Ulvî: Yüksek, yüce.
Âsâr: Eseler, işaretler.
Giran-baha: Kıymet ve pahası çok olan, değeri ölçülemez derecede çok.
Emel: Ümit, kuvvetli istek, ummak.
Bizzarure: Zorunlu olarak, ister istemez.
Bilmecburiye: Mecbur olarak.
Safa-yı sermedî: Sonsuz sürecek sevinç ve ferahlık.
Cavidanî: Sonsuz, ebedî.
Kitab-ı kâinat: Kainat kitabı, yazarını tanıtan bir kitab gibi Allah'ı (cc) tanıtan ve bildiren kainat (evren).
Lem'a: Parıltı, parlamak.
Nur-u timsali: Timsalinin nuru, resminin ve şeklinin nuru, örneğinin ve benzerinin nuru.
Nâkabil-i tarif: Tarifi mümkün olmayan.
Sürur u saadet: Sürur ve saadet, sevinç ve mutluluk.
Menba'ı: Kaynağı.
Kudsî: Mukaddes, kutsal, kusursuz.
Cüz': Kısım, parça.
Mütalaa: Okumak, incelemek, tedkik etme.
Medar-ı kuvvet: Kuvvet sebebi.
Ömr-ü mukadder: Alklah (cc) tarafındn belirlenmiş ömür.
Ma'dud: Sayılan. Kabul edilen. Hesap edilen.
Hamd: Teşekkür, şükür, medih, övme.
Muzaffer: Zafer kazanan, galip, üstün, yenen.
Hicran: Ayrılık, ayrılık acısı.
Firak: Ayrılık, ayrılma.
Muvakkat: Geçici, az bir zaman için.
Malayani: Faydasız, boş, gereksiz.
Kesb-i şiddet: Şiddet kazanmak, kuvvet kazanmak.
Husul: Ortaya çıkma, meydana gelme, olma.