Ynt: Manevi makamlardaki muvazene
BİRİNCİ MAKAM: Dakik bir sırr-ı velayetin beyanıyla sual halledilir. Şöyle ki:
Sahabelerin velayeti, velayet-i kübra denilen, veraset-i nübüvvetten gelen, berzah tarîkına uğramayarak, doğrudan doğruya zâhirden hakikata geçip, akrebiyet-i İlâhiyenin inkişafına bakan bir velayettir ki, o velayet yolu, gayet kısa olduğu halde gayet yüksektir. Hârikaları az, fakat meziyyatı çoktur. Keşif ve kerâmet orada az görünür. Hem evliyanın kerâmetleri ise, ekserîsi ihtiyarî değil. Ummadığı yerden, ikrâm-ı İlahî olarak bir hârika ondan zuhur eder. Bu keşif ve kerâmetlerin ekserisi de, seyr ü sülûk zamanında, tarîkat berzahından geçtikleri vakit, âdi beşeriyetten bir derece tecerrüd ettiklerinden, hilaf-ı âdet hâlâta mazhar olurlar. Sahabeler ise, sohbet-i nübüvvetin in'ikasıyla ve incizabıyla ve iksiriyle tarîkattaki seyr ü sülûk daire-i azîminin tayyına mecbur değildirler. Bir kademde ve bir sohbette zâhirden hakikata geçebilirler.
Allahu alem peygamber efendimizin a.s.m risalet sohbetiyle müşerref olan sahabe onun peygamberlik gölgesi altında katu meratip etmişler.Ama onu görmeyen diğer veliler ise peygamber efendimizin a.s.m nin velayeti ile müşerref olmuşlar ve velayeti altında katu meratip etmişler.aradaki fark sanırım mukayese edilebilir.....Allahu alem