Konuya cevap cer

Zeyl-ül Habbe 


Arkadaş! Şu müşevveş eserlerim ile büyük bir şeyin etrafını kazıyorum. Amma bilmiyorum keşfedebildim mi? Veyahut sonra inkişaf edecektir. Veyahut bilâhere zuhur edecek. Keşfine yol açıp gösteriyorum. 


ﻟﺎَ ﺣَﻮْﻝَ ﻭَﻟﺎَ ﻗُﻮَّﺓَ ﺍِﻟﺎَّ ﺑِﺎﻟﻠَّﻪِ ٭ ﺣَﺴْﺒُﻨَﺎ ﺍﻟﻠَّﻪُ ﻭَﻧِﻌْﻢَ ﺍﻟْﻮَﻛِﻴﻞُ ٭ ﻧِﻌْﻢَ ﺍﻟْﻤَﻮْﻟَﻰ ﻭَ ﻧِﻌْﻢَ ﺍﻟﻨَّﺼِﻴﺮُ


ﺑِﺴْﻢِ ﺍﻟﻠَّﻪِ ﺍﻟﺮَّﺣْﻤَﻦِ ﺍﻟﺮَّﺣِﻴﻢِ

ﺍَﻟْﺤَﻤْﺪُ ﻟِﻠَّﻪِ ﻋَﻠَﻰ ﻧِﻌْﻤَﺔِ ﺍﻟْﺎِﻳﻤَﺎﻥِ ﻭَﺍﻟْﺎِﺳْﻠﺎَﻡِ ﺑِﻌَﺪَﺩِ ﻗَﻄَﺮَﺍﺕِ ﺍﻟْﺎَﻣْﻄَﺎﺭِ ﻭَﺍَﻣْﻮَﺍﺝِ ﺍﻟْﺒِﺤَﺎﺭِ ﻭَﺛَﻤَﺮَﺍﺕِ ﺍﻟْﺎَﺷْﺠَﺎﺭِ ﻭَﻧُﻘُﻮﺵِ ﺍﻟْﺎَﺯْﻫَﺎﺭِ ﻭَﻧَﻐَﻤَﺎﺕِ ﺍﻟْﺎَﻃْﻴَﺎﺭِ ﻭَﻟَﻤَﻌَﺎﺕِ ﺍﻟْﺎَﻧْﻮَﺍﺭِ ﻭَﺍﻟﺸُّﻜْﺮُ ﻟَﻪُ ﻋَﻠَﻰ ﻛُﻞِّ ﻣِﻦْ ﻧِﻌَﻤِﻪِ ﻓِﻰ ﺍﻟْﺎَﻃْﻮَﺍﺭِ ﺑِﻌَﺪَﺩِ ﻛُﻞِّ ﻧِﻌَﻤِﻪِ ﻓِﻰ ﺍﻟْﺎَﺩْﻭَﺍﺭِ ﻭَﺍﻟﺼَّﻠﺎَﺓُ ﻭَﺍﻟﺴَّﻠﺎَﻡُ ﻋَﻠَﻰ ﺳَﻴِّﺪِ ﺍﻟْﺎَﺑْﺮَﺍﺭِ ﻭَﺍﻟْﺎَﺧْﻴَﺎﺭِ ﻣُﺤَﻤَّﺪٍ ﺍﻟْﻤُﺨْﺘَﺎﺭِ ﻭَﻋَﻠَٓﻰ ﺍَﻟِﻪِ ﺍﻟْﺎَﻃْﻬَﺎﺭِ ﻭَﺍَﺻْﺤَﺎﺑِﻪِ ﻧُﺠُﻮﻡِ ﺍﻟْﻬِﺪَﺍﻳَﺔِ ﺫَﻭِﻯ ﺍﻟْﺎَﻧْﻮَﺍﺭِ ﻣَﺎﺩَﺍﻡَ ﺍﻟَّﻴْﻞُ ﻭَﺍﻟﻨَّﻬَﺎﺭُ



İ'lem Eyyühel-Aziz! 


Misafir olan bir kimse seferinde çok yerlere, menzillere uğrar, Uğradığı her yerin âdetleri ve şartları ayrı ayrı olur.


Kezalik Allah'ın yolunda sülûk eden zât çok makamlara, mertebelere, hallere, perdelere rastgelir ki, bunların da her birisi için kendine mahsus şartlar ve vaziyetler vardır. Bu şartları ve perdeleri, birbirine haltedip karıştıran, galat ve yanlış hareket eder. Meselâ: Bir ahırda atın kişnemesini işiten bir adam, yüksek bir sarayda andelibin terennümünü, güzel sadâsını işitir. Eğer o terennüm ile atın kişnemesini farketmeyip andelibden kişnemeyi taleb ederse, kendi nefsiyle mugalata etmiş olur.



İ'lem Eyyühel-Aziz! 


Dünya hayatını güzelleştiren esbabdan biri, dünya âyinesinde temessül ile parlayan hidayet nurları ve büyük insanların sevgili ve sevimli timsalleridir. 


Evet müstakbel mazinin âyinesidir. Mazi berzaha, yani öteki âleme intikal ve inkılab ettiğinde suretini ve şeklini ve dünyasını istikbal âyinesine, tarihe, insanların zihinlerine vedia ediyor. Onlara olan manevî ve hayalî muhabbetleriyle dünya muhabbeti tatlı olur.


Meselâ: Arkadaşlarının ve akrabasının timsallerini ve fotoğraflarını hâvi büyük bir âyineyi yolunda bulan bir adam, şark cihetine giden adamların memleketlerine gidip onlara iltihak etmek için çalışmayıp da, o âyinenin içindeki timsaller ile uğraşır, muhabbet eder. İşte bu adam gafletten ayıldığı zaman: "Eyvah, ne ediyorum? Bunlar şarab değil serabdır. Bunlar ile uğraşmak, azb değil azabdır." der, arkadaşlarına yetişmek üzere şark seferine tedarikatta bulunmaya başlar.


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst