Konuya cevap cer

Birinci Lem'a:

   Bakınız! Her bir masnuun yüzünde öyle bir sikke vardır ki, ancak her şeyi halkeden Hâlık'a mahsustur. Ve her bir mahlukun cebhesinde öyle bir hâtem vurulmuştur ki, her şeyi yapan Sâni'den maada kimsede o hâtem bulunmaz. Ve kudretin neşrettiği mektublarından her bir mektubun âhirinde, taklidi kabil olamayan öyle bir turra vardır ki, ancak Sultan-ı Ezel ve Ebed'e hastır. O gibi sikkelerden yalnız hayat üzerinde parlayan sikke-i i'caza bakınız ki; hayat ile bir şeyden pek çok şeyler husule gelir, icad edilir. Ve pek çok şeyler dahi bir şey-i vâhide emr-i Rabbaniyle inkılab ederler. Meselâ: Su, bir şey-i vâhid iken pek çok uzuvlara, cihazlara Allah'ın izni ile menşe olur, icad edilirler. Ve mideye giren pek çok muhtelif yemekler ve meyvelerden Hâlık-ı Teâlâ tek bir cismi icad eder, tek bir cisim husule getirir.


   İşte kalb, akıl, şuur sahibi olan bir adam, bu ciheti düşünürse anlar ki, bir şeyden çok şeyleri icad edip çıkartmak ve çok şeyleri bir şeye tahvil etmek, ancak her şeyi halkeden ve her şeyi yapan Sâni'a mahsus bir sikkedir.



Said Nursi


Masnuun: Sanatlı varlığın.

Sikke:  Ait olduğu yeri belirten ve gösteren damga, mühür, işaret.

Hâlık: Yaratıcı Allah (cc), yoktan en güzel şekilde yaratan Allah.

Hâtem: Mühür.

Sâni': Sanatkar yaratıcı, sanatlı şekilde yaratan.

Maada: Başka.

Kudret: Güç.

Kabil: Mümkün, olabilir.

Sultan-ı Ezel ve Ebed: Ezel ve ebed sultanı, başlangıcı ve sonu olmayıp sonsuz olan Allah (cc).

Sikke-i i'caz: Mucizelik damgası, mucize olduğunu gösteren işaretler.

Şey-i vâhid: Tek şey, tek nesne.

Menşe: Kaynak.

Muhtelif: Çeşitli, farklı, ayrı ayrı.

Hâlık-ı Teâlâ: Yüce yaratıcı.

Tahvil: Değiştirme, dönüştürme, bir halden başka bir hale getirmek.



Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst