Konuya cevap cer

Nurların Yeni Yazıya Neşrine Üstadımızın Müsaadesi ile Alakalı Risale-i Nurdan Parçalar 



Benim müdafaatımın kendim kaleme aldığım bu son kısmını, herhalde  yeni huruf ile, matbaa vasıtasıyla intişarını isterim. Tâ ki ehl-i takva  ve ehl-i ilim, entrikalara kapılmayıp; zararlı, tehlikeli teşebbüslere  yanaşmasınlar; ve hükûmetin şahs-ı manevîsi nazar-ı millette ithamdan  kurtulsun.

Tarihçe-i Hayat ( 237 )


 ***

 İşte yalnız bir nümune olarak, iki cuma gününde mahpuslar için te’lif  edilen ve Risale-i Nur’un umdelerini ve hülâsa ve esaslarını beyan  ederek Risale-i Nur’un bir müdafaanamesi hükmüne geçen Meyve Risalesi’ni  ibraz ediyorum ve Ankara makamatına vermek için, yeni harflerle  yazdırmaya müşkilâtlar içinde gizli çalışıyoruz.

Şualar ( 279 )

 ***

 Yeni harf ile teksir edilebilen Asâ-yı Musa eserini okuyan gençler,  Kur’an harfleri ile yazılmış mütebâki eserleri de okuyabilmek için kısa  bir zamanda o yazıyı da öğreniyorlar. Bu şekilde birçok ilimlerin  öğrenilmesine engel olan ve dinden imandan çıkarmak için te’lif edilen  eserleri okumağa mecbur eden Kur’an hattını bilmemek gibi büyük bir  seddi de yıkmış oluyorlar.

Şualar ( 552 )

 ***

 Siz -mümkün olduğu kadar- Diyanet Riyaseti’nin şubelerine, mümkünse  eski harf, değilse yeni harf ile ve has arkadaşlarımdan tashihe yardım  için birisi başta bulunmak şartıyla, memleketteki Diyanet Riyaseti’nin  şubelerine yirmi-otuz tane teksir ederek göndermektir. Çünki haricî  dinsizlik cereyanına karşı böyle eserleri neşretmek, Diyanet  Riyaseti’nin vazifesidir.

Tarihçe-i Hayat ( 615 – 616 )

 ***

 Nurların Neşri: Anadolu’nun birçok yerlerinde Nurlara hizmet devam  etmekle beraber; bilhâssa Ankara, İstanbul, Diyarbakır, Urfa Medrese-i  Nuriyeleri yalnız bulundukları muhitte değil, çok geniş bir sahada  hizmet-i imaniyede bulundular. Bu hizmetleri; yalnız bir kişi değil, bir  merkez değil, yalnız malûm şahıslar değil; hizmet-i Kur’aniye olduğu  için, pek çok vecihlerde, pek çok zâtlar tarafından îfa edildi. İsmi  bilinmeyen nice hâlis talebeler, sadık mü’minler, bu hizmet-i kudsiyede  çalıştılar, Nur-u Muhammedî’nin yayılmasına gayret ettiler.

 Ankara’da üniversiteli talebeler ve muhterem hamiyetperver zâtlar,  Risale-i Nur mecmualarını matbaalarda tab’ ile her tarafa neşrine,  bilhâssa yeni harfle istifadeye muntazır kitlenin ellerine ulaşmasına  çalıştılar. Risale-i Nur’un küllî neşriyatını gençliğin, mekteblilerin  deruhde etmeleri, bu hususta büyük fedakârlık göstermeleri ise; bu  millet ve vatan için büyük bir saadet oldu. Çünki hiçbir şahsî menfaat  taleb etmeden ve yalnız rıza-yı İlahî için hareket etmeleri; onların, bu  asil milletin hakikî evlâdları olduğunu gösterdi.

Tarihçe-i Hayat ( 674 )

 ***

 Aziz, sıddık kardeşlerim!

 Evvelâ: Hüsrev’le bir ruh iki cesed ve kendisi, bahadır biraderiyle  Nur hizmetinde çok ehemmiyetli mevki alan kahraman Rüşdü’nün acib bir el  makinesini Nurlar için celbine çalışması, ehemmiyetli bir fütuhat-ı  Nuriyenin mukaddemesidir. İnşâallah yine Nurlar, Nurcuların lâyık  elleriyle kalemleri gibi tab’ ve neşredilecek; yabani ve lâyık  olmayanlara muhtaç olmayacak. Fakat herşeyden evvel sıhhatlı ve  yanlışsız ve güzel bir tarzda makine ile, mümkün ise evvel eski harfle  yazılsa, sonra yeni harfle daha münasibdir. Sizlerin isabetli  tedbirinize havale ediyoruz.

Emirdağ Lahikası-1 ( 168 )

 ***

 Nurs köyü ve Nursî lâkabımla ve Nurlarla münasebetdar üniversite  mektebinin pek gayretli bir Nurcusu ve bir Abdurrahman ve bir Salahaddin  kabiliyetinde Mustafa Oruc’a evvelce eski harfle gönderdiğimiz  mecmualardan sonra, yeni harfle sekiz-dokuz parçayı da, onun istemesi ve  “Üniversite talebeleri çok muhtaç ve müştaktır” demesi üzerine  gönderdik.

Emirdağ Lahikası-1 ( 188 )

 ***

 Siz mümkün olduğu kadar Diyanet Riyaseti’nin şubelerine vermek için;  mümkünse eski huruf, değilse yeni harf ile ve has arkadaşlarımdan  tashihe yardım için birisi başta bulunmak şartıyla, memleketteki Diyanet  Riyaseti’nin şubelerine yirmi-otuz tane teksir edilmektir. Çünki haricî  dinsizlik cereyanına karşı böyle eserleri neşretmek, Diyanet  Riyaseti’nin vazifesidir.

Emirdağ Lahikası-2 ( 10 )

 ***

 Siz münasib görseniz onu ve size evvelce gönderdiğimiz Sungur’un  Maarif Vekaleti’ne müdafaası ve Mustafa Osman’ın Adliye Vekili’ne  istidasıyla beraber Tarihçe-i Hayat’a bir nevi zeyl olarak el yazmasıyla  veya makine ile veya İnebolu’daki yeni harfle elli-altmış nüsha  teksirini re’yinize havale ediyoruz.

Emirdağ Lahikası-2 ( 21 )

 ***

 Benim Sözler mecmuasından ve İnebolu’dan gelen yeni harf Tarihçe-i  Hayat ve eski harf Cevşen’den bana gönderilecek nüshaların mukabili size  ne kadar borcum olabilir, bildiriniz.

 اَلْبَاقِى هُوَ الْبَاقِى

Kardeşiniz

Said Nursî

Emirdağ Lahikası-2 ( 43 )

 ***

 Risale-i Nur’un mühim bir vazifesi, âlem-i İslâmın ekseriyet-i  mutlakasının yazısı ve hattı olan huruf-u Arabiyeyi muhafaza etmek  olduğundan, tab’ yoluyla işe girişilse; şimdi ekser halk yalnız yeni  hurufu bildikleri için, en çok risaleleri yeni hurufla tab’etmek lâzım  gelecek. Bu ise Risale-i Nur’un yeni hurufa bir fetvası olup, şakirdleri  de o kolay yazıyı tercih etmeğe sebeb olur.

Emirdağ Lahikası-1 ( 82 )

 ***

 En büyük müjde ve Risale-i Nur’un tam serbestiyetine bir mukaddeme  olarak, çok ziyade beşaretinize sevindik. Isparta adliyesinin üç sene  bir menzilde saklamaları, o menzilin kirası olarak o üçyüz lira  bedeline, yeni yazı Tarihçe-i Hayatı bana bırakılan beşyüzden ikişer  lira fiat ile o üçyüz liraya o fiatı mukabil tutarak o Tarihçe-i  Hayat’tan elli tane gönderirsiniz.

Emirdağ Lahikası-2 ( 37 )

 ***

 Risale-i Nur bu mübarek vatanın manevî bir halaskârı olmak cihetiyle  şimdi iki dehşetli manevî belayı def’etmek için matbuat âlemiyle  tezahüre başlamak, ders vermek zamanı geldi veya gelecek gibidir  zannederim.

 O dehşetli beladan birisi: Hristiyan dinini mağlub eden ve anarşiliği  yetiştiren şimalde çıkan dehşetli dinsizlik cereyanı, bu vatanı manevî  istilasına karşı Risale-in Nur, sedd-i Zülkarneyn gibi bir sedd-i  Kur’anî vazifesini görebilir.

 Ve âlem-i İslâmın bu mübarek vatanın ahalisine karşı pek şiddetli  itiraz ve ittihamlarını izale etmek için matbuat lisanıyla konuşmak  lâzım gelmiş diye kalbime ihtar edildi.

 Ben dünyanın halini bilmiyorum, fakat Avrupa’da istilakârane hükmeden  ve edyan-ı semaviyeye dayanmayan dehşetli cereyanın istilasına karşı  Risale-i Nur hakikatları bir kal’a olduğu gibi; âlem-i İslâmın ve Asya  kıt’asının hal-i hazırdaki itiraz ve ittihamını izale ve eskideki  muhabbet ve uhuvvetini iade etmeğe vesile olan bir mu’cize-i  Kur’aniyedir. Bu memleketin vatanperver siyasîleri çabuk aklını başına  alıp Risale-i Nur’u tab’ederek resmî neşretmeleri lâzımdır ki, bu iki  belaya karşı siper olsun.

Emirdağ Lahikası-1 ( 102 )

 ***

 Risale-i Nur bu mübarek vatanın manevî bir halaskârı olmak cihetiyle  şimdi iki dehşetli manevî belayı def’etmek için matbuat ile tezahüre  başlamak, ders vermek zamanı geldi veya gelecek gibidir zannederim.

 O dehşetli beladan birisi: Hristiyan dinini mağlub eden ve anarşiliği  yetiştiren şimalde çıkan dehşetli dinsizlik cereyanının, bu vatanı  manevî istilasına mukabil Risale-i Nur, sedd-i Zülkarneyn gibi bir  sedd-i Kur’anî vazifesini görebilir.

 İkincisi: Âlem-i İslâmın bu mübarek vatanın ahalisine karşı pek  şiddetli itiraz ve ithamlarını izale etmek için matbuat lisanıyla  konuşmak lâzım gelmiş diye kalbime ihtar edildi.{(Haşiye 1): İşte bu  hakikat, Risale-i Nurun -bu mektubun yazılışından on sene sonra-  Ankara’da matbaalarda tab’edilmesiyle tahakkuk etmiştir. }

 Ben dünyanın halini bilmiyorum, fakat Avrupa’da istilakârane hükmeden  ve edyan-ı semaviyeye dayanmayan bu dehşetli cereyanın istilasına karşı  Risale-i Nur hakikatları bir kal’a olduğu gibi; âlem-i İslâmın ve Asya  kıt’asının hal-i hazırdaki itiraz ve ithamını izale ve eskideki muhabbet  ve uhuvvetini iade etmeğe vesile olan bir mu’cize-i Kur’aniyedir. Bu  vatanın, bu milletin vatanperver siyasîleri sür’atle Risale-i Nur’u  tab’ettirerek resmî neşretmeleri lâzımdır ki, bu iki belaya karşı siper  olsunlar. {(Haşiye 2): Bu, dünya çapındaki büyük şerefe ve en muazzam  İslâmî hizmete, ancak yeni hükûmet mazhar olabilmiş; ve büyük bir  anlayış göstererek, Risale-i Nurun matbaalarda 1956 senesinde  basılmasına sebeb olmakla, Millet-i İslâmiyenin büyük bir teveccühünü  kazanmakla, kuvvetini çok fazla arttırmak muvaffakıyetini elde etmiştir.  }

 Said Nursî

Tarihçe-i Hayat ( 493 )


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst