Darussulh fıkhının en önemli konularından birisi olan komşu ve komşu haklarını bir yazıya sığdırabilmek için Sultan Süleyman'ın büyük Şeyhulislam'ı Ebussuud olmak gerekir. O yazıyı anlamak için de ya Zenbilili Ali Efendi ya da Sultan Süleyman'nın kendisi olmak lazım tabii..
'Kongşu' Arapça 'Al-Caar' kişinin civarında yaşayan bazen ev bazen iş bazen de okul itibariyle ortak bir alanı paylaştığı insanın sıfatıdır. Yani 'komşu' olmak için ille de Bulgar sınır kapısından geçmek, rüşvet vermek zorunda değiliz. Fakihlerimiz 4 çeşit komşu tipi tanımlamışlardır. Müslüman akraba bir komşu olabilir. Bunlar için hem İslam hem akrabalık hem de komşuluk hakları geçerlidir. Müslüman fakat akraba olmayan komşuya gelince; hem İslam hem de komşuluk hakkına sahiptir. Kafir bir akraba komşu ise: Hem akrabalık hem de komşuluk hakkını alır. Yalnız kafir bir komşu ise: Komşuluk hakkından yararlanır. Kısacası komşuluk hakkı, komşunun sadece komşu olmasından dolayı doğan bir haktır, akraba yahut Müslüman olması gerekmez. Komşuluk hakkının kaynağı Kur'an-ı Kerim'dir. Orada Allah şöyle buyuruyor: Allah'a kullukta bulunun, O'na şirk koşmayın, ana ve atanıza, yakın akrabalarınıza, yetim ve yoksullara, akrabanız olan komşunuza, yakınlığınız olmayan komşunuza, yok arkadaşınıza, yolda kalmışlara, sorumluluğunuz altında olanlara karşı ihsanda bulunun! Allah kendini beğenmiş çalım satanları sevmez! (Nisa 36)
Allah'a ibadet ve şirk koşmama emirlerinden sonra bu 9 sınıf insanın haklarının zikredilmiş olması düşündürücüdür. Sünnette ise bence insanı daha çok düşündürecek bir delilimiz vardır. Buhari ve Müslim'in ittifakla bahsettikleri bir hadis: Efendimiz buyurdular ki: Vallahi iman etmiş olmaz! Vallahi iman etmiş olmaz! Vallahi iman etmiş olmaz! - Kim Ya Rasulallah? - Şerrinden komşusunun emin olmadığı kişi!.
İşin hakikatı, fıkhımız komşu hakları konusunda o denli zengindir ki konuyu ilgilendiren ayet ve hadisler başlı başına bir tez konusudur. Bu iki kaynağın emrettiği komşuluk haklarından sadece bir kaçını ifade etmek gerekirse:
1) Selam hakkı. Komşuna 'Grüssgott' 'Guten Tag', 'Bounjour' 'Hi' 'Hello' biçiminde mutlaka selam vereceksin. Zira selam onun hakkıdır.
2) Hürmet hakkı. İstihzada bulunmaktan, alay etmekten sakınacaksın. Bkz (Hucurat suresi Ayet 11)
3) Şuf'a hakkı. Yani evini satacağın ya da kiraya vereceğin zaman önce ona teklif edeceksin.
4) Def'i eza hakkı. Hanımına, beyine kem gözle bakmayacaksın. Elinden, dilinden ve sair azalarından emin olacaklar. Bkz. Yukarıdaki Buhari hadisi.
5) İade hakkı. Yani hastalandığında ziyaretine gidecek, yardımda bulunacaksın. Ve daha saymadığım bir nice kul hakkı..
Darussulh Müslümanları olarak fıkhımızın bu muamelat kısmını mercek altında değerlendirmemiz icab ediyor. Zira bizler kendi değerlerimizi yaşamadığımız sürece birilerinin değer oyuncakları olmaktan öteye gidemeyeceğiz.
ARHAN KARDAŞ
'Kongşu' Arapça 'Al-Caar' kişinin civarında yaşayan bazen ev bazen iş bazen de okul itibariyle ortak bir alanı paylaştığı insanın sıfatıdır. Yani 'komşu' olmak için ille de Bulgar sınır kapısından geçmek, rüşvet vermek zorunda değiliz. Fakihlerimiz 4 çeşit komşu tipi tanımlamışlardır. Müslüman akraba bir komşu olabilir. Bunlar için hem İslam hem akrabalık hem de komşuluk hakları geçerlidir. Müslüman fakat akraba olmayan komşuya gelince; hem İslam hem de komşuluk hakkına sahiptir. Kafir bir akraba komşu ise: Hem akrabalık hem de komşuluk hakkını alır. Yalnız kafir bir komşu ise: Komşuluk hakkından yararlanır. Kısacası komşuluk hakkı, komşunun sadece komşu olmasından dolayı doğan bir haktır, akraba yahut Müslüman olması gerekmez. Komşuluk hakkının kaynağı Kur'an-ı Kerim'dir. Orada Allah şöyle buyuruyor: Allah'a kullukta bulunun, O'na şirk koşmayın, ana ve atanıza, yakın akrabalarınıza, yetim ve yoksullara, akrabanız olan komşunuza, yakınlığınız olmayan komşunuza, yok arkadaşınıza, yolda kalmışlara, sorumluluğunuz altında olanlara karşı ihsanda bulunun! Allah kendini beğenmiş çalım satanları sevmez! (Nisa 36)
Allah'a ibadet ve şirk koşmama emirlerinden sonra bu 9 sınıf insanın haklarının zikredilmiş olması düşündürücüdür. Sünnette ise bence insanı daha çok düşündürecek bir delilimiz vardır. Buhari ve Müslim'in ittifakla bahsettikleri bir hadis: Efendimiz buyurdular ki: Vallahi iman etmiş olmaz! Vallahi iman etmiş olmaz! Vallahi iman etmiş olmaz! - Kim Ya Rasulallah? - Şerrinden komşusunun emin olmadığı kişi!.
İşin hakikatı, fıkhımız komşu hakları konusunda o denli zengindir ki konuyu ilgilendiren ayet ve hadisler başlı başına bir tez konusudur. Bu iki kaynağın emrettiği komşuluk haklarından sadece bir kaçını ifade etmek gerekirse:
1) Selam hakkı. Komşuna 'Grüssgott' 'Guten Tag', 'Bounjour' 'Hi' 'Hello' biçiminde mutlaka selam vereceksin. Zira selam onun hakkıdır.
2) Hürmet hakkı. İstihzada bulunmaktan, alay etmekten sakınacaksın. Bkz (Hucurat suresi Ayet 11)
3) Şuf'a hakkı. Yani evini satacağın ya da kiraya vereceğin zaman önce ona teklif edeceksin.
4) Def'i eza hakkı. Hanımına, beyine kem gözle bakmayacaksın. Elinden, dilinden ve sair azalarından emin olacaklar. Bkz. Yukarıdaki Buhari hadisi.
5) İade hakkı. Yani hastalandığında ziyaretine gidecek, yardımda bulunacaksın. Ve daha saymadığım bir nice kul hakkı..
Darussulh Müslümanları olarak fıkhımızın bu muamelat kısmını mercek altında değerlendirmemiz icab ediyor. Zira bizler kendi değerlerimizi yaşamadığımız sürece birilerinin değer oyuncakları olmaktan öteye gidemeyeceğiz.
ARHAN KARDAŞ