ONUNCU LEM'A:
Arkadaş! Hayat ve ihya ve zevilhayat ile her bir cüz' ve cüz'îye ve her bir küll ve küllîye ve kâinatın heyet-i mecmuasına darbedilen tevhid hâtemlerinden bir kısım misalleri, mezkûr beyanattan anlaşıldı. Şimdi dinle! Enva' ve külliyat üstüne vaz'edilen vahdaniyet sikkelerinden bir taneyi zikredeceğiz. Şöyle ki:
İhya: Hayatlandırma, canlandırma, diriltme.
Zevilhayat: Hayat sahipleri, canlılar.
Küll: Bütün.
Heyet-i mecmua: Bütünündeki durum, toplamının durumu.
Mezkûr: Bahsedilmiş.
Beyanat: İzahlar, açıklamalar.
Enva': Türler, çeşitler.
Külliyat: Bütünün hepsi.
Vaz'edilen: Koyulan.
Vahdaniyet: Allah'ın (cc) birliği.
Tek bir semere ile semeredar şecerenin yaradılışlarındaki suubet ve sühulet birdir. Çünki ikisi de bir merkeze bakar, bir kanuna bağlıdır, terbiye ve keyfiyetleri birdir. Malûmdur ki, merkezin ittihadı, kanunun vahdeti, terbiyenin vahdaniyeti sayesinde külfet, meşakkat, masraf azalır ve öyle bir kolaylık hasıl olur ki, pek çok semereleri olan bir ağaç yed-i vâhide, tek bir semerenin yapılışı da eyâdi-i kesîreye tevdi edildiği zaman, her iki tarafın yapılışları sühuletçe bir olur. Ve aralarında yaradılışça fark yoktur. Çok adamlar tarafından yapılan bir semerenin terbiyesi için lâzım olan cihazat ve âlât ü edevat ve saire, bir adam tarafından yapılan semeredar şecerenin terbiye ve yapılması için de aynen o kadar malzeme lâzımdır. Yalnız keyfiyetçe fark olabilir. Meselâ:
Semere: Meyve.
Semeredar: Semereli, meyveli.
Şecere: Ağaç.
Suubet: Zorluk, güçlük.
Sühulet: Kolaylık.
Keyfiyet: Özellik, nitelik, kıymet.
Vahdet: Birlik, teklik.
Yed-i vâhide: Bir ele, bir tek ele.
Eyâdi-i kesîre: Çok eller, çok sebepler.
Tevdi: Emanet olarak vermek, emanet olarak bırakmak.
Saire: Diğerleri.
İsnad: Dayandırılma, mal etme.
Sühulet-i hârika: Harika kolaylık.
Bir ordu askere yapılan elbise tedariki için ne kadar âlât, edevat ve makine lâzımdır; bir neferin elbisesi için de o kadar âlât ü edevat lâzımdır. Ve keza bir kitabın bin nüshasıyla bir nüshasının ücreti matbaaca birdir. Bazan da tek bir nüshanın tab'ı daha fazla bir ücrete tâbi tutulur. Buna kıyasen, bir matbaayı bırakıp çok matbaalara baş vurulursa, birkaç kat fazla ücretlerin verilmesi lâzım gelir. Evet kesret vahdete isnad edilmediği takdirde, vahdeti kesrete isnad etmek mecburiyeti hasıl olur. Demek, dağınık bir nev'in icadındaki sühulet-i hârika, vahdet ve tevhid sırrına bağlıdır.
Mesnevi-i Nuriye