"Muhabbet Fedaisi" olmak ,sizler için ne ifade ediyor ?
- Konbuyu başlatan FaKiR
- Başlangıç tarihi
ve aleyküm ve rahetullahi ve bere katühü
Muhabbet diyince aklıma o kadar çok şey geliyorki üzerinde biraz kafa yorunca gerçek muhabbetin aslında bizi var eden, bize birbirimizi sevdiren ,bize insanlık vasfını kazandıran aslı yüceler yücesi Allah (CC) dayanan ulvi bir duygu .Muhabbet fedaisi olmak samimi olmak, benlik diye bir şey bırakmamak ,ben dememek kendini her zaman başkalarına feda edebilmek ve muhabbet ettiklerini gerçek muhabbete kavuşturabilmek.
'Muhabbetin tecelli alanı ruhtur; biz onu nereye ve neye yönlendirirsek yönlendirelim o hep Allah'a müteveccihtir; kalpteki dağılma ve kesrette boğulmaların ızdırabı ise bize ait, bize racidir.'
Muhabbet diyince aklıma o kadar çok şey geliyorki üzerinde biraz kafa yorunca gerçek muhabbetin aslında bizi var eden, bize birbirimizi sevdiren ,bize insanlık vasfını kazandıran aslı yüceler yücesi Allah (CC) dayanan ulvi bir duygu .Muhabbet fedaisi olmak samimi olmak, benlik diye bir şey bırakmamak ,ben dememek kendini her zaman başkalarına feda edebilmek ve muhabbet ettiklerini gerçek muhabbete kavuşturabilmek.
'Muhabbetin tecelli alanı ruhtur; biz onu nereye ve neye yönlendirirsek yönlendirelim o hep Allah'a müteveccihtir; kalpteki dağılma ve kesrette boğulmaların ızdırabı ise bize ait, bize racidir.'
aczmendi reþha
Well-known member
ve bihi nesteinu
ONUNCU NÜKTE: قُلْ اِنْ كُنْتُمْ تُحِبُّونَ اللّهَ فَاتَّبِعُونِى يُحْبِبْكُمُ اللّهُ âyetinde i'cazlı bir îcaz vardır. Çünki çok cümleler, bu üç cümlenin içinde dercedilmiştir. Şöyle ki: Şu âyet diyor ki: Allah'a (celle celalühü) imanınız varsa, elbette Allah'ı seveceksiniz. Madem Allah'ı seversiniz, Allah'ın sevdiği tarzı yapacaksınız. Ve o sevdiği tarz ise, Allah'ın sevdiği zâta benzemelisiniz. Ona benzemek ise, ona ittiba etmektir. Ne vakit ona ittiba etseniz, Allah da sizi sevecek. Zâten siz Allah'ı seversiniz, tâ ki Allah da sizi sevsin."
İşte bütün bu cümleler, şu âyetin yalnız mücmel ve kısa bir mealidir. Demek oluyor ki; insan için en mühim âlî maksad, Cenab-ı Hakk'ın muhabbetine mazhar olmasıdır. Bu âyetin nassıyla gösteriyor ki; o matlab-ı a'lânın yolu, Habibullah'a ittibadır ve Sünnet-i Seniyesine iktidadır. Bu makamda "Üç Nokta" isbat edilse, mezkûr hakikat tamamıyla tezahür eder.(lem'alar)
..Eğer denilse: Âl-i Beyt'e muhabbeti, Kur'an emrediyor. Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm çok teşvik etmiş..
..Muhabbet iki kısımdır. Biri: Mana-yı harfiyle, yani: Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm hesabına, Cenab-ı Hak namına, Hazret-i Ali ile Hasan ve Hüseyin ve Âl-i Beyt'i sevmektir. Şu muhabbet Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın muhabbetini ziyadeleştirir. Cenab-ı Hakk'ın muhabbetine vesile olur. Şu muhabbet meşrudur, ifratı zarar vermez, tecavüz etmez, başkalarının zemmini ve adavetini iktiza etmez.(mektubat)
Mesleğimiz olan sahabe r.a hın mesleğinin nasıl anlaşılıp tatbik edilmesi gerektiğini,asrı saadetteki tatbiklerine ve ölçülerine bakarak en sağlıklı ve doğru numuneleri ile anlayabiliriz ve Risale-i nur esaslarına uygun olarakta tatbik edebiliriz..
Tabiki üstad r.a ile erkan ve varis talebelerinin tatbiklerine bakarakta numunelerini görüp onlara uygun olarak tatbik edebiliriz..
kısaca: Muhabbet Allah'a olacak, sonra a.s.m efendimize ve mana-i harfi ile onlar hesabına şer-i ve mesleki emir ve yasak ve ölçülere uygun olacak muhabbet fedaisi olduğunda ve buna uygun tatbik ettiğinde ise ALLAH'TA SENİ SEVECEK..Yani Allah'a ve onun Resulune ve mana-i harfi ile olan muhabbetinin fedaisi olacaksın..
Gayr-i müslimler ile ,ehl-i iman arasındaki alışveriş insaniyyet noktasında olur,bununda hududları şer-i ve mesleki emir ve yasaklarla ölçülerle ifade edilmiştir,tatbik numuneleri dahi asr-ı saadette ve islam tarihinde ve risale-i nurlarda mevcuddur..
ONUNCU NÜKTE: قُلْ اِنْ كُنْتُمْ تُحِبُّونَ اللّهَ فَاتَّبِعُونِى يُحْبِبْكُمُ اللّهُ âyetinde i'cazlı bir îcaz vardır. Çünki çok cümleler, bu üç cümlenin içinde dercedilmiştir. Şöyle ki: Şu âyet diyor ki: Allah'a (celle celalühü) imanınız varsa, elbette Allah'ı seveceksiniz. Madem Allah'ı seversiniz, Allah'ın sevdiği tarzı yapacaksınız. Ve o sevdiği tarz ise, Allah'ın sevdiği zâta benzemelisiniz. Ona benzemek ise, ona ittiba etmektir. Ne vakit ona ittiba etseniz, Allah da sizi sevecek. Zâten siz Allah'ı seversiniz, tâ ki Allah da sizi sevsin."
İşte bütün bu cümleler, şu âyetin yalnız mücmel ve kısa bir mealidir. Demek oluyor ki; insan için en mühim âlî maksad, Cenab-ı Hakk'ın muhabbetine mazhar olmasıdır. Bu âyetin nassıyla gösteriyor ki; o matlab-ı a'lânın yolu, Habibullah'a ittibadır ve Sünnet-i Seniyesine iktidadır. Bu makamda "Üç Nokta" isbat edilse, mezkûr hakikat tamamıyla tezahür eder.(lem'alar)
..Eğer denilse: Âl-i Beyt'e muhabbeti, Kur'an emrediyor. Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm çok teşvik etmiş..
..Muhabbet iki kısımdır. Biri: Mana-yı harfiyle, yani: Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm hesabına, Cenab-ı Hak namına, Hazret-i Ali ile Hasan ve Hüseyin ve Âl-i Beyt'i sevmektir. Şu muhabbet Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın muhabbetini ziyadeleştirir. Cenab-ı Hakk'ın muhabbetine vesile olur. Şu muhabbet meşrudur, ifratı zarar vermez, tecavüz etmez, başkalarının zemmini ve adavetini iktiza etmez.(mektubat)
Mesleğimiz olan sahabe r.a hın mesleğinin nasıl anlaşılıp tatbik edilmesi gerektiğini,asrı saadetteki tatbiklerine ve ölçülerine bakarak en sağlıklı ve doğru numuneleri ile anlayabiliriz ve Risale-i nur esaslarına uygun olarakta tatbik edebiliriz..
Tabiki üstad r.a ile erkan ve varis talebelerinin tatbiklerine bakarakta numunelerini görüp onlara uygun olarak tatbik edebiliriz..
kısaca: Muhabbet Allah'a olacak, sonra a.s.m efendimize ve mana-i harfi ile onlar hesabına şer-i ve mesleki emir ve yasak ve ölçülere uygun olacak muhabbet fedaisi olduğunda ve buna uygun tatbik ettiğinde ise ALLAH'TA SENİ SEVECEK..Yani Allah'a ve onun Resulune ve mana-i harfi ile olan muhabbetinin fedaisi olacaksın..
Gayr-i müslimler ile ,ehl-i iman arasındaki alışveriş insaniyyet noktasında olur,bununda hududları şer-i ve mesleki emir ve yasaklarla ölçülerle ifade edilmiştir,tatbik numuneleri dahi asr-ı saadette ve islam tarihinde ve risale-i nurlarda mevcuddur..
akna
Well-known member
ve aleykumselam ve rahmetullah
Allah cc razı olsun gerçekten çok ehemmiyetli bir sual..
-muhabbet fedaisi-
biz ne kadar bu tanıma giriyoruz acaba?
nelerimizi feda edebiliyoruz?
hadi sahip olduğumuz bazı şeyleri feda ediyoruz diyelim
peki gerçekten Allah cc rızası için mi?
hizmet hizmet diyoruz
hizmet için neler yapıyoruz
hizmeti hayatımızın neresine koyuyoruz
günlük alışkanlıklarımızdan vakit kalırsa mı ilgileniyoruz?
yoksa ilk sırada yer verebiliyormuyuz?
muhabbet fedaisi ünvanına mazhar olmuş Zübeyir Gündüzalp Ağabey bir mektubunda diyor ya;
"..Karanlık zindanlara salarlarsa, ışık, paslı vicdanları görürsen ümit, imansız kalplere rastlarsan nur vereceksin. Sen verdiğin için suç, sen getirdiğin için ceza, sen konuştuğun için mahkum olacaksın ve buna şükredeceksin. Anadan, yardan, serden ayrılacaksın. Candan, gönülden Kur an a sarılacaksın. Damla iken deniz, nefes iken tayfun olacaksın. Derdini yazmak için derini kağıt, kanını mürekkep edeceksin. Kimse ile görüştürmezlerse, Mecnun olup çöllere düşeceksin. Leyla arar gibi, nur arayanları bulacaksın. Bulamazsan üzülmeyeceksin. Yalan, iftira, çamur fırtınasına tutulursan, hissiyatını terk edeceksin. Önünde demirden set yaparlarsa, dişinle deleceksin. Dağları toptan delmek gerekirse iğne ile oyacaksın. Unutma, nerede olursan ol; küfrün ve cehlin ta temelini çürüteceksin. Bir gün Kur an etrafındaki surların yıkıldığını görürsen, hemen kemiklerini taş, etlerini harç, kanını da su edeceksin. Etrafına ilimden, irfandan, faziletten ahlâktan kaleler dikeceksin. Kaleler, fedailer ister. Nasıl olsa sen de içinde fedai olacaksın..."
evet bugün biraz karamsarım
ama bu vazifenin neresindeyim diye düşünüpte kendimden şüphe etmemem mümkün değil
ben ne kadar muhabbet fedaisiyim...
selam ve dua ile..
Önce Marifetullah sonra Muhabbetullah mertebelerine ulaşıp Allaha (c.c.) olan bu muhabbet neticesinde de onun yarattığı mahlukatı sevmek. Ve mahlukat içerisindeki nev-i insandan olanlarında bu marifetullah ve muhabbetullaha vasıl olması için nefsinden, heveslerinden, dünyasından ve canından geçerek çalışmaktır.
ve aleyküm selam kardeşim...akna kardeşimin de değindiği gibi ne derece feda edebiliyorum..bakınız zübeyir abi başka bi yerde nasıl izah etmiş
zübeyir gündüzalp...
onlardaki ihlas sadakat kardeşlik duygusunun katresine sahip ve layık olabilmek..yeri geldiğinde kardeşin için maddiyatı feda etmeyi surda bırakalımda maveviyat hususunda kardeşini kendi nefsine tercih edebilmek...yeri geldiğinde en içden duygularla samimiyetle
-cehennemde vucudum o kadar büyüsün ki başka müslüman kardeşlerime yer kalmasın
yeri geldiğinde
- kardeşim... nefesin kesilirse, al benim canımı kullan ... senindir... .yolun sonu uçurumsa eğer geri dön... ilk adım benimdir !!
ve de yeri geldiğinde
-hakiki nur talebeleri sıratta sırtımın yükü olsun diyebilmekdir fedailik..
Peygamber efendimizi(sav)
hz.ebubekiri rehber ittihaz edip üstad hazretlerinden vede zübeyir abinin hayatından ders alabilirsek ne mutlu bizlere
Rabim hakiki fedai olabilmeyi nasip etsin inşallah..amin
muhabbet fedaileri
alkışları duymaz..
tenkidlere kulak asmaz..
yaptıkları şeyi gösterişsiz yaparlar..
dostu düşmanı tahrik edip kınskançlığa sevketmeme hususunda olabildiğine titiz davranırlar..
içinde bulundukları toplumu aydınlatıp insanlığı yükseltme uğrunda onlarla bütünleşip onlarla içli dışlı olurlar..onların keder ve sevinçlerini paylaşır ruhlarının ilhamlarını onların sinelerine boşaltmak için durmadan yollar araştırır,ızdırapla kıvranırlar...
alkışları duymaz..
tenkidlere kulak asmaz..
yaptıkları şeyi gösterişsiz yaparlar..
dostu düşmanı tahrik edip kınskançlığa sevketmeme hususunda olabildiğine titiz davranırlar..
içinde bulundukları toplumu aydınlatıp insanlığı yükseltme uğrunda onlarla bütünleşip onlarla içli dışlı olurlar..onların keder ve sevinçlerini paylaşır ruhlarının ilhamlarını onların sinelerine boşaltmak için durmadan yollar araştırır,ızdırapla kıvranırlar...
zübeyir gündüzalp...
onlardaki ihlas sadakat kardeşlik duygusunun katresine sahip ve layık olabilmek..yeri geldiğinde kardeşin için maddiyatı feda etmeyi surda bırakalımda maveviyat hususunda kardeşini kendi nefsine tercih edebilmek...yeri geldiğinde en içden duygularla samimiyetle
-cehennemde vucudum o kadar büyüsün ki başka müslüman kardeşlerime yer kalmasın
yeri geldiğinde
- kardeşim... nefesin kesilirse, al benim canımı kullan ... senindir... .yolun sonu uçurumsa eğer geri dön... ilk adım benimdir !!
ve de yeri geldiğinde
-hakiki nur talebeleri sıratta sırtımın yükü olsun diyebilmekdir fedailik..
Peygamber efendimizi(sav)
hz.ebubekiri rehber ittihaz edip üstad hazretlerinden vede zübeyir abinin hayatından ders alabilirsek ne mutlu bizlere
Rabim hakiki fedai olabilmeyi nasip etsin inşallah..amin
akna
Well-known member
memluk
Hatim Sorumlusu
yukarda yazılanlara bişeyler eklemek isterdim ama maşallah kardeşlerim gerekenleri yazmış benim aklıma hemen şu gelir muhabbet fedaisi denilince
dövene elsiz gerek ,sövene dilsiz gerek ,derviş gönülsüz gerek
hakkı batıldan ayırmak için bu vasıflarla yola düşmek herhalde muhabbet fedaisi olmaktır...
ne mutlu muhabbet fedailerine.
dövene elsiz gerek ,sövene dilsiz gerek ,derviş gönülsüz gerek
hakkı batıldan ayırmak için bu vasıflarla yola düşmek herhalde muhabbet fedaisi olmaktır...
ne mutlu muhabbet fedailerine.