Cevap: Açıklamalı Risale Dersleri 40 - Hak Neşvünema Bulacaktır..
[NOT]Öyle ise, ey ihvan-ı müslimîn! Geliniz, ona tarziye vereceğiz. Elbirliğiyle dest-i sadakati uzatacağız, biat edeceğiz. Onun hablü’l-metinine sarılacağız.
Hem de bilâ-perva olarak ilân ederim: Beni geçmiş asırların efkârına karşı mübarezeye heyecan ve şecaate getiren ve yüzer senelerden beri sevkü’l-ceyş ile kuvvet bulan hayâlât ve evhâmın müdafaasına beni gayrete getiren itikadım ve yakînimdir ki: Hak neşvünema bulacaktır—eğer çendan toprakta gizlense...
Ve taraftar ve mültezimleri muzaffer olacaklardır—eğer çendan zaman ve zeminin merhametsizliğinden az ve zayıf olsalar...
[/NOT]
"İslâmiyet güneş gibidir" diyor Üstad. İslamiyet güneşinin önüne hikayatın, mecazın ve İsrailiyyatın kara bulutları geldi, hakikatı bir derece gölgeledi. Güneşin ışıklarından istifade edemez olduk. Hakikat perdelendi. Ve millet olarak karanlıkta kaldık. Önümüzü göremez olduk. Biz hata ettik O da bizden ışıklarını gizleyerek intikamını aldı. Bizi bu karanlıklardan kurtaracak yine Onun şualarıdır. Gafletten uyanıp Ona tarziye vereceğiz, yani Ondan özür dileyeceğiz. Bu özür Onun hakikatlerini anlamaya çalışmak, onu hurafelerden ayırmak, Onun sağlam ipine sarılmak ve sadakat elimizi uzatmakla mümkün olacak.
Asırlardır dinimizin içine sokulmaya çalışılan hayalat ve evhamlar ve fikirlerin, sonsuza kadar İslamiyetin önüne perde olamayacağını ve Hakkın er ya da geç intişar edeceğini müjdeliyor Üstad bu satırlarda. Ve taraftarları az ve zayıf dahi olsalar, nihayetinde muzaffer olacaklar (olacağız inşaallah). Hakkın galip gelmesi için, çokluğun ya da kuvvetli olmanın bir önemi olmadığını tarihteki bir çok örneklerinden anlayabiliyoruz. Allahın ipine sımsıkı sarılanları Allah cc., tarihte az da olsalar, bütün şartlar aleyhlerine de olsa hep muzaffer etmiş, galip getirmiş.