Konuya cevap cer

Ve keza en edna bir emeli, en edna bir gaye için en edna bir zîhayatta görür ve onu ona yetiştirmekle ikram ve merhamet eder. Bu duaların neticesinde yapılan terbiye ve tedbirler öyle bir intizamla cereyan eder ki, o terbiyelerin ancak bir Semi' ve Basîr, bir Alîm ve Hakîm'den olduğuna şübhe bırakmaz.


Acaba o zât, o minberde arşa müteveccihen ellerini kaldırarak yaptığı dua ile ne istiyor ki bütün mahlukat "Âmîn" söylüyor?


Evet o zât, Cenab-ı Hakk'ın rızasını ve Cennet'te mülâkat ve rü'yetiyle saadet-i ebediyeyi istiyor. Bu istenilen şeylerin icadına rahmet, hikmet, adalet gibi sayısız esbab olmadığı takdirde, o zât-ı nuranînin tek duası ve tazarru' ile niyaz etmesi, Cennet'in icadına ve i'tasına kâfidir. Binaenaleyh o zât'ın risaleti, imtihan ve ubudiyet için şu dünyanın kurulmasına sebeb olduğu gibi, o zâtın ubudiyetinde yaptığı dua, mükâfat ve mücazat için dâr-ı âhiretin icadına sebeb olur.


Evet bu yüksek intizam ve geniş rahmet ve güzel san'at ve kusursuz cemal ile zulüm ve çirkinlik arasında tezad vardır. İçtimaları mümkün değildir.


Evet edna bir sesi, edna bir kimseden, âdi bir iş için işitip kabul etmekle; en yüksek bir savtı, en büyük bir iş için işitip kabul etmemek, emsalsiz bir kubh ve çirkinlik ve bir kusurdur. Bu ise, mümkün değildir. Çünki hüsn-ü zâtî, kubh-u zâtîye inkılab eder. İnkılab-ı hakaik ise muhaldir.


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst