Konuya cevap cer

Cevap: Risale-i Nur Açıklamalı 12 : Hayat Hâtemine Bakınız..


[NOT]Evet, aklı  bozulmayan bir şahıs, teemmülü neticesinde anlar ki, meselâ balarısını  pek çok şeylere fihriste yapan ve kitab-ı kâinatın ekser mesâilini  insanın mahiyetinde yazan ve incir nüvesinde incir ağacının programını  derc eden ve insanın kalbini binlerce âlemlere örnek ve pencere yapan ve  beşerin kuvve-i hafızasında tarih-i hayatını taallûkatıyla beraber  yazan, ancak ve ancak herşeyi yaratan Hâlık olabilir. Ve böyle bir  tasarruf, yalnız ve yalnız Rabbü’l-Âlemîne mahsus bir hâtemdir.[/NOT]


Her ağacın, her bitkinin tohumu var. Toprağa attığınızda hangisinin tohumunu atmışsanız hiç şaşmadan attığınız tohumun bitkisi ya da ağacı çıkıyor. İncirin çekirdeğinden armut veya başka birşey olmuyor. Allah cc. ağacın tüm mahiyetini o küçücük çekirdekte yazmış. O halde incirin çekirdeğini kim yaratmışsa, incir ağacını da O yaratmış ve incir ağacının vücuda gelmesindeki daha binlerce belki de kainatın zerrreleri adedince sebebleri de O yaratmış. Eğer başka eller karışmış olsaydı her halikarda düzenden bahsedilemezdi. İncirin mahiyetini bilenin aynı zamanda tüm kainatın çarklarının nasıl işlemesi gerektiğini de bilmeli ki incir vücuda gelebilsin. Çünkü yaratılan herbir zihayat tüm kainatla alakadar. Havaya, suya, güneşe ve sair şeylere ihtiyacı var. Bilhassa insan ve insan kalbi bütün kainatla alakadar olduğu gibi gözümüzle göremediğimiz fakat nakiller, ilim vasıtasıyla ve alimlerin tefsirlerdeki ispatlarıyla anladığımız alemlerle dahi alakadar. İnsan hisleriyle cennetin ve cehennemin varlığını dahi anlıyor. Fıtratını bozmadığı müddetçe bir günah işlediğinde vicdan devreye girip peşin bir azabı tattırıyor. Cehennemin bir çekirdeği misali vicdan günahla birlikte yanıyor. Meşru bir, Allahın rızası olan bir iş yapıldığında ise bir rahatlık hissi var. En zor, en ağır şartların içinde bile o güzelliği işlemenin verdiği bir rahatlık var. O da bir nevi cenneti çağrıştırıyor insanın hislerinde. 


Yani Allah bütün alemlerin örneklerini, numunelerini insanın o küçücük kalbinde yerleştirmiş. İnsanı bütün alemlere bir fihriste hükmüne getirmiş. İnsana mükafat ve mücazat hissini kim vermişse elbette cennet ve cehennemi de yaratan Odur bu cihetten baktığımızda. Üstad hazretlerinin buyurduğu gibi teemmül etmek lazım yani derin derin düşünüp tefekkür etmek lazım. 


Velhasıl kelam canlı olan, hayat sahibi olan her ne varsa kainat o hayatın içinde gerek hisleri açısından gerekse fiziki yapısı ve ihtiyaçları bakımından özet, bir fihriste haline mevcuttur. 


[DIKKAT]105- Küremiz hayvana benziyor, âsâr-ı hayat gösteriyor. Acaba yumurta kadar küçülse, bir nevi hayvan olmayacak mıdır?


Veya bir mikrop küremiz kadar büyüse, ona benzemeyecek midir? Hayatı varsa, ruhu da vardır.


Âlem,  insan kadar küçülse, yıldızları zerrat ve cevâhir-i ferdiye hükmüne  geçse, o da bir hayvan-ı zîşuur olmayacak mıdır? Allah’ın böyle çok  hayvanları var.


Mektubat - Hakikat Çekirdekleri[/DIKKAT]


Konumuzla alakalı Otuz İkinci Söz'den kısa bir alıntı yapalım. Devamını merak edenler linke tıklayıp okuyabilirler. 


[TAVSIYE]Sonra o müddeî onda da meyus oldu. Bir insanın bedenine rast gelir. Yine  kör tabiat ve serseri felsefe lisanıyla, tabiiyyunun dedikleri gibi der  ki: “Sen benimsin. Seni yapan benim. Veya sende hissem var.”


Cevaben, o beden-i insan, hakikat ve hikmet diliyle ve intizamının lisan-ı hâliyle der ki:


“Eğer  bütün emsalim ve yüzümüzdeki sikke-i kudret ve turra-i fıtrat bir olan  bütün insanların bedenlerine hakikî mutasarrıf olacak bir kudret ve ilim  sende varsa--


“hem sudan ve havadan tut, tâ nebâtat ve hayvânâta  kadar benim erzakımın mahzenlerine mâlik olacak bir servetin ve bir  hâkimiyetin varsa--


“hem ben kılıf olduğum gayet geniş ve yüksek  olan ruh, kalb, akıl gibi letâif-i mâneviyeyi benim gibi dar, süflî bir  zarfta yerleştirerek, kemâl-i hikmetle istihdam edip ibadet ettirecek,  sende nihayetsiz bir kudret, hadsiz bir hikmet varsa, göster. Sonra ‘Ben  seni yaptım’ de. Yoksa sus!


“Hem bendeki intizam-ı ekmelin  şehadetiyle ve yüzümdeki sikke-i vahdetin delâletiyle, benim Sâniim  herşeye kadîr, herşeye alîm, herşeyi görür ve herşeyi işitir bir Zâttır.  Senin gibi sersem âcizin parmağı Onun san’atına karışamaz, zerre miktar  müdahale edemez.”[/TAVSIYE]










Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst