molla_zehra
Well-known member
Ebuzer – Derviş Devrimcilerin Kuru Ekmeği Yolumuzu Aydınlatıyor'da Marilyn Buck diye bir devrimciyi anmıştım.
Şöyle:
"Üstad, gece vakti dağın başında ne işimiz var?" diye sordum.
"Şu ışıkların olduğu yer bir hapishane. Orada Marilyn Buck yatıyor" dedi Ebuzer.
"Marilyn Buck?"
"Zulme karşı savaşa adanmış bir ömür."
"-?"
"Vietnam'ın işgaline karşı eylemler yaptı. Afro-Amerikalıların özgürlük mücadelesine destek verdi. Kızılderililerin haklarını savundu. Filistinlilerle beraber İsrail'e karşı yürüdü. İran halkıyla beraber Şah Rıza'yı taşladı. Pentagon'u havaya uçurmaya kalkıştığı iddia ediliyor; doğrusunu Allah bilir. Tam 80 yıl hapse mahkûm ettiler onu. Çektiği çilenin önemli bir kısmı doğrudan doğruya bizim için."
"Allah ecrini versin."
"Amin. Kitabını kime ithaf etmeyi düşünüyorsun?"
"Yol boyunca birlikte yürüdüğüm insanlara. Ve Nureddin Şirin'e."
"Güzel. Listeye Marilyn Buck'ı da ekle. Müslüman'a vefa yakışır."
"Tamamdır üstad."
***
İnternette dolaşırken Marilyn'in hapishanede yazdığı şiirlere rastladım.
A Story in Celebration Of the Intifada (İntifada'nın Yıldönümü Münasebetiyle Bir Hikâye) başlıklı şiirini acemice tercüme ettim.
Hem Filistin'in hem de 22 yıldır zindanda yatan Marilyn'in özgürlüğü için dua etmenize vesile olması temennisiyle, tercümeyi dikkatinize sunuyorum:
israiloğullarından davut, bir taşla devirdi calut'u
şaşkın şaşkın gülümsedi sonra
"ben küçücüğüm, o kocaman... nasıl oldu bu?"
ve israiloğulları, calut'un evine yerleşti
onun ayakkabılarını giydiler
onun sofrasında yediler
zamanla calut'a dönüştü israiloğulları
açgözlülükle, arsızca, acımasızca
saldırdılar
zeytin bahçelerinin ve çölün
kadîm halkına
unuttular hatırlamayı
bir zamanlar küçük olduklarını
filistin'in çocukları fakat
unutmuyorlar
bir taşın sadece bir taş olmadığını
yıkılan evlerinin enkazında
bir füzeye dönüşüyor taş
direnişin başladığını haykırarak
bir kurtuluş fırtınası koparıyor
Marilyn Buck, Aralık 1988
HAKAN ALBAYRAK (9.7.2007)
Şöyle:
"Üstad, gece vakti dağın başında ne işimiz var?" diye sordum.
"Şu ışıkların olduğu yer bir hapishane. Orada Marilyn Buck yatıyor" dedi Ebuzer.
"Marilyn Buck?"
"Zulme karşı savaşa adanmış bir ömür."
"-?"
"Vietnam'ın işgaline karşı eylemler yaptı. Afro-Amerikalıların özgürlük mücadelesine destek verdi. Kızılderililerin haklarını savundu. Filistinlilerle beraber İsrail'e karşı yürüdü. İran halkıyla beraber Şah Rıza'yı taşladı. Pentagon'u havaya uçurmaya kalkıştığı iddia ediliyor; doğrusunu Allah bilir. Tam 80 yıl hapse mahkûm ettiler onu. Çektiği çilenin önemli bir kısmı doğrudan doğruya bizim için."
"Allah ecrini versin."
"Amin. Kitabını kime ithaf etmeyi düşünüyorsun?"
"Yol boyunca birlikte yürüdüğüm insanlara. Ve Nureddin Şirin'e."
"Güzel. Listeye Marilyn Buck'ı da ekle. Müslüman'a vefa yakışır."
"Tamamdır üstad."
***
İnternette dolaşırken Marilyn'in hapishanede yazdığı şiirlere rastladım.
A Story in Celebration Of the Intifada (İntifada'nın Yıldönümü Münasebetiyle Bir Hikâye) başlıklı şiirini acemice tercüme ettim.
Hem Filistin'in hem de 22 yıldır zindanda yatan Marilyn'in özgürlüğü için dua etmenize vesile olması temennisiyle, tercümeyi dikkatinize sunuyorum:
israiloğullarından davut, bir taşla devirdi calut'u
şaşkın şaşkın gülümsedi sonra
"ben küçücüğüm, o kocaman... nasıl oldu bu?"
ve israiloğulları, calut'un evine yerleşti
onun ayakkabılarını giydiler
onun sofrasında yediler
zamanla calut'a dönüştü israiloğulları
açgözlülükle, arsızca, acımasızca
saldırdılar
zeytin bahçelerinin ve çölün
kadîm halkına
unuttular hatırlamayı
bir zamanlar küçük olduklarını
filistin'in çocukları fakat
unutmuyorlar
bir taşın sadece bir taş olmadığını
yıkılan evlerinin enkazında
bir füzeye dönüşüyor taş
direnişin başladığını haykırarak
bir kurtuluş fırtınası koparıyor
Marilyn Buck, Aralık 1988
HAKAN ALBAYRAK (9.7.2007)