kenz-i mahfi
Sorumlu
ELMAS: Çok kıymetli, beyaz, şeffaf maden, cevher, kıymetli taş (En saf karbon)
"Elmas" kelimesi Farsça bir kelime olup "Yunanca"da "fethedilemez" manasına gelen "adamas" kelimesinden türetilmiştir. İngilizcesi olan "diamond" kelimesi de yine bu kelimeden gelmektedir.
"Elmas" madeni, en saf ve arı karbondur. "Kömür" de aynı şekilde sadece karbon elementinden müteşekkildir. "Elmas" ile "kömür" arasında madde olarak hiç bir fark yoktur. Aralarındaki fark; "elmas"taki atomların, üç boyutlu bir kristal oluşturacak şekilde dizilmeleri, "kömür"de ise düzlemsel bir tabaka halinde dizilmesidir. Bu atom dizilişi sayesinde elmas, ışığı emmeyip yansıttığından pırıl pırıl bir hal almaktadır. Kömür ise tüm ışığı emdiğinden simsiyah bir vaziyet almaktadır.
"pırlanta" kelimesini izah ederken "elmas"tan bahsetmiş ve "elmas"ın işlenmiş haline "pırlanta" denildiğinden bahsetmiştik. "Elmas" değerli taşlar arasında en saf olanıdır. Sadece karbon elementinden müteşekkildir. Kömürün yüksek basınç altında mahiyet değiştirmiş haline elmas denilir.
"Elmas" kelimesinin Ebced Değeri: 132'dir.
"Pırlanta" kelimesinin Ebced Değeri: 297'dir.
Risale-i Nur için "Kur'an'ın elmas bir kılıncı" tabiri kullanılmaktadır.
Risale-i Nur Külliyatı'nda "elmas" ve "kömür" pek çok yerde birbirine kıyas edilerek, iman ve küfür muvazene edilirken bu iki madde çok sık olarak birbiriyle karşılaştırılmıştır. Buna bir kaç misal vermek gerekirse:
"İşte, kömür gibi olan ervâh-ı sâfileyi, elmas gibi olan ervâh-ı âliyeden temyiz ve tefrik için, şeytanların hilkatiyle ve sırr-ı teklif ve ba's-ı enbiya ile, bir meydan-ı imtihan ve tecrübe ve cihad ve müsabaka açılmış. Eğer mücahede ve müsabaka olmasaydı, maden-i insaniyetteki elmas ve kömür hükmünde olan istidatlar beraber kalacaktı. âlâ-yı illiyyîndeki Ebu Bekr-i Sıddık'ın ruhu, esfel-i sâfilîndeki Ebu Cehil'in ruhuyla bir seviyede kalacaktı." (12. Mektup)
"Eğer gayet bedihî bir surette olsa, o vakit aklın ihtiyarı kalmaz, Ebu Cehil de Ebu Bekir gibi tasdik eder, imtihan ve teklifin faydası kalmaz, kömürle elmas bir seviyede kalırdı." (19.Mektup)
"Ebû Cehil gibi kömür ruhlu, Ebû Bekir-i Sıddîk gibi elmas ruhlu adamlar bir seviyede kalıp, sırr-ı teklif zâyi olacaktı." (31.Söz)
"Din bir imtihandır. Teklif-i İlâhî bir tecrübedir. Tâ ervâh-ı âliye ile ervâh-ı sâfile müsâbaka meydanında birbirinden ayrılsın. Nasıl ki bir mâdene ateş veriliyor, tâ elmasla kömür, altınla toprak birbirinden ayrılsın." (20.Söz)
"bâzı olur bir nazar, fahmi elmas ediyor"..."Cezîretü'l-Arabda, fahm olmuş fıtratları kalbetti elmaslara, birden bire serâser" (Lemaat)
"Fahm" Arapça "kömür" demektir. "elmas"ın teşekkülü, dediğimiz gibi kömürün yüksek basınç altında kalmış halidir.
Yine dünya işleri ile ahiret işleri birbirine kıyas edilirken "elmas" ile "şişe" kullanılmıştır. "Şişe" ve "elmas"ta parlaklık ve şeffaflık vardır fakat şişe de sağlamlık yoktur. Onun için dünya işleri çabuk kırılacak şişeler gibidir. Buna bir kaç misal:
"dünyaya ait işler, kırılmaya mahkûm şişeler hükmündedir. Bâki umur-u uhreviye ise, gayet sağlam elmaslar kıymetindedir." (9. Mektup)
"O hissiyatı şiddetli bir surette fâni umur-u dünyeviyeye tevcih etmek, fâni ve kırılacak şişelere bâki elmas fiyatlarını vermek demektir." (9. Mektup)
"ahireti bildikleri ve İmân ettikleri halde dünyayı ahirete severek tercih etmek ve kırılacak şişeyi bâki bir elmasa bilerek rıza ve sevinçle tercih etmek ve âkıbeti görmeyen kör hissiyatın hükmüyle, hazır bir dirhem zehirli lezzeti, ileride bir batman sâfi lezzete tercih etmek, bu zamanın dehşetli bir marazı, bir musibetidir." (Kastamonu Lahikası)
"elmas" bahsi açılmışken Yahudilerden bahsetmemek olmaz. Bütün milletlerden sille-i te'dib yiyen bu zalim milletin maruz kaldığı bu kadar elim hadiselerde sürekli bir tehcir içinde olmaları ve daimi bir vatanları olmadığından yanlarında mal ve mülklerini taşımak imkanı bulamadıklarından dolayı en değerli taşlara bilhassa elmas ve pırlantaya çok ehemmiyet vermiş ve bütün mal ve mülkünü bu değerli taşlar bilmişlerdir. Taşıması kolay olduğundan dolayı ve bahsedilen sebeplerden ötürü "elmas" ve "pırlanta"ya çok değer vermişler ve bütün dünyadaki "elmas" piyasasının neredeyse yarısından fazlasını ellerinde tutmuşlardır. Avrupa'da "elmas" piyasasının mühim bir kısmı Yahudilerin elindedir. Üstadın; "cevherci bir Yahudi" ve "elmasçı bir Yahudi" ifadesiyle tam yerinde bir tabir kullanılmıştır. Yahudilerin elmasa ne kadar kıymet verdiğini gösteren bahisler:
"sarhoş ve divane olan ve şişeleri ve buz parçalarını elmas fiyatıyla alan cevherci bir Yahudi gibi, beş paraya değmeyen fâni, zâil, muvakkat, ehemmiyetsiz umur-u dünyeviyeye, güya ebedî dünyada durup ebedî beraber kalacak gibi şedit bir hırsla ve daimî bir kinle, mütemadiyen bir adâvetle mukabele etmek, sîga-i mübalağa ile, bir zalûmiyettir veya bir sarhoşluktur, bir nevi divaneliktir." (22. Mektup)
"hakikat nokta-i nazarında beş paraya değmeyen ve ehl-i hak ona on para kıymet vermeyen meselelere, divane olmuş elmasçı bir Yahudinin beş paralık cam parçasına beş lira fiyat verdiği gibi..." (20. Lem'a)
"Elmas" kelimesinin en çok geçtiği yer, Üstadın "Şefik" isminde bir talebesinin 28. Lem'ada bulunan bir mektubunda 18 defa zikredildiği yerdir.
"elmas" kelimesiyle nazar-ı dikkate sunulan hususlar:
elmas kılınç
elmas hakikat
bürhanın elmas kılıncı
ehadis-i sahihanın elmasları
Kur'an'ın elmas gibi hakikatları
elmas ruhlu
elmas kalemli
elmas hazinesi
manevi elmas kılıcı
elmas külliyatı
elmas mahzeni
elmas menbaı
elmas gülleleri
elmas bir miftah
elmas risaleleri
elmas çarşısı
ebedi elmaslar
elmas maadini
elmas mıhlar
nurun elmas anahtarı
Kur'an elmasları
elmas ve çelik gibi metanet
fedakarlık elması
uhrevi elmaslar
elmas mücevherat dükkanı
mücella birer elmas
elmas zülfikarları
cihan-kıymet bir elmas
Risale-i Nur Külliyatı'nda "elmas" kelimesinin geçme oranları şöyledir:
"Elmas" kelimesi Farsça bir kelime olup "Yunanca"da "fethedilemez" manasına gelen "adamas" kelimesinden türetilmiştir. İngilizcesi olan "diamond" kelimesi de yine bu kelimeden gelmektedir.
"Elmas" madeni, en saf ve arı karbondur. "Kömür" de aynı şekilde sadece karbon elementinden müteşekkildir. "Elmas" ile "kömür" arasında madde olarak hiç bir fark yoktur. Aralarındaki fark; "elmas"taki atomların, üç boyutlu bir kristal oluşturacak şekilde dizilmeleri, "kömür"de ise düzlemsel bir tabaka halinde dizilmesidir. Bu atom dizilişi sayesinde elmas, ışığı emmeyip yansıttığından pırıl pırıl bir hal almaktadır. Kömür ise tüm ışığı emdiğinden simsiyah bir vaziyet almaktadır.
"pırlanta" kelimesini izah ederken "elmas"tan bahsetmiş ve "elmas"ın işlenmiş haline "pırlanta" denildiğinden bahsetmiştik. "Elmas" değerli taşlar arasında en saf olanıdır. Sadece karbon elementinden müteşekkildir. Kömürün yüksek basınç altında mahiyet değiştirmiş haline elmas denilir.
"Elmas" kelimesinin Ebced Değeri: 132'dir.
"Pırlanta" kelimesinin Ebced Değeri: 297'dir.
Risale-i Nur için "Kur'an'ın elmas bir kılıncı" tabiri kullanılmaktadır.
Risale-i Nur Külliyatı'nda "elmas" ve "kömür" pek çok yerde birbirine kıyas edilerek, iman ve küfür muvazene edilirken bu iki madde çok sık olarak birbiriyle karşılaştırılmıştır. Buna bir kaç misal vermek gerekirse:
"İşte, kömür gibi olan ervâh-ı sâfileyi, elmas gibi olan ervâh-ı âliyeden temyiz ve tefrik için, şeytanların hilkatiyle ve sırr-ı teklif ve ba's-ı enbiya ile, bir meydan-ı imtihan ve tecrübe ve cihad ve müsabaka açılmış. Eğer mücahede ve müsabaka olmasaydı, maden-i insaniyetteki elmas ve kömür hükmünde olan istidatlar beraber kalacaktı. âlâ-yı illiyyîndeki Ebu Bekr-i Sıddık'ın ruhu, esfel-i sâfilîndeki Ebu Cehil'in ruhuyla bir seviyede kalacaktı." (12. Mektup)
"Eğer gayet bedihî bir surette olsa, o vakit aklın ihtiyarı kalmaz, Ebu Cehil de Ebu Bekir gibi tasdik eder, imtihan ve teklifin faydası kalmaz, kömürle elmas bir seviyede kalırdı." (19.Mektup)
"Ebû Cehil gibi kömür ruhlu, Ebû Bekir-i Sıddîk gibi elmas ruhlu adamlar bir seviyede kalıp, sırr-ı teklif zâyi olacaktı." (31.Söz)
"Din bir imtihandır. Teklif-i İlâhî bir tecrübedir. Tâ ervâh-ı âliye ile ervâh-ı sâfile müsâbaka meydanında birbirinden ayrılsın. Nasıl ki bir mâdene ateş veriliyor, tâ elmasla kömür, altınla toprak birbirinden ayrılsın." (20.Söz)
"bâzı olur bir nazar, fahmi elmas ediyor"..."Cezîretü'l-Arabda, fahm olmuş fıtratları kalbetti elmaslara, birden bire serâser" (Lemaat)
"Fahm" Arapça "kömür" demektir. "elmas"ın teşekkülü, dediğimiz gibi kömürün yüksek basınç altında kalmış halidir.
Yine dünya işleri ile ahiret işleri birbirine kıyas edilirken "elmas" ile "şişe" kullanılmıştır. "Şişe" ve "elmas"ta parlaklık ve şeffaflık vardır fakat şişe de sağlamlık yoktur. Onun için dünya işleri çabuk kırılacak şişeler gibidir. Buna bir kaç misal:
"dünyaya ait işler, kırılmaya mahkûm şişeler hükmündedir. Bâki umur-u uhreviye ise, gayet sağlam elmaslar kıymetindedir." (9. Mektup)
"O hissiyatı şiddetli bir surette fâni umur-u dünyeviyeye tevcih etmek, fâni ve kırılacak şişelere bâki elmas fiyatlarını vermek demektir." (9. Mektup)
"ahireti bildikleri ve İmân ettikleri halde dünyayı ahirete severek tercih etmek ve kırılacak şişeyi bâki bir elmasa bilerek rıza ve sevinçle tercih etmek ve âkıbeti görmeyen kör hissiyatın hükmüyle, hazır bir dirhem zehirli lezzeti, ileride bir batman sâfi lezzete tercih etmek, bu zamanın dehşetli bir marazı, bir musibetidir." (Kastamonu Lahikası)
"elmas" bahsi açılmışken Yahudilerden bahsetmemek olmaz. Bütün milletlerden sille-i te'dib yiyen bu zalim milletin maruz kaldığı bu kadar elim hadiselerde sürekli bir tehcir içinde olmaları ve daimi bir vatanları olmadığından yanlarında mal ve mülklerini taşımak imkanı bulamadıklarından dolayı en değerli taşlara bilhassa elmas ve pırlantaya çok ehemmiyet vermiş ve bütün mal ve mülkünü bu değerli taşlar bilmişlerdir. Taşıması kolay olduğundan dolayı ve bahsedilen sebeplerden ötürü "elmas" ve "pırlanta"ya çok değer vermişler ve bütün dünyadaki "elmas" piyasasının neredeyse yarısından fazlasını ellerinde tutmuşlardır. Avrupa'da "elmas" piyasasının mühim bir kısmı Yahudilerin elindedir. Üstadın; "cevherci bir Yahudi" ve "elmasçı bir Yahudi" ifadesiyle tam yerinde bir tabir kullanılmıştır. Yahudilerin elmasa ne kadar kıymet verdiğini gösteren bahisler:
"sarhoş ve divane olan ve şişeleri ve buz parçalarını elmas fiyatıyla alan cevherci bir Yahudi gibi, beş paraya değmeyen fâni, zâil, muvakkat, ehemmiyetsiz umur-u dünyeviyeye, güya ebedî dünyada durup ebedî beraber kalacak gibi şedit bir hırsla ve daimî bir kinle, mütemadiyen bir adâvetle mukabele etmek, sîga-i mübalağa ile, bir zalûmiyettir veya bir sarhoşluktur, bir nevi divaneliktir." (22. Mektup)
"hakikat nokta-i nazarında beş paraya değmeyen ve ehl-i hak ona on para kıymet vermeyen meselelere, divane olmuş elmasçı bir Yahudinin beş paralık cam parçasına beş lira fiyat verdiği gibi..." (20. Lem'a)
"Elmas" kelimesinin en çok geçtiği yer, Üstadın "Şefik" isminde bir talebesinin 28. Lem'ada bulunan bir mektubunda 18 defa zikredildiği yerdir.
"elmas" kelimesiyle nazar-ı dikkate sunulan hususlar:
elmas kılınç
elmas hakikat
bürhanın elmas kılıncı
ehadis-i sahihanın elmasları
Kur'an'ın elmas gibi hakikatları
elmas ruhlu
elmas kalemli
elmas hazinesi
manevi elmas kılıcı
elmas külliyatı
elmas mahzeni
elmas menbaı
elmas gülleleri
elmas bir miftah
elmas risaleleri
elmas çarşısı
ebedi elmaslar
elmas maadini
elmas mıhlar
nurun elmas anahtarı
Kur'an elmasları
elmas ve çelik gibi metanet
fedakarlık elması
uhrevi elmaslar
elmas mücevherat dükkanı
mücella birer elmas
elmas zülfikarları
cihan-kıymet bir elmas
Risale-i Nur Külliyatı'nda "elmas" kelimesinin geçme oranları şöyledir:
Sözler | 33 |
Mektubat | 29 |
Lem'alar | 31 |
Şualar | 24 |
Mesnevi-i Nuriye | 6 |
İşarat'ül İ'caz | 2 |
Asa-yı Musa | 7 |
Barla Lahikası | 49 |
Kastamonu Lahikası | 35 |
Emirdağ Lahikası | 22 |
Sikke-i Tasdik-i Gaybi | 18 |
Tarihçe-i Hayatı | 33 |
TOPLAM | 289 |
Son düzenleme: