Cevap: 9. Ders: Eserin Kemali Müessirin Kemalini Gösterir..
[NOT]Kezalik, kâinatta görünen âsârın kemâli, hadsî bir müşahedeyle, ef’âlin mükemmeliyetine, ef’âlin kemâli de fâilin kemâl-i esmâsına, esmânın kemâli sıfâtın kemâline, sıfâtın kemâli şuûnat-ı zâtiyenin kemâline, şuunatın kemâli Zât-ı Zülcelâlin kemâline delâlet eder.[/NOT]
Buraya kadar olan kısım, meseleyi anlaşılır hale getirmek adına, bir kısım temsillerden ibaretti. Şimdi temsil bitti hakikate geçiyoruz.
Misal verdiğimiz saray, resim gibi eserler biz insanlara mahsus eserler. Mükemmellikleri nisbetinde sanatkarının mükemmelliklerini gösteriyor. Ancak kainattaki hadsiz eserlere baktığımızda, beşerin eserleriyle kıyaslanamayacak derecede mükemmellikler göze çarpıyor ve en ufak bir kusur göremiyoruz. Cenab-ı Hak bir ayet-i kerimede buyuruyor ki: هَلْ تَرٰى مِنْ فُطُورٍ Yani “En küçük bir kusur görüyor musun?” Mülk Sûresi, 67:3. Ve dahi devamındaki ayette ثُمَّ ارْجِعِ الْبَصَرَ كَرَّتَيْنِ يَنقَلِبْ إِلَيْكَ الْبَصَرُ خَاسِأً وَهُوَ حَسِيرٌ "Sonra gözü(nü) tekrar tekrar çevir (ve yine bak); o göz (aradığı kusûru bulamadan)zelil ve bitkin bir hâlde sana dönecektir!" buyuruyor.
Evet göremiyoruz. Çünkü herşey en mükemmel şekilde yaratılmış. Mesela bir bal arısında mükemmel fiiller var. Arının iğnesine, düşmanlarını zehirleyecek zehiri koymak fiili, bal yapmak fiili, çiçekleri dermek fiili, uçmak fiili, hayat vermek fiili vs. Bu fiilllerin herbiri en kemal noktada. O küçücük bedende hem düşmanlarına karşı savunmaya yarayacak zehiri koyup, hem de en gıdalı bir balı aynı o vücuddan vermek gibi daha çok fiiller, Falinin esmasının da, mükemmel olduğunu gösteriyor. Demek arıyı yapanın Rezzak ismi en kemalde, Hakîm ismi en kemalde, Muhyî ismi en kemalde, Musavvir ismi en kemalde, Alîm ismi en kemalde, Hafîz ismi en kemalde ve hakeza.
Madem arıyı Yaratanın, esmasının kemalinin nihayeti yoktur. O zaman sıfatlarının mükemmelliğinde de nihayet yoktur. Sem ve Basar sıfatları, Beka sıfatı, Hikmet sıfatı, Kudret sıfatı gibi bütün sıfatları hadsiz mükemmeliyettedir.
Madem sıfatları mükemmeldir o halde şuunatı da mükemmeldir. Şuunatı mükemmel olmasa, mahlukatın bir tarafı tam olsa, diğer tarafı eksik kalırdı. Mesela hayat verilip rızıklanmayan canlı görebiliyor muyuz ? Elbetteki göremiyoruz. Ya da mükemmel yaratıldığı halde hiçbir işe yaramayan mahlukat var mı ? Hayır yok. Demek mevcudatı yaratan onun hayatına ve hikmetlerine dair, yahut varlığına dair her ne varsa hepsini biliyor öyle yapıyor. O halde onun şuunatı da mükemmeldir.
Madem şuunatı mükemmel, o halde Zatı da mükemmeldir. Zatında -haşa- kusur ve noksaniyet olsa eserlerinde görünürdü. Oysaki ayet هَلْ تَرٰى مِنْ فُطُورٍ Yani “En küçük bir kusur görüyor musun?” Mülk Sûresi, 67:3. demekle, net bir şekilde dikkatlerimizi çekiyor. Sonuç olarak, eserden yola çıktığımızda fiil, esma, sıfat, şuun ve Zatın mükemmelliğine şahit oluyoruz. Müessirden yola çıktığımızda ise, şuun, sıfat, isim, fiill ve eserin mükemmelliğine şahit oluyoruz. Her iki silsilenin her aşamasında tevhidin izleri ve Rabbimizin nihayetsiz mükemmellikleri tezahür ediyor. Kime kul olduğumuzun, farkına varanlardan olmak duası ile, amin.