Cevap: Açıklamalı Risale Dersleri 40 - Hak Neşvünema Bulacaktır..
[NOT]Emmâ ba’d: Şu fakir, garîb Nursî ki, “Bid’atüz-zaman” lâkabıyla müsemmâ olmaya layık iken, haberi olmadan “Bediüzzaman” ile meşhur olan biçare, tedennî-i milletten ciğeri yanmış gibi feryad ü figan ederek, “Ah, ah, ah! Vâ esefâ!” der ki:
İslâmiyetin mağz ve lübbünü terk ederek kışrına ve zahirine vakf-ı nazar ettik ve aldandık. Ve su-i fehim ve su-i edeple İslâmiyetin hakkını ve müstehak olduğu hürmeti ifa edemedik. Tâ, o da bizden nefret ederek evham ve hayalâtın bulutlarıyla sarılıp tesettür eyledi.
Hem de hakkı var. Zira biz İsrailiyâtı usûlüne ve hikâyâtı akaidine ve mecazatı hakaikine karıştırarak kıymetini takdir edemedik. O da ceza olarak bizi dünyada tedip için zillet ve sefalet içinde bıraktı. Bizi kurtaracak, yine onun merhametidir.[/NOT]
Büyük insanlar devletinin ve milletinin halleriyle hallenmişler, dertlerini kendilerine dert edinmişler. Üstad da milletimizin, Osmanlının son dönemlerinde yaşadığı maddi-manevi düşüşü “Ah, ah, ah! Vâ esefâ!” feryadıyla ifade ediyor. Ve bu tedenninin sebeplerini izah ediyor, akabinde de bu durumdan kurtuluşun çarelerini sıralıyor.
mağz ve lübb bir şeyin özü hakikati gibi anlamlara geliyor. Üstada göre milletimizin tedenni etmesinde, İslamiyetin özünden ve hakikatinden uzaklaşıp, dış görünüşüne, kabuğuna nazarımızı vakfetmemiz yatıyor. Yani birtakım ayet ve hadisleri derinden derine tetkik etmedik, tahkik ehli olamadık, ayetlerin, hadislerin hakikatlarını mütalaa edemedik, anlamaya çalışmadık. Tahkik yerine, taklid etme kolaylığına kaçtık. Yani tefekkürden uzaklaştık. Üstadın Kur'ana karşı bir nevi edepsizlik ve anlayışsızlık olarak ifade ettiği bu gibi tavırlardan dolayı, İslamiyet hakikatlerini bizden gizledi. Hakikatler dinimizin içine sokulan hayalatla, evhamlarla perdelendi.
Dinimizin içine hristiyan ve yahudilikten sokulan bir takım fikirler İslamın malı zannedildi. Yine bir takım hikayeler İslamın malı gibi gösterildi, hakikat yerine hikayelerle amel etmeye başladık. Körü körüne taklid ettik. Kur'an ve hadislerdeki mecaz anlatımları, hakikatine nüfuz etmediğimizden, zahirine (kışrına) nazar ettiğimizden anlayamadık. Bunun gibi sebeplerden İslaiyet de bizleri zillet ve tedenni içinde bırakıp cezamızı kesti. Bizi bu sefaletten kurtaracak ise yine onun merhametidir, yine onun hakikatleridir.