Konuya cevap cer

Birinci soruda inanıyor musunuzdan kastınız iman etmek ise soru yanlış olmuş.Hadislere iman edilmez hadisler vahiy değildir.Hadislerin bir ikisi hariç hiçbiri Peygamberimizin ağzından çıktığı gibi birebir yazılmış değildir.Sahabelerin rivayetleridir.Yani sahabeler "ben peygamberimizden şöyle bir söz duydum" diyerek söyledikleri sözlerdir.Bu sebeple hiçbir hadisin Peygamberimizin sözü olup olmadığına emin olamayız.Tarih içerisinde pekçok siyasi olaylar sonucu binlerce hadis uyduruldu.


Hadislerin doğruluğundan ayetler gibi emin olamadığımız için Kuran'a uyan hadisleri kabul ediyorum.yukarıdaki yazılarında hadis ve meşhur bir hadisçi olan Serahsi'nin görüşlerini de paylaşmıştım.


Delil olarak sadece Kuran'ı kabul ediyorum.Hadisler de Kuran'a uygun iseler elbetteki delildirler.Tüm delil olarak sayılan sözler ve usüller Kuran'a uymak zorundadırlar.Öyleyse Dinin asıl ve tek kaynağı Kuran'dır.


Ben meallere göre anlamaya çalışmıyorum Kuran'ı arapçasından araştırıyorum.Arapça da bilmiyorum ama araştırdığınızda doğru sonuca ulaşabiliyorsunuz.


Bu nasıl olur derseniz ayetlerdeki manayı veren en önemli kelimelerin manalarını sözlüklerden araştırıp okuduğunuzda gayet güzel anladığınızı görürsünüz.hatta pek çok mealde pek çok ayete yanlış manalar verilerek yanlış manalara inandığınızı da görürsünüz.


Mesela Hüseyin kardeşimizin yukarıda Peygamberimizin Kuran'ı açıkladığını söylediğini iddia ettiği ayeti ele alalım hem Hüseyniye de cevap vermiş olurum.


Nahl 44. ayetin Arapçasına baktığımızda


Açık kanıtları ve Kitapları. Sana da o Zikr'i indirdik ki, kendilerine indirileni insanlara açıklayasın, tâ ki düşünüp öğüt alsınlar. NAHL 44


بِالْبَيِّنَاتِ وَالزُّبُرِ وَأَنزَلْنَا إِلَيْكَ الذِّكْرَ لِتُبَيِّنَ لِلنَّاسِ مَا نُزِّلَ إِلَيْهِمْ وَلَعَلَّهُمْ يَتَفَكَّرُونَ

Bil beyyinâti vez zubur(zuburi), ve enzelnâ ileykez zikre li tubeyyine lin nâsi mâ nuzzile ileyhim ve leallehum yetefekkerûn(yetefekkerûne).


Hüseyin Kardeşimin verdiği mealin "açıklayasın" kelimesine denk geliyor.Tubeyyine kelimesinin kökü beyan dır.Biz bu kelimeyi Türkçede de kullanıyoruz.Beyan etmek olarak.Beyan'ın sözlükten manasına baktığımızda söyleme,bildirme,anlatma,açık söyleme ve açıklama manalarına geldiğini görüyoruz.Beyanın manalarından biri de açıklamak olmasına rağmen bu açıklama detaylı olarak izah etme manasında değildir.Olanı olduğu gibi bildirme manasındadır.Bunu nereden çıkardığımıza gelince.Kuran'ı sadece Allah'ın açıkladığını bildiren Hud Suresi 1. ayete baktığımızda


Elif lâm râ kitâbun uhkimet âyâtuhu summe fussılet min ledun hakîmin habîr(habîrin).


Buradaki açıklamaktan anlaşılan detaylı olarak izah etmektir.Ayrı ayrı tafsilatlı olarak açıklamak manasına gelmektedir.Yani nahl 44. ayetteki açıklamak detaylı olarak izah etmek manasında değildir.Bildirmek manasındadır.Vahyi Cebrail'den alan Peygamberimizin vahiy nasılsa hiçbirşey eksiltmeden ve üzerine katmadan Cebrail'den aldığı gibi insanlara bildirdiği anlatılmaktadır.


Hud Suresindeki fussilet kelimesi detaylı olarak izah etmektir.Yani iki ayetteki açıklamak kelimesinin manaları farklıdır.


İnşallah beklediğiniz cevabı verebilmişimdir.





Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst