ÜÇÜNCÜ REŞHA:
Arkadaş! O zât (A.S.M.), delail-i âfâkıye denilen haricî deliller ile musaddak olduğu gibi, delail-i enfüsiye denilen zâtında ve nefsinde sabit delil ve işaretler ile dahi musaddaktır. Çünki O zât şems gibidir; zâtını zâtı ile ziyalandırarak gösterir. Meselâ: Bütün ahlâk-ı hamîdenin en yüksekleri o zâtta içtima etmiş olduğuna bütün âlem şehadet ediyor. Ve keza en nezih hasletleri ve huyları ve en yüksek seciyeleri câmi' bir şahsiyet-i maneviye sahibi olduğuna icma vardır. Ve keza o zâtın en yüksek derecede bulunan zühd ve takva ve ubudiyeti şehadetleriyle mâlik olduğu kuvvet-i imaniye ile musaddaktır. Ve keza siyer-i Nebeviyenin şehadetiyle derece-i vüsuku ve kemal-i ciddiyet ve metaneti ve bütün işlerinde ve harekâtında kuvvet-i emniyeti, hakka mütemessik ve hakikate sâlik olduğunu tasdik eden kat'î delillerdir. Evet yaprakların yeşilliği, çiçeklerin taravet ve güzelliği ve semerelerin tazeliği; ağacın canlı, hayatlı, hayy olduğuna sadık şahiddirler.
Delail-i âfâkıye: Hariçteki deliller, görünen varlıklar ve olaylardaki deliller.
Musaddak: Doğrulanmış, doğruluğu kabul edilmiş.
Delail-i enfüsiye: İnsanın yaratılışında ve maddi ve manevî yapısında Allah'ın (cc) varlığına ve birliğine ait deliller.
Ahlâk-ı hamîde: Beğenilen ve övülen ahlâk.
Seciye: Huy, karakter, ahlâk durumu.
İcma: Fikir birliği.
Zühd: Dünya zevklerinden ve arzularından kendini çekip ibadete ve dinde ilgili çalışmalara vermek.
Kuvvet-i imaniye: İmana ait kuvvet, inancın gücü.
Siyer-i Nebeviye: Peygamberimizin (asm) yaşayışını, ahlâkını, gayesini ve gittiği yolu konu edinen ve anlatan kitab.
Derece-i vüsuk: Güvenme ve sağlamlılık derecesi.
Metanet: Sağlamlık, kararlılık.
Mütemessik: Temessük eden, sımsıkı yapışan, sarılan.
Sâlik: Giden, takip eden, izleyen, yürüyen.
Taravet: Tazelik, körpelik.
Semere: Meyve, netice, sonuç.