Kandillerin Değerlendirilmesi

ARİF

Well-known member
KANDİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Bütün kandil gecelerinde yapılabilecek ve yapılması gereken önemli bir takım afv ü mağfirete nail olma, ecr ü sevap kazanma, manevî terakki kaydetme, bela ve musibetlerden kurtulma ve rıza-i İlâhiye ulaşma vesileleri vardır ki, bunlardan bazılarını maddeler hâlinde kısaca ve toplu olarak yeniden hatırlamakta yarar var:
1. Kur'ân-ı Kerim okunmalı; okuyanlar dinlenmeli; uygun mekânlarda Kur'ân ziyafetleri verilmeli; Kelamullah'a olan sevgi, saygı ve bağlılık duyguları yenilenmeli, kuvvetlendirilmeli.
2. Peygamber Efendimiz (sas)'e salât ü selâmlar getirilmeli; O'nun şefaatini ümit edip, ümmetinden olma şuuru tazelenmeli.
3. Kaza, nafile namazlar kılınmalı; varsa o geceye ait nakledilen namazlar,111 onlar da ayrıca kılınabilir; kandil gecesi, özü itibariyle ibadet ve ibadette ihsan şuuruyla ihya edilmeli.
4. Tefekkürde bulunulmalı; "Ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum, Allah'ın benden istekleri nelerdir" gibi konular başta olmak üzere hayatî meselelerde derin düşüncelere girmeli.
5. Geçmişin muhasebe ve murakabesi yapılmalı; ve şimdinin ve geleceğin plân ve programı çizilmeli.
6. Günahlara samimi olarak tevbe ve istiğfar edilmeli; idrak edilen geceyi son fırsat bilerek nedamet ve inabede bulunulmalı.
7. Bol bol zikir, evrad ü ezkarda bulunulmalı.
8. Mü'minlerle helalleşilmeli; onlarla irtibatımız cihetinden rızaları alınmalı.
9. Küs ve dargın olanlar barıştırılmalı; gönüller alınmalı; kederli yüzler güldürülmeli.
10. Kişi kendine ve diğer Mü'min kardeşlerine hattâ isim zikrederek dualar etmeli.
11. Üzerimizde hakları olanlar aranıp sorulmalı; vefa ve kadirşinaslık ahlâkı yerine getirilmeli.
12. Yoksul, kimsesiz, öksüz, yetim, hasta, sakat, yaşlı olanlar ziyaret edilip, sevgi, şefkat, hürmet, hediye ve sadakalarla mutlu edilmeli.
13. O gece ile ilgili âyetler, hadîsler ve bunların yorumları ilgili kitaplardan ferden veya cemaaten okunmalı.
14. Dini toplantılar, paneller ve sohbetler düzenlenmeli; va'z ü nasihat dinlenmeli; şiirler okunmalı; ilâhî ve ezgilerle gönüllerde ayrı bir dalgalanma oluşturmalı.
15. Kandil gecesinin akşam, yatsı ve sabah namazları cemaatle ve camilerde kılınmalı.
16. Sahabe, ulema ve evliya türbeleri ziyaret edilmeli; hoşnutlukları alınmalı; ve manevî iklimlerinde vesilelikleriyle Hakk'a niyazda bulunulmalı.
17. Vefat etmiş yakınlarımızın, dostlarımızın ve büyüklerimizin kabirleri ziyaret edilmeli; iman kardeşliğine ait sadakati yerine getirilmeli.
18. Hayattaki manevî büyüklerimizin, üstadlarımızın, anne ve babamızın, dostlarımızın ve diğer yakınlarımızın kandilleri bizzat giderek veya telefon, faks yahut e-mail çekerek tebrik edilmeli; duaları istenmeli.
19. Bu kandil gecelerinin gündüzlerinde mümkün olduğunca oruç tutulmalı.

Yunus GÜLENDAM “Yeni Ümit”
 

ARİF

Well-known member
n720823019_1143395_1012.jpg
 

ARİF

Well-known member
beraat kandili münasebetiyle hem bir hatırlatma HEMDE bir güncelleme olsun inş.

Hz.Aişe (R. Anha) şöyle anlatmıştır: Resûlullah (S.A.V) Efendimiz Şaban ayının onbeşinci gecesi olan Beraat gecesinde:
"Ya Aişe! Bu gece hangi gecedir?" buyurdu. Ben de: "Allah ve Resûlü en iyi bilir.." dedim. Peygamber Efendimiz (S.A.V) şöyle buyurdu:
"Bu gece Şaban'ın onbeşinci gecesidir. Bu gecede dünya işleri ve kulların amelleri Allah-u Teâla'ya arz olunur.
Bu gecede Allah'ın cehennemden affettiği kimselerin adedi, Benî Kelb kabîlesinin koyunlarının kılları miktarıncadır.
(Bu gece rızıklar dağıtılır, bir sene içinde öleceklerin listesi Azrail'e verilir)." buyurdu.
Ve "Sen bu geceyi benim ibâdetle geçirmeme izin verir misin?" dedi.
Ben "Evet, buyurun" dedim. Resulullah (S.A.V) namaz kılmaya başladı. Fatiha ve küçük bir sûre okuyarak kıyâmını hafif tuttu. Secdesini ise gecenin yarısına kadar uzattı.
Sonra ikinci rek'ata kalktı. Birinci rek'attaki kıraat gibi kıraatını hafif ettikten sonra secdeye vardı. Ve sabaha kadar secdede kaldı. Ben Resulullah'ın o kadar uzun secdede kalmasından va kendisinden geçmiş görünmesinden ruhu kabz oldu sanmıştım. Bu endişe ile kendisine yaklaştım. Mûbarek ayaklarına dokununca vefat etmediğini anladım." (Beyhaki)
Ey nefsim!
Allah-u Zülcelal kullarını affetmek için bak Beraat gecesini bir fırsat olarak vermiştir. Alemlerin Efendisi olmasına rağmen ve Allah-u Zülcelal geçmiş ve gelecek günahlardan koruduğu halde Peygamber Efendimiz bu gecede sabaha kadar ibadet ve taat etmiştir.
Ey nefsim!
Sen kendi halini bir düşün... Bu kadar hata ve günahın içerisinde ve bu kadar acizliğinle senin bu gecelere ve bu gibi fırsatlara daha çok ihtiyacın yok mu?
Bu gecede affedilen kulların arasına girmek ve Allah-u Zülcelal'in rızasını kazanmak istemez misin? Eğer istiyorsan, bu geceyi değerlendir, Allah-u Zülcelal'e yönel affedilmen için gözyaşı dök.
Bilmiş ol ki kurtuluşun ancak Allah'ın yolundadır.
 
beraat kandili münasebetiyle hem bir hatırlatma HEMDE bir güncelleme olsun inş.

Hz.Aişe (R. Anha) şöyle anlatmıştır: Resûlullah (S.A.V) Efendimiz Şaban ayının onbeşinci gecesi olan Beraat gecesinde:
"Ya Aişe! Bu gece hangi gecedir?" buyurdu. Ben de: "Allah ve Resûlü en iyi bilir.." dedim. Peygamber Efendimiz (S.A.V) şöyle buyurdu:
"Bu gece Şaban'ın onbeşinci gecesidir. Bu gecede dünya işleri ve kulların amelleri Allah-u Teâla'ya arz olunur.
Bu gecede Allah'ın cehennemden affettiği kimselerin adedi, Benî Kelb kabîlesinin koyunlarının kılları miktarıncadır.
(Bu gece rızıklar dağıtılır, bir sene içinde öleceklerin listesi Azrail'e verilir)." buyurdu.
Ve "Sen bu geceyi benim ibâdetle geçirmeme izin verir misin?" dedi.
Ben "Evet, buyurun" dedim. Resulullah (S.A.V) namaz kılmaya başladı. Fatiha ve küçük bir sûre okuyarak kıyâmını hafif tuttu. Secdesini ise gecenin yarısına kadar uzattı.
Sonra ikinci rek'ata kalktı. Birinci rek'attaki kıraat gibi kıraatını hafif ettikten sonra secdeye vardı. Ve sabaha kadar secdede kaldı. Ben Resulullah'ın o kadar uzun secdede kalmasından va kendisinden geçmiş görünmesinden ruhu kabz oldu sanmıştım. Bu endişe ile kendisine yaklaştım. Mûbarek ayaklarına dokununca vefat etmediğini anladım." (Beyhaki)
Ey nefsim!
Allah-u Zülcelal kullarını affetmek için bak Beraat gecesini bir fırsat olarak vermiştir. Alemlerin Efendisi olmasına rağmen ve Allah-u Zülcelal geçmiş ve gelecek günahlardan koruduğu halde Peygamber Efendimiz bu gecede sabaha kadar ibadet ve taat etmiştir.
Ey nefsim!
Sen kendi halini bir düşün... Bu kadar hata ve günahın içerisinde ve bu kadar acizliğinle senin bu gecelere ve bu gibi fırsatlara daha çok ihtiyacın yok mu?
Bu gecede affedilen kulların arasına girmek ve Allah-u Zülcelal'in rızasını kazanmak istemez misin? Eğer istiyorsan, bu geceyi değerlendir, Allah-u Zülcelal'e yönel affedilmen için gözyaşı dök.
Bilmiş ol ki kurtuluşun ancak Allah'ın yolundadır.


allah razı olsun.
 
Üst