Kýrýk Testi
Well-known member
Kudüs'te eski Süleyman mabedinin bulunduğu yerde inşa edilmiş olan camidir. "En uzak mescit" anlamına gelen bu tabire ilk olarak Kur'ân-ı Kerîm’de Mirac'la ilgili olarak şöyle yer verilir: "Kulu Muhammed'i, gece vakti, ayetlerimizden bazılarını göstermek için El-Mescidü'l-Haram' dan, çevresini mübarek kıldığımız el-Mescidü'l-Aksâ ya götüren Allah, noksan sıfatlardan münezzehtir. O, her şeyi işitir ve görür" (el-İsrâ, 17/1).
Mescid-i Aksâ'ya "İliya" veya günahlardan temizlenme yeri anlamında "Beyt-i Makdis" yahut "Beyt-i Mukaddes" adı da verilmiştir. Mescid-i Aksâ'ya en uzak mescit anlamında bu ismin verilmesi, Mekke'deki Mescid-i Haram'a yaya yürüyüşü ile bir aylık mesafede bulunması yüzündendir.
Hz. Peygamber mirac gecesinde; "Burak'a bindim Beytu'l-Makdis'e gittim" (Müslim, İman, 259; Nesaî, Salât, 10) buyurmuştur. Yeryüzünde Mescid-i Haram'dan sonra yapılan en eski mescitlerden birisi Mescid-i Aksa'dır. Yapımı Davud (a.s) başlanmış ve Hz. Süleyman tarafından tamamlanmıştır (ez-Zerkeşi, a.g.e., 281, 282, 287). Mescid-i Aksâ, hicretin l6. ayına kadar Müslümanların kıblesiydi, fakat KIBLE daha sonra Allah’ın emriyle Mecid-i Haram olarak değiştirildi.
Hz. Ömer (r.a.) devrinde Kudüs fethedilmesiyle İslâm devletinin himayesine girmiştir. Hz. Ömer (r.a.) yapısını değiştirmeden bir mescit yaptırmıştır. Burası daha sonra Kubbetü's-Sahrâ'nın yeri olmuştur. Kubbetü's-Sahra'nın bulunduğu seddin üç tarafından, daha küçük üç kubbeli yapı bulunuyordu. Bunlar Kubbetü's-Silsile, Kubbetü'l-Mirac ve çok köşeli bir yapı olan Kubbetü'n Nebî idi. Bugün bunların şekilleri kısmen değişmiştir. Kubbetüs-Sahrâ'nın bir ziyaret yeri olmasına karşılık, Mescid-i Aksa, bunun bir ibadethanesini teşkil eder.
Kubbetü's-Sahrâ, mezar, türbe, tekke, zaviye ve sebil gibi dini amaçla yapılmış yapıları içine alan yaklaşık 150 dönüm kadar bir arazi üzerine serpilmiş binalar topluluğunu ifade eder. Dar anlamda Mescid-i Aksâ denince, Kubbetü's-Sahra'dan uzakta olmayan cami kastedilir.
Mescid-i Aksâ'ya "İliya" veya günahlardan temizlenme yeri anlamında "Beyt-i Makdis" yahut "Beyt-i Mukaddes" adı da verilmiştir. Mescid-i Aksâ'ya en uzak mescit anlamında bu ismin verilmesi, Mekke'deki Mescid-i Haram'a yaya yürüyüşü ile bir aylık mesafede bulunması yüzündendir.
Hz. Peygamber mirac gecesinde; "Burak'a bindim Beytu'l-Makdis'e gittim" (Müslim, İman, 259; Nesaî, Salât, 10) buyurmuştur. Yeryüzünde Mescid-i Haram'dan sonra yapılan en eski mescitlerden birisi Mescid-i Aksa'dır. Yapımı Davud (a.s) başlanmış ve Hz. Süleyman tarafından tamamlanmıştır (ez-Zerkeşi, a.g.e., 281, 282, 287). Mescid-i Aksâ, hicretin l6. ayına kadar Müslümanların kıblesiydi, fakat KIBLE daha sonra Allah’ın emriyle Mecid-i Haram olarak değiştirildi.
Hz. Ömer (r.a.) devrinde Kudüs fethedilmesiyle İslâm devletinin himayesine girmiştir. Hz. Ömer (r.a.) yapısını değiştirmeden bir mescit yaptırmıştır. Burası daha sonra Kubbetü's-Sahrâ'nın yeri olmuştur. Kubbetü's-Sahra'nın bulunduğu seddin üç tarafından, daha küçük üç kubbeli yapı bulunuyordu. Bunlar Kubbetü's-Silsile, Kubbetü'l-Mirac ve çok köşeli bir yapı olan Kubbetü'n Nebî idi. Bugün bunların şekilleri kısmen değişmiştir. Kubbetüs-Sahrâ'nın bir ziyaret yeri olmasına karşılık, Mescid-i Aksa, bunun bir ibadethanesini teşkil eder.
Kubbetü's-Sahrâ, mezar, türbe, tekke, zaviye ve sebil gibi dini amaçla yapılmış yapıları içine alan yaklaşık 150 dönüm kadar bir arazi üzerine serpilmiş binalar topluluğunu ifade eder. Dar anlamda Mescid-i Aksâ denince, Kubbetü's-Sahra'dan uzakta olmayan cami kastedilir.