Kýrýk Testi
Well-known member
1776 yılında Süleymaniye yakınlarında bulunan Şehr-i Zûr kasabasının Karadağ mahallesinde dünyaya geldi. Soyu anne tarafından Hz. Ali (r.a.), baba tarafından Hz. Osman’a (r.a.) dayanır. İslâm dünyasında Celaleddin Rumî’den sonra “Mevlânâ” (Efendimiz, Büyüğümüz anlamında) lakabıyla anılan ikinci kişidir. Ömrünün büyük bir kısmını Bağdat’ta geçirmesi sebebiyle Mevlânâ Hâlid-i Bağdadî olarak şöhret bulmuştur.
İlk eğitimini babası Hüseyin Efendiden aldı. Küçük yaşta Kur’ân’ı ezberledi. Henüz on üç yaşlarında Arapça ve Farsça dillerini bütün incelikleriyle öğrendi. Firûzâbâdî’nin meşhur eseri Kamus’u ezberledi. Seyyid Molla İbrahim, Abdülkerim Berzencî, Şeyh Abdullah Dehlevî, Muhammed bin Âdem-i Kürdî, Abdullah Harpanî ve Muhammed Kuseym gibi büyük âlimlerden Hadis, Tefsir ve Fıkıh (İslâm Hukuku) gibi İslâmî ilimleri tahsil etti. Ayrıca Astronomi, Fizik, Geometri ve Matematik gibi fen ilimlerini de öğrenerek, dinî ilimlerle fen ilimlerini ilmî kişiliğinde birleştirdi. Mevlânâ Hâlid-i Bağdadî, bu yönüne ek olarak üstün ahlâk ve takvâsı ile de her zaman dikkati çeken bir özelliğe sahipti.
Mevlânâ Hâlid-i Bağdadî (k.s.), 1805 yılında mübarek beldeleri ziyaret etmek amacıyla Musul üzerinden Şam’a geldi. Burada dönemin meşhur hadis âlimi Şeyh Muhammed Küzberî tarafından karşılandı. Bir müddet Şam’da kaldı ve daha sonra Medine-i Münevvere’ye geçti. Burada Yemenli mübarek bir zâtla karşılaşan Mevlânâ Hâlid, onun işaretiyle 1809 yılında Hindistan’ın Cihanabad (Dehli) şehrine giderek, orada Şeyh Abdullah Dehlevî Hazretleri’nin mürşidliğinde Nakşibendî tarikatının eğitimine girdi. Orada bir yıl kadar kaldıktan sonra, Şeyh Abdullah Dehlevî Hazretleri ona “velâyeti ikmal ettiğini”, dirayet ve tam bir vukufla eğitimini tamamladığını bildirdi ve “irşad icâzeti” verdi.
1813 yılında Bağdat’a yerleşen Bağdadî, burada on yıl kadar kaldıktan sonra, 1823 yılında, Şam’a yerleşti. Tefsir, Hadis, Tasavvuf, Fıkıh ve çeşitli ilmî konularda dersler verdi. Nakşîbendîliğin büyük kollarından biri olan Hâlidiyye kolunun kurucusu olan Mevlânâ Hâlid, binlerce talebe yetiştirdi.
Farsça yazdığı Divan’ı meşhurdur. Bunun dışında Şiîlere reddiye olarak kaleme aldığı İtikâdname, Şerh-i Makamât-ı Harirî, Şerh-i Hadis-i Cibrîl ve el-Akdü’l-Cevherî diğer önemli eserleridir.
Mevlânâ Hâlid-i Bağdadî (k.s.), 10 Haziran 1826 yılında elli yaşında iken Şam’da vefat etti. Kabri, Şam yakınında bulunan Salihiye’de, Kasyon Tepesi eteğindedir. Kabrinin üstüne I. Abdülmecid Han tarafından kubbe yaptırılmıştır.
Üstadın talebelerinden Hâfız Tevfik’in, Barla Lâhikasında, Bediüzzaman ile Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî arasındaki benzerlik ve farklılıkları ele aldığı ilmî bir makâlesi de bulunmaktadır.
İlk eğitimini babası Hüseyin Efendiden aldı. Küçük yaşta Kur’ân’ı ezberledi. Henüz on üç yaşlarında Arapça ve Farsça dillerini bütün incelikleriyle öğrendi. Firûzâbâdî’nin meşhur eseri Kamus’u ezberledi. Seyyid Molla İbrahim, Abdülkerim Berzencî, Şeyh Abdullah Dehlevî, Muhammed bin Âdem-i Kürdî, Abdullah Harpanî ve Muhammed Kuseym gibi büyük âlimlerden Hadis, Tefsir ve Fıkıh (İslâm Hukuku) gibi İslâmî ilimleri tahsil etti. Ayrıca Astronomi, Fizik, Geometri ve Matematik gibi fen ilimlerini de öğrenerek, dinî ilimlerle fen ilimlerini ilmî kişiliğinde birleştirdi. Mevlânâ Hâlid-i Bağdadî, bu yönüne ek olarak üstün ahlâk ve takvâsı ile de her zaman dikkati çeken bir özelliğe sahipti.
Mevlânâ Hâlid-i Bağdadî (k.s.), 1805 yılında mübarek beldeleri ziyaret etmek amacıyla Musul üzerinden Şam’a geldi. Burada dönemin meşhur hadis âlimi Şeyh Muhammed Küzberî tarafından karşılandı. Bir müddet Şam’da kaldı ve daha sonra Medine-i Münevvere’ye geçti. Burada Yemenli mübarek bir zâtla karşılaşan Mevlânâ Hâlid, onun işaretiyle 1809 yılında Hindistan’ın Cihanabad (Dehli) şehrine giderek, orada Şeyh Abdullah Dehlevî Hazretleri’nin mürşidliğinde Nakşibendî tarikatının eğitimine girdi. Orada bir yıl kadar kaldıktan sonra, Şeyh Abdullah Dehlevî Hazretleri ona “velâyeti ikmal ettiğini”, dirayet ve tam bir vukufla eğitimini tamamladığını bildirdi ve “irşad icâzeti” verdi.
1813 yılında Bağdat’a yerleşen Bağdadî, burada on yıl kadar kaldıktan sonra, 1823 yılında, Şam’a yerleşti. Tefsir, Hadis, Tasavvuf, Fıkıh ve çeşitli ilmî konularda dersler verdi. Nakşîbendîliğin büyük kollarından biri olan Hâlidiyye kolunun kurucusu olan Mevlânâ Hâlid, binlerce talebe yetiştirdi.
Farsça yazdığı Divan’ı meşhurdur. Bunun dışında Şiîlere reddiye olarak kaleme aldığı İtikâdname, Şerh-i Makamât-ı Harirî, Şerh-i Hadis-i Cibrîl ve el-Akdü’l-Cevherî diğer önemli eserleridir.
Mevlânâ Hâlid-i Bağdadî (k.s.), 10 Haziran 1826 yılında elli yaşında iken Şam’da vefat etti. Kabri, Şam yakınında bulunan Salihiye’de, Kasyon Tepesi eteğindedir. Kabrinin üstüne I. Abdülmecid Han tarafından kubbe yaptırılmıştır.
Üstadın talebelerinden Hâfız Tevfik’in, Barla Lâhikasında, Bediüzzaman ile Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî arasındaki benzerlik ve farklılıkları ele aldığı ilmî bir makâlesi de bulunmaktadır.