Anne-baba olarak hatalarınızı kabul etmiyor ve daima kendinizi bir şekilde haklı görüyor, çevrenizi hep küçümsüyorsanız, çocuğunuzun egoist, bencil ve kibirli olmasına şaşırmayın.
Günümüzün kayıp değerlerinden biridir tevazu... Medeniyetimizin soldurduğumuz güllerindendir. Şöhretin, gururun ve bencilliğin yüceltildiği bir zaman dilimindeyiz. Peki genç nesillere tevazu erdemini kim, nasıl öğretecek? Bugün pek çok konuda kavram kargaşası yaşadığımız ortada. Kibiri, özgüvenli olmakla aynı kefeye koyuyoruz. Tevazuu da güven eksikliğinden kaynaklanan yetersizlik, pısırıklık ve korkaklıkla karıştırıyoruz. Halbuki tevazuun temelinde özgüven ve özsaygı vardır. İçi dışı bir olmak esastır. Kişinin kendi yeteneklerinin farkına varması; ancak bu yeteneklerini kendinden bilmemesi, kendisini olduğundan farklı görmemesi ve göstermemesidir. Kişinin kendisine ve ötekilere karşı dürüst olmasıdır.
En yalın tanımıyla alçakgönüllülük, gösterişten kurtulmanın adıdır, sadeliktir…Başarılarımız ve yeteneklerimizi nazara vermemedir, saf bir mahcubiyettir. Tevazu, iyi ahlakın, diğer güzelliklerini de kapsayan bir haslettir. Kötüye karşı muhafaza eden ve cehaleti örten emin bir perdedir. Tüm peygamberlerin söz ve tavır birliği içinde öğrettiği evrensel bir değerdir. Tevazu üstünlük sahibi bir kişinin, bir şeylere rağmen, lütfettiği bir davranış biçimi değil, kişinin Yaratıcı’sına, kendisine ve diğer insanlara karşı, tabiiliğinin ve dürüstlüğünün bir göstergesidir.
Günümüzün kayıp değerlerinden biridir tevazu... Medeniyetimizin soldurduğumuz güllerindendir. Şöhretin, gururun ve bencilliğin yüceltildiği bir zaman dilimindeyiz. Peki genç nesillere tevazu erdemini kim, nasıl öğretecek? Bugün pek çok konuda kavram kargaşası yaşadığımız ortada. Kibiri, özgüvenli olmakla aynı kefeye koyuyoruz. Tevazuu da güven eksikliğinden kaynaklanan yetersizlik, pısırıklık ve korkaklıkla karıştırıyoruz. Halbuki tevazuun temelinde özgüven ve özsaygı vardır. İçi dışı bir olmak esastır. Kişinin kendi yeteneklerinin farkına varması; ancak bu yeteneklerini kendinden bilmemesi, kendisini olduğundan farklı görmemesi ve göstermemesidir. Kişinin kendisine ve ötekilere karşı dürüst olmasıdır.
En yalın tanımıyla alçakgönüllülük, gösterişten kurtulmanın adıdır, sadeliktir…Başarılarımız ve yeteneklerimizi nazara vermemedir, saf bir mahcubiyettir. Tevazu, iyi ahlakın, diğer güzelliklerini de kapsayan bir haslettir. Kötüye karşı muhafaza eden ve cehaleti örten emin bir perdedir. Tüm peygamberlerin söz ve tavır birliği içinde öğrettiği evrensel bir değerdir. Tevazu üstünlük sahibi bir kişinin, bir şeylere rağmen, lütfettiği bir davranış biçimi değil, kişinin Yaratıcı’sına, kendisine ve diğer insanlara karşı, tabiiliğinin ve dürüstlüğünün bir göstergesidir.