well-known member
İkinci İkaz
Ey şikemperver nefsim! Acaba, her gün her gün ekmek yersin, su içersin, havayı teneffüs edersin; sana onlar usanç veriyor mu?
Mâdem vermiyor; çünkü ihtiyaç tekerrür ettiğinden usanç değil, belki telezzüz ediyorsun. Öyle ise, hâne-i cismimde senin arkadaşların olan kalbimin gıdâsı, ruhumun âb-ı hayatı ve latîfe-i Rabbâniyemin hava-i nesîmini cezb ve celb eden namaz dahi seni usandırmamak gerektir.
Evet, nihayetsiz teessürât ve elemlere mâruz ve mübtelâ ve nihayetsiz telezzüzâta ve emellere meftun ve pürsevdâ bir kalbin kût ve kuvveti, herşeye kâdir bir Rahîm-i Kerîmin kapısını niyaz ile çalmakla elde edilebilir.
Evet, şu fânî dünyada kemâl-i sür'atle vâveylâ-i firâkı koparan giden ekser mevcudâtla alâkadar bir ruhun âb-ı hayatı ise, herşeye bedel bir Ma'bud-u Bâkînin, bir Mahbub-u Sermedînin çeşme-i rahmetine, namaz ile teveccüh etmekle içilebilir.
Evet, fıtraten ebediyeti isteyen ve ebed için halk olunan ve ezelî ve ebedî bir Zâtın aynası olan ve nihayetsiz derecede nâzik ve letâfetli bulunan zîşuur bir sırr-ı insanî, zînur bir latîfe-i Rabbâniye, şu kasâvetli, ezici ve sıkıntılı, geçici ve zulümâtlı ve boğucu olan ahvâl-i dünyeviye içinde, elbette teneffüse pekçok muhtaçtır. Ve ancak namazın penceresiyle nefes alabilir.
Üçüncü İkaz
Ey sabırsız nefsim! Acaba, geçmiş günlerdeki ibâdet külfetini ve namazın meşakkatini ve musîbet zahmetini bugün düşünüp muztarip olmak, hem gelecek günlerdeki ibâdet vazifesini ve namaz hizmetini ve musîbet elemini bugün tasavvur edip sabırsızlık göstermek hiç kâr-ı akıl mıdır?
Şu sabırsızlıkta misâlin şöyle bir sersem kumandana benzer ki: Düşmanın sağ cenah kuvveti onun sağındaki kuvvetine iltihak etmiş ve ona taze bir kuvvet olduğu halde, o tutar, mühim bir kuvvetini sağ cenâha gönderir, merkezi zayıflaştırır. Hem, sol cenahta düşmanın askeri yok iken ve daha gelmeden büyük bir kuvvet gönderir. "Ateş et!" emrini verir. Merkezi bütün bütün kuvvetten düşürtür. Düşman işi anlar, merkeze hücum eder, târ ü mâr eder.
Evet, buna benzersin. Çünkü, geçmiş günlerin zahmeti, bugün rahmete kalbolmuş. Elemi gitmiş, lezzeti kalmış; külfeti, kerâmete iltihak ve meşakkati, sevâba inkılâb etmiş. Öyle ise, ondan usanç almak değil, belki yeni bir şevk, taze bir zevk ve devama ciddî bir gayret almak lâzım gelir. Gelecek günler ise, mâdem gelmemişler, şimdiden düşünüp usanmak ve fütur getirmek, aynen o günlerde açlığı ve susuzluğu ile bugün düşünüp, bağırıp çağırmak gibi bir divâneliktir.
Mâdem hakikat böyledir, âkıl isen, ibâdet cihetinde yalnız bugünü düşün. Ve, "Onun bir saatini ücreti pek büyük, külfeti pek az, hoş ve güzel ve ulvî bir hizmete sarf ediyorum" de. O vakit senin acı bir fütûrun, tatlı bir gayrete inkılâb eder.
İşte ey sabırsız nefsim! Sen, üç sabır ile mükellefsin: Birisi tâat üstünde sabırdır, birisi mâsiyetten sabırdır, diğeri musîbete karşı sabırdır.

Aklın varsa, şu Üçüncü İkazdaki temsilde görünen hakikati rehber tut. Merdâne, "Yâ Sabûr" de, üç sabrı omuzuna al. Cenâb-ı Hakkın sana verdiği sabır kuvvetini, eğer yanlış yolda dağıtmazsan, her meşakkate ve her musîbete kâfi gelebilir. Ve o kuvvetle dayan.

Sözler | Yirmi Birinci Söz | 244
 

kýþ meleði

Well-known member
fahri kâinat aleyhisselatu ve selam efendimiz, ashabıyla birlikte haremi şerifin etrafında oturuyorlardı henüz müşrikleri hicazdan men eden ayeti celile inzal olmadığı için, cemaat içinde yahudilerin de önde gelen din adamları bulunuyorlardı aniden telaşlı bir şekilde, sahabenin birisi geliyor ve ortama dikkat etmeden soruyor:
--ey allah ın resulü, bir müşkülüm var efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem izin verince;
--namazlarımı eda ederken kalbim bir türlü sükûn bulmuyor, kendimi tam olarak namaza veremiyorum, şeytan hep musallat oluyor, diyor
yahudi din adamlarından birisi, riya içinde hemen müdahale ediyor:
-- bizim dinimiz çok büyük ve sağlam olduğu için, biz ibadetlerimizi yaparken, şeytan bize musallat olamaz ve kalbimiz hazır olur, diyor
kâinatın efendisi, mahbub-u hüda sallallahu aleyhi ve sellem hz ali ye dönerek, sen cevap ver, buyuruyor
hz ali, şah-ı veli keremallahu veçhe sükûnetle sahabeye dönerek:
-- sen hiç boş eve hırsız girdiğini gördün mü? Senin kalbinde iman olduğu için şeytan çalmak için uğraşıyor, olmasaydı uğraşmazdı, diyor kalbinde iman olduğu için allah-u teala ya şükret ve her namaz sonrası 'subhanallah' 'allahuekber' diyerek tesbihatta bulun, bir zaman sonra kalbinin çok daha iyi olduğunu göreceksin, buyuruyor
allah razi olsun paylaşimin güzeldi iNşallah bizlerde kalbimizi boşaltmayi başaririz
 

kýþ meleði

Well-known member
''Ey nefis! Bil ki, dünkü gün senin elinden çıktı; yarın ise, senin elinde senet yok ki, ona mâliksin. Öyle ise, hakiki ömrünü bulunduğun gün bil. Lâakal, günün bir saatini ihtiyat akçesi gibi, hakiki istikbâl için teşkil olunan bir sandukça-i uhreviye olan bir mescide veya bir seccâdeye at. ''

Sözler | Yirmi Birinci Söz | 246
amin kardeşim yüreğine sağlık
 

ilimehli

Well-known member
Hz.Ali (r.a) mukemmel bir cevap vermis.Kalbimizi Hakkin sevgisi ve aski ile dolduranlardan olalim insallah.Elbetteki seytan bos durmayacaktir,vesvese vermeye devam edecektir,ama marifet onunla savasa devam etmektir.Cunku devam ettikce kazanma sansimiz yukselecektir,biiznillah.
Allah razi olsun.Sevgi ve Dua ile...
 
Üst