Konuya cevap cer

Cevap: Açıklamalı Risale Dersleri 55 - Cenâb- Hakkın Vahdet ve Bekasının Delilleri


[NOT]ON İKİNCİ LEM’A: Arkadaş! Hayat, Hâlıkın ehadiyetine burhan olduğu gibi, mevt de devam ve bekasına bir delildir.


Evet,  nasıl akan nehirlerin, dalgalanan denizlerin kabarcıkları ve   yeryüzünde  bulunan sair şeffaflar, şemsin ziyâ ve timsallerini   göstermekle şemsin  vücuduna şehadet ettikleri gibi, o kabarcık gibi   şeffaflar ölüp  söndükten sonra yerlerine müteselsilen gelip geçen   emsalleri, yine  şemsin ziyâ ve timsallerini gösterdiklerinden, şemsin   devam ve bekasına  ve bütün o şuâat, celevat ve timsallerin bir şems-i   vâhidin eseri  olduklarına şehadet ediyorlar. İşte o şeffaflar,   vücutlarıyla şemsin  vücuduna ve ademleri ve ölümleriyle de şemsin devam   ve bekasına delâlet  ediyorlar. 


Kezalik, mevcudat, vücuduyla Vâcibü’l-Vücudun vücub-u  vücuduna ve ölüm   ve zevaliyle, teceddüdî bir teselsülle yerlerine gelen  emsali, Sâniin   ezelî ve ebedî vâhidiyetine şehadet ediyorlar.


Evet,  leyl ve neharın ihtilâfı, fusul-i erbaanın tahavvülü ve   unsurların  tebeddülü hengâmlarında meydana çıkan şu güzel mevcudat ve   bu lâtif  masnuatta devam ile cereyan eden mübadele ve devr ü teslim   muamelesi  kat’î bir şehadetle, sermedî, âlî, dâimüttecellî bir Sahib-i   Cemâlin  vücuduna ve bekasına ve vahdetine şehadet eden kat’î bir   burhandır.


Ve  keza, senevî inkılâplarda, müsebbebatla esbabın birlikte ölüm ve   zevali  ve sonradan ikisinin yine birlikte iâdeleri, esbabın da   müsebbebat gibi  âciz masnu ve mahlûklardan olduğuna delâlet ettiği   gibi, bu masnuat ve mevcudatın,  bir Zât-ı Vâhidin müteceddid bir   san’atı olduğuna da şehadet eder.



Mesnevi-i Nuriye[/NOT]





Hayat Allah'ın cc. varlığının ve birliğinin apaçık delillerindendir.  O'ndan başka hayat verecek yoktur. Bu Lem'a dan önceki onbir Lem'a hayatın Allah'ın  vahdetine delil olması ile ilgili derslerdir. Hayat gibi ölüm de Cenab-ı  Hakkın devam ve bekasına delildir. "Nasıl ki hayatın dünyaya gelmesi  bir halk ve takdirledir. Öyle de, dünyadan gitmesi de bir halk ve  takdirle, bir hikmet ve tedbirledir." İkinci Mektup


Bir fabrika düşünelim. Bir taraftan hammadde gelip, tezgahlarda  işlenirken, diğer taraftan da fabrikadan çıkışı yapılıyor. Bundan  anlarız ki, fabrika ve içindeki tezgahların bir sürekliliği var ki,  gelen hammadde, belli birtakım işlemlere tabi tutulup sonra çıkışı  yapılıyor. Fabrikanın ve tezgahların olmayışı, fabrikada olup biten  süreçlerin tamamınında olmaması anlamına gelir. Teşbihte hata olmasın,  hayat ve ölümü de bunun gibi düşünebiliriz. Gözümüz önünde cereyan eden  sürekli geliş-gidişler var. Bir taraftan haddi sınırı olmayan mevcudat  hayat sahibi olurken, diğer taraftan bir o kadarı da ölümü tadıp  gidiyor. Bir anlamda yeni gelenlere yer açıyor. 


Bir harf varsa, onu yazan bir de kalem olmalıdır. Bir fiil varsa,  elbette bir failden südur eder. Hayat ve ölüm gibi sürekli olan bir  faaliyetin, failsiz olduğuna ihtimal verecek bir akıl yoktur. Bu  faaliyetler bir Fail-i Muhtarın varlığını kesin olarak ispat ettiği  gibi, O Failin devam ve bekasına da delildir aynı zamanda. Bir saraya  girip çıkan misafirler varsa, sarayın devamlılığına delildir. Hayat ve  ölüm de dünyada sürekli görünen iki gerçektir. Ve her gelip giden, o  faaliyeti sürekli olarak gerçekleştiren bir Zattan haber veriyor. 


Üstad Hazretlerinin yukarıda verdiği misale göre; Nehirde parlayan her  kabarcık, çok geçmeden yerini başka bir kabarcığa bırakıyor. Kısa bir  süre parıldayıp sonra kayboluyor. Sonra yerine bir başkası geçiyor ve o  da çok durmadan bir yenisine bırakıyor yerini. Katreler sürekli gidip  geliyor, ancak sabit bir noktada, her bir katre, bir an da olsa, güneşin  ziyasına mazhar oluyor. Bundan anlaşılır ki, geçici olan su  katreleridir ve sabit olan, kalıcı olan, onları o ziyaya mazhar eden  şemstir yani güneştir. Hayat ve ölüm de bunun gibidir. Zihayatlar da,  tıpkı nehirde bir an güneşin ziyasına mazhar olup, sonra yerini  diğerlerine bırakan su katreleri gibidir. Gitmeleri kendilerinin fani  olduğunu gösterdiği gibi, yerine yeni gelenlerin de hayata mazhar olması  ve sonra onun da ölmesi, daimi bir Hayat sahibinin varlığından haber  veriyor. 


Bir yandan ter ü taze gelip diğer yandan kaybolan her güzellik, daimi  bir Cemîl den haber veriyor. Binlerce tür hayat sahibinin, sonbahar ve  kış mevsiminde sebepleriyle birlikte ortadan kaybolmaları ve ardından  gelen baharla yeniden aynı şekilde iadeleri, yeniden yaratılmaları, bir  Kadîm-î Bakî'den haber veriyor. Daha bunlar gibi misallerini sürekli  gördüğümüz sayısız mükemmelliklerin, sayısız güzelliklerin, sayısız  esbab ve müsebbebatının yani sebebin ve ondan ortaya çıkan neticenin,  sayısız sanatların, haddi sınırı olmayan nimetlerin, hayatların vs.  ölüp, yerlerine aynı şekilde benzerlerinin gelmesi; bu faaliyetleri  sürekli gerçekleştiren, daimi olan Cenab-ı Haktan haber veriyor.



Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst