Kur'an-ı Kerim'den (O sayılı günler), insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile bat
Kur'an-ı Kerim'den
(O sayılı günler), insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur'an'ın kendisinde indirildiği ramazan ayıdır. Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa, onu oruçla geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutsun. Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez. Bu da sayıyı tamamlamanız ve hidayete ulaştırmasına karşılık Allah'ı yüceltmeniz ve şükretmeniz içindir.
Kullarım, beni senden sorarlarsa, (bilsinler ki), gerçekten ben (onlara çok) yakınım. Bana dua edince, dua edenin duasına cevap veririm. O hâlde, doğru yolu bulmaları için benim davetime uysunlar, bana iman etsinler.
"Bakara Sûresi 185 ve 186. Ayetlerin Mealleri"
Allah Resulü'nden (ASM)...
Muaz ibni Cebel Radiyallâhu Anh anlatıyor:
Bir seferde Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellemle beraberdik. Yolda giderken, “Ya Resulallah, bana öyle iyi bir işten haber verin ki, beni Cennete soksun ve Cehennemden uzak tutsun” dedim.
Şöyle cevap verdi:
"Sen büyük bir şey sordun. Böyleyken yine bu dediğin şeyi Allah kime nasip ederse ona kolay gelir.
Allah’a ibadet edip, ona bir şeyi ortak koşma, erkân ve âdâbına uyarak namazı dosdoğru kıl, zekâtı ver, Ramazan orucunu tut; Beytullahı ziyaret et (haccet)."
Bundan sonra da, "Ya Muaz, hayır kapılarını sana göstereyim mi?" buyurdu.
"Evet, ya Resulallah." Dediler ki:
"Oruç bir kalkandır, fenalığa karşı bir siperdir.
Su ateşi söndürdüğü gibi, sadaka da günahları söndürür.
Gecenin yarısında namaz kılmak salih kulların alametidir." (Tirmizî, İman: 8)
Risale-i Nur Külliyatı'ndan
ÜÇÜNCÜ NÜKTE
Oruç, hayat-ı içtimaiye-i insaniyeye baktığı cihetle çok hikmetlerinden bir hikmeti şudur ki:
İnsanlar maişet cihetinde muhtelif bir surette halk edilmişler. Cenâb-ı Hak, o ihtilâfa binaen, zenginleri fukaraların muavenetine davet ediyor. Halbuki, zenginler fukaranın acınacak acı hallerini ve açlıklarını, oruçtaki açlıkla tam hissedebilirler. Eğer oruç olmazsa, nefisperest çok zenginler bulunabilir ki, açlık ve fakirlik ne kadar elîm ve onlar şefkate ne kadar muhtaç olduğunu idrak edemez. Bu cihette insaniyetteki hemcinsine şefkat ise, şükr-ü hakikînin bir esasıdır. Hangi fert olursa olsun, kendinden bir cihette daha fakiri bulabilir; ona karşı şefkate mükelleftir. Eğer nefsine açlık çektirmek mecburiyeti olmazsa, şefkat vasıtasıyla muavenete mükellef olduğu ihsanı ve yardımı yapamaz, yapsa da tam olamaz. Çünkü, hakikî o hâleti kendi nefsinde hissetmiyor.
DÖRDÜNCÜ NÜKTE
Ramazan-ı Şerifteki oruç, nefsin terbiyesine baktığı cihetindeki çok hikmetlerinden bir hikmeti şudur ki:
Nefis, kendini hür ve serbest ister ve öyle telâkki eder. Hattâ, mevhum bir rububiyet ve keyfemâyeşâ hareketi, fıtrî olarak arzu eder. Hadsiz nimetlerle terbiye olunduğunu düşünmek istemiyor. Hususan, dünyada servet ve iktidarı da varsa, gaflet dahi yardım etmişse, bütün bütün gasıbâne, hırsızcasına, nimet-i İlâhiyeyi hayvan gibi yutar.
İşte, Ramazan-ı Şerifte, en zenginden en fakire kadar herkesin nefsi anlar ki, kendisi mâlik değil, memlûktür; hür değil, abddir. Emrolunmazsa, en âdi ve en rahat şeyi de yapamaz, elini suya uzatamaz diye, mevhum rububiyeti kırılır, ubûdiyeti takınır, hakikî vazifesi olan şükre girer.
Tamamı
Mektubat | Yirmi Dokuzuncu Mektup | İkinci Risale olan İkinci Kısım
Esma-ül Hüsna
Es-Semr: Ezelden ebede varlıkların bütün seslerini biri diğerine engel olmaksızın işiten; kâinattaki bütün ses ve işitmeler Onun herşeyi kuşatan işitme sıfatının tecellîleri olan.
El-Basîr: Gizli ve açık herşeyi her haliyle çok iyi gören, sonsuz kudret ve hikmetiyle her canlıya lâyık gözü ve görme kabiliyetini ihsan eden.
Cevşen-ül Kebir'den...
Allah’ım! Senden şu isimlerinin hakkı için istiyor ve yalvarıyorum:
Ey olmamasını istediği şeyin meydana gelmesine engel olan Mâni’,
Ey zararlı şeyleri ve mânileri defeden Dâfi’,
Ey faydalı şeyleri yaratan Nâfi’,
Ey bütün sesleri işiten Sâmi’,
Ey dilediklerinin mertebesini yükselten Râfi’,
Ey her şeyi sanatla yaratan Sâni’,
Ey kullarına şefaat eden Şâfi’,
Ey istediğini istediği şekilde toplayan Câmi’,
Ey ilim ve ihsânı her şeyi içine alan Vâsi’,
Ey istediği şeyi istediği şekilde genişletip bollaştıran Mûsi’,
Bütün kusurlardan uzaksın. Senden başka ilâh yok. Affet bizi. Bizi Cehennemden kurtar.
Rusya, İslamiyet'in Nur'u ile Parlıyor
Rusyadaki hizmetlerden bahseden bir video. Rusya'da hizmet eden Resul isimli ağabeyimiz ve misafir olarak yanında getirdiği Rus Yojikov Rusyadaki hizmetlerden bahsediyor. Yojikov eski bir Rus milletvekili ve milli eğitim bakan yardımcılığı yapmış ve şimdide bir kolej öğretmeni. Gayreti ve mücadelesi gerçekten takdire şayan olan Yojikov, başından geçen ibretli ve şevke medar gelişmeleri anlatıyor. Ayrıca videoda rusyadan gelen rus nur talebeleri de var.
(27-Ağustos-2009) İnsandaki "Ene"nin (Benlik) mahiyeti
ŞU ÂYETİN büyük hazinesinden tek bir cevherine işaret edeceğiz. Şöyle ki:
Gök, zemin, dağ, tahammülünden çekindiği ve korktuğu emanetin müteaddit vücuhundan bir ferdi, bir vechi ene’dir.
Yer: Sözler / Otuzuncu Söz
Açılayan: Rahmi Erdem
(27-Ağustos-2009) Mesnevi-i Nuriye Dersleri Habbe Risalesi İkinci Bölüm
İ’lem eyyühe’l-aziz! Şu görünen umumî âlemde her insanın hususî bir âlemi vardır. Bu hususî âlemler, umumî âlemin aynıdır. Yalnız umumî âlemin merkezi şemstir. Hususî âlemlerin merkezi ise şahıstır.
Açıklayan: Prof. Dr. Alaaddin Başar
Yer: Mesnevi-i Nuriye / Habbe
(24-Ağustos-2009) Bir Namaz Sohbeti - 2
İnsanın, dünyanın ve kâinatın ömründe, beş namaz vaktinin karşılıkları ve bu vakitler arasındaki ilişkiler
Yer: Sözler / Dokuzuncu Söz / Dördüncü Nükte
Okuyan: Ferhat Aslan
(22-Ağustos-2009)
Kur'an-ı Kerim'den
(O sayılı günler), insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur'an'ın kendisinde indirildiği ramazan ayıdır. Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa, onu oruçla geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutsun. Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez. Bu da sayıyı tamamlamanız ve hidayete ulaştırmasına karşılık Allah'ı yüceltmeniz ve şükretmeniz içindir.
Kullarım, beni senden sorarlarsa, (bilsinler ki), gerçekten ben (onlara çok) yakınım. Bana dua edince, dua edenin duasına cevap veririm. O hâlde, doğru yolu bulmaları için benim davetime uysunlar, bana iman etsinler.
"Bakara Sûresi 185 ve 186. Ayetlerin Mealleri"
Allah Resulü'nden (ASM)...
Muaz ibni Cebel Radiyallâhu Anh anlatıyor:
Bir seferde Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellemle beraberdik. Yolda giderken, “Ya Resulallah, bana öyle iyi bir işten haber verin ki, beni Cennete soksun ve Cehennemden uzak tutsun” dedim.
Şöyle cevap verdi:
"Sen büyük bir şey sordun. Böyleyken yine bu dediğin şeyi Allah kime nasip ederse ona kolay gelir.
Allah’a ibadet edip, ona bir şeyi ortak koşma, erkân ve âdâbına uyarak namazı dosdoğru kıl, zekâtı ver, Ramazan orucunu tut; Beytullahı ziyaret et (haccet)."
Bundan sonra da, "Ya Muaz, hayır kapılarını sana göstereyim mi?" buyurdu.
"Evet, ya Resulallah." Dediler ki:
"Oruç bir kalkandır, fenalığa karşı bir siperdir.
Su ateşi söndürdüğü gibi, sadaka da günahları söndürür.
Gecenin yarısında namaz kılmak salih kulların alametidir." (Tirmizî, İman: 8)
Risale-i Nur Külliyatı'ndan
ÜÇÜNCÜ NÜKTE
Oruç, hayat-ı içtimaiye-i insaniyeye baktığı cihetle çok hikmetlerinden bir hikmeti şudur ki:
İnsanlar maişet cihetinde muhtelif bir surette halk edilmişler. Cenâb-ı Hak, o ihtilâfa binaen, zenginleri fukaraların muavenetine davet ediyor. Halbuki, zenginler fukaranın acınacak acı hallerini ve açlıklarını, oruçtaki açlıkla tam hissedebilirler. Eğer oruç olmazsa, nefisperest çok zenginler bulunabilir ki, açlık ve fakirlik ne kadar elîm ve onlar şefkate ne kadar muhtaç olduğunu idrak edemez. Bu cihette insaniyetteki hemcinsine şefkat ise, şükr-ü hakikînin bir esasıdır. Hangi fert olursa olsun, kendinden bir cihette daha fakiri bulabilir; ona karşı şefkate mükelleftir. Eğer nefsine açlık çektirmek mecburiyeti olmazsa, şefkat vasıtasıyla muavenete mükellef olduğu ihsanı ve yardımı yapamaz, yapsa da tam olamaz. Çünkü, hakikî o hâleti kendi nefsinde hissetmiyor.
DÖRDÜNCÜ NÜKTE
Ramazan-ı Şerifteki oruç, nefsin terbiyesine baktığı cihetindeki çok hikmetlerinden bir hikmeti şudur ki:
Nefis, kendini hür ve serbest ister ve öyle telâkki eder. Hattâ, mevhum bir rububiyet ve keyfemâyeşâ hareketi, fıtrî olarak arzu eder. Hadsiz nimetlerle terbiye olunduğunu düşünmek istemiyor. Hususan, dünyada servet ve iktidarı da varsa, gaflet dahi yardım etmişse, bütün bütün gasıbâne, hırsızcasına, nimet-i İlâhiyeyi hayvan gibi yutar.
İşte, Ramazan-ı Şerifte, en zenginden en fakire kadar herkesin nefsi anlar ki, kendisi mâlik değil, memlûktür; hür değil, abddir. Emrolunmazsa, en âdi ve en rahat şeyi de yapamaz, elini suya uzatamaz diye, mevhum rububiyeti kırılır, ubûdiyeti takınır, hakikî vazifesi olan şükre girer.
Tamamı
Mektubat | Yirmi Dokuzuncu Mektup | İkinci Risale olan İkinci Kısım
Esma-ül Hüsna
Es-Semr: Ezelden ebede varlıkların bütün seslerini biri diğerine engel olmaksızın işiten; kâinattaki bütün ses ve işitmeler Onun herşeyi kuşatan işitme sıfatının tecellîleri olan.
El-Basîr: Gizli ve açık herşeyi her haliyle çok iyi gören, sonsuz kudret ve hikmetiyle her canlıya lâyık gözü ve görme kabiliyetini ihsan eden.
Cevşen-ül Kebir'den...
Allah’ım! Senden şu isimlerinin hakkı için istiyor ve yalvarıyorum:
Ey olmamasını istediği şeyin meydana gelmesine engel olan Mâni’,
Ey zararlı şeyleri ve mânileri defeden Dâfi’,
Ey faydalı şeyleri yaratan Nâfi’,
Ey bütün sesleri işiten Sâmi’,
Ey dilediklerinin mertebesini yükselten Râfi’,
Ey her şeyi sanatla yaratan Sâni’,
Ey kullarına şefaat eden Şâfi’,
Ey istediğini istediği şekilde toplayan Câmi’,
Ey ilim ve ihsânı her şeyi içine alan Vâsi’,
Ey istediği şeyi istediği şekilde genişletip bollaştıran Mûsi’,
Bütün kusurlardan uzaksın. Senden başka ilâh yok. Affet bizi. Bizi Cehennemden kurtar.
Rusyadaki hizmetlerden bahseden bir video. Rusya'da hizmet eden Resul isimli ağabeyimiz ve misafir olarak yanında getirdiği Rus Yojikov Rusyadaki hizmetlerden bahsediyor. Yojikov eski bir Rus milletvekili ve milli eğitim bakan yardımcılığı yapmış ve şimdide bir kolej öğretmeni. Gayreti ve mücadelesi gerçekten takdire şayan olan Yojikov, başından geçen ibretli ve şevke medar gelişmeleri anlatıyor. Ayrıca videoda rusyadan gelen rus nur talebeleri de var.
(27-Ağustos-2009) İnsandaki "Ene"nin (Benlik) mahiyeti
ŞU ÂYETİN büyük hazinesinden tek bir cevherine işaret edeceğiz. Şöyle ki:
Gök, zemin, dağ, tahammülünden çekindiği ve korktuğu emanetin müteaddit vücuhundan bir ferdi, bir vechi ene’dir.
Yer: Sözler / Otuzuncu Söz
Açılayan: Rahmi Erdem
(27-Ağustos-2009) Mesnevi-i Nuriye Dersleri Habbe Risalesi İkinci Bölüm
İ’lem eyyühe’l-aziz! Şu görünen umumî âlemde her insanın hususî bir âlemi vardır. Bu hususî âlemler, umumî âlemin aynıdır. Yalnız umumî âlemin merkezi şemstir. Hususî âlemlerin merkezi ise şahıstır.
Açıklayan: Prof. Dr. Alaaddin Başar
Yer: Mesnevi-i Nuriye / Habbe
(24-Ağustos-2009) Bir Namaz Sohbeti - 2
İnsanın, dünyanın ve kâinatın ömründe, beş namaz vaktinin karşılıkları ve bu vakitler arasındaki ilişkiler
Yer: Sözler / Dokuzuncu Söz / Dördüncü Nükte
Okuyan: Ferhat Aslan
(22-Ağustos-2009)