Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Risale Açıklamalı
Muhakemat
Muhakemat 7. Ders - İsrailiyatın, Din Süsüyle İslama Karışması
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="ABDULLAH4" data-source="post: 413366" data-attributes="member: 1004566"><p style="text-align: center"><span style="font-size: 15px"><span style="color: #ff0000"><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'">Hadislere Çelişki Aramak İçin Yaklaşmak:</span></strong></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 15px"><span style="color: #ff0000"><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'"></span></strong></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 15px"><span style="color: #ff0000"><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'"></span></strong></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'Book Antiqua'">Hadisleri okurken, çelişki arayanlar yada Kur’an’a uygun olup olmadığını sorgulayanlar; henüz Hadislerin dindeki önemini kavrayamayan kimselerdir. Hadislere yaklaşım tarzımız, çelişki ve Kur’an’a aykırılık aramak yerine, Allah rızası için dinimizi güzelleştirip, takvâ sahibi bir mü’min olma gayesine matuf olmalıdır. Tabii ki, Hadislerin kritiğiyle alakalı kurallar vardır ki; bu esasları öğreten ilme <strong>Hadis Usûlü</strong> denir. <strong>Usûl, esasa mukaddemdir,</strong> diye bir kâide vardır. Yani usûl, esastan önce gelir. Esas amacı bir hedefe ulaşmak olan kimse, o hedefe nasıl ulaşacağını belirler. Yani bir usûl ile o hedefe varır. Usûlsüzlük vusulsüzlüktür denir, bu konuda.. İşte İslamî ilimlerin de yani Kur’an ve Hadis’in de usûlü bulunmaktadır. O usûl de, alimlerin Kur’an ve Hadislerden çıkardığı temel ilkelerdir. Vahiy, bu esaslar çerçevesinde anlaşılır. Yoksa, herkes Hadisleri kafasına göre yorumlayamaz.</span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'Book Antiqua'">Peki, bir söz bize Hadis diye sunuldu diyelim, n’apmamız gerekir? Öncelikle o sözün kaynağını isteriz… O söz muteber bir Hadis aliminin eserinde geçiyor mu? Diyelim ki, o söz Hadis kitaplarında geçiyor; ilmi olmayanlar yani avam o Hadise teslim olur ve bu konuda “acaba?” falan demesine gerek yoktur. Çünkü alimlere tâbi olmamızı Kur’an bize emrediyor.. Araştırmacı bir kimse ise, o Hadis’in senedi sağlam mı onu araştırır. Zaten muhaddisler o Hadisin sened zincirini incelemiş ve ortaya koymuşlardır. Araştırıcılar, Hadislerin senedlerinin sağlamlığına yada kopukluğuna ve râvilerinin adalet, zabt, ilim, takvâ gibi terceme-i hallerine ulaşacaklardır. Hadis tenkidi hem sened yönüyle olur, hem de metin yönüyle… Daha sonra da muhaddislerin o Hadisin metni üzerindeki açıklamalarını okumalıdırlar.. Hadisin uydurma olmadığını gördükten sonra ise o hadisin ihtiva ettiği hükümlerle amel etmelidirler. Tabii ki, bu tavsiyelerimiz Hadisler hakkında kuşkucu olanlar içindir.</span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'Book Antiqua'">İlmî araştırma ile kuşkucu araştırmayı birbirinden ayırmak gerekir! Muhaddisler Hadisleri titizlikle incelemeden asla rivâyet etmezler. Bir Hadis hakkında ancak bir muhaddis ilmî söz söyleyebilir. Ümmet-i Muhammed’i, müctehidlerin fetvaları bağlayıcıdır. İlimsizce –sadece aklına dayanarak- Hadisleri eleştiren; “bu hadis uydurma”, “bu hadis Kur’an’a uyuyor” gibi pirincin içinden taş ayıklar gibi, hareket edenlerin sözleri kendilerini bile bağlamazken; nasıl başkaları onların sözlerini delil alsınlar!</span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'Book Antiqua'">Ayrıca Hadislerin Kur’an ayetleri gibi muhkem ve müteşâbihleri vardır. Onun için aklımız almayan, bize anlamsız gelen Hadisleri reddetmek; büyük günahlardandır. Pek çok muhkem Hadis, normal şartlar altında açık ve anlaşılır durumdadır. Ama sen o normal şartları taşıyor musun, buna bakmak lazımdır! Hadis diye sağdan-soldan, onun-bunun kitabından, google’dan bir takım sözler getirip; “bu hadis hakkında ne düşünüyorsun?” diye sormak, ilmî ve makul bir davranış değildir! Zaten bizzat temel kaynağından araştırma yapmamak da samimiyetsizliğin bir işaretidir. Mesela; Hadis’in altında “müttaki”, “mültekâ”, “câmiu’s sağîr”, “müsned”, “muhtâru’l ehâdis”, “keşfu’l hafâ” gibi sayısız dipnotlar bulunmaktadır. Peki, bu yazılar neyi ifade ediyor? O kaynakları araştırıp, orada bu sözün geçip-geçmediğini ve o kaynakların sağlam olup-olmadığını tashih ettik mi? Hayır! O halde biz, o söz üzerinde nasıl konuşabiliriz. Hem de Peygamberimizin sözü… İnsanların sözü hakkında bile delilsiz konuşmak kul hakkı iken; kâinâtın seyyidi hakkında konuşmanın vebali nedir acaba? En kötüsü de, onun şefaatinden mahrum kalmak değil midir?</span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'Book Antiqua'">Bu nedenle önümüze bir Hadis yada bir söz geldiğinde; bu söz nerede geçiyor demeliyiz! İnsan ne kadar bilse de, bilmedikleri daha çoktur! Hadisler konusunda da durum böyledir. Acizane İslam Akidesinden sonra uzun yıllar Hadis ilmiyle uğraştım, sayısız Hadisler biliyorum ama bilmediklerim, bildiklerimden kat kat daha fazladır. Sözün burasında Türkçe Kur’an isteyenlere de şunu hatırlatalım. Allah Teâlâ bizden anadilimiz dışında ikinci bir dil daha öğrenmemizi istiyor. Yani Türkçe ve Arapça, Kürtçe ve Arapça, İngilizce ve Arapça şeklinde… Bu nedenle gerek ayetleri ve gerekse hadisleri yorumlarken, asıl metni üzerinde mütalâa etmeliyiz. Arapça metnini bilmediğimiz bir Hadis’i ele alıp ileri-geri konuşmak zulümdür! Sen, o Hadis’in metnini bilmiyorsun ki neden yorum yapıyorsun? Bir kişinin yaptığı tercümeyi esas alarak konuşuyorsun ve onun üslubuna göre kafanda anlamlar canlandırıyorsun! Bu doğru olabilir mi? Arapça’yı öğrenmek kolay mı, diyenlere de, deriz ki.. Bir çoğunuz, Michael Jackson’ın İngilizce şarkısını kelime kelime ezberliyebiliyor! Onun danslarını birebir taklit edebiliyor! İsteyince neleri öğrenmiyor insanoğlu, değil mi? Herkes kendi hayatına baksın? Dünyada da ahirette de kendinize hiç faydası olmayan neler biliyorsunuz? Bütün bunların yanında Arapçayı öğrenmeye, Kuran’ı anlamaya, Hadisleri okumaya ve anlamaya mı zamanımız olmuyor? Buna kim inanır? Kendimiz bile inanmayız! Allah’ı kandıracağımızı mı düşünüyoruz! Dolayısıyla demek istediğimiz, Hadisleri okurken ve anlamaya çalışırken yada sıhhatlerini araştırırken, asıl metni üzerinde durunuz… Çünkü o Hadisler Arapça olarak gelmiştir. </span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="ABDULLAH4, post: 413366, member: 1004566"] [CENTER][SIZE=4][COLOR=#ff0000][B][FONT=Book Antiqua]Hadislere Çelişki Aramak İçin Yaklaşmak: [/FONT][/B][/COLOR][/SIZE][/CENTER] [SIZE=4][COLOR=#000000][FONT=Book Antiqua]Hadisleri okurken, çelişki arayanlar yada Kur’an’a uygun olup olmadığını sorgulayanlar; henüz Hadislerin dindeki önemini kavrayamayan kimselerdir. Hadislere yaklaşım tarzımız, çelişki ve Kur’an’a aykırılık aramak yerine, Allah rızası için dinimizi güzelleştirip, takvâ sahibi bir mü’min olma gayesine matuf olmalıdır. Tabii ki, Hadislerin kritiğiyle alakalı kurallar vardır ki; bu esasları öğreten ilme [B]Hadis Usûlü[/B] denir. [B]Usûl, esasa mukaddemdir,[/B] diye bir kâide vardır. Yani usûl, esastan önce gelir. Esas amacı bir hedefe ulaşmak olan kimse, o hedefe nasıl ulaşacağını belirler. Yani bir usûl ile o hedefe varır. Usûlsüzlük vusulsüzlüktür denir, bu konuda.. İşte İslamî ilimlerin de yani Kur’an ve Hadis’in de usûlü bulunmaktadır. O usûl de, alimlerin Kur’an ve Hadislerden çıkardığı temel ilkelerdir. Vahiy, bu esaslar çerçevesinde anlaşılır. Yoksa, herkes Hadisleri kafasına göre yorumlayamaz. [/FONT][/COLOR] [COLOR=#000000][FONT=Book Antiqua]Peki, bir söz bize Hadis diye sunuldu diyelim, n’apmamız gerekir? Öncelikle o sözün kaynağını isteriz… O söz muteber bir Hadis aliminin eserinde geçiyor mu? Diyelim ki, o söz Hadis kitaplarında geçiyor; ilmi olmayanlar yani avam o Hadise teslim olur ve bu konuda “acaba?” falan demesine gerek yoktur. Çünkü alimlere tâbi olmamızı Kur’an bize emrediyor.. Araştırmacı bir kimse ise, o Hadis’in senedi sağlam mı onu araştırır. Zaten muhaddisler o Hadisin sened zincirini incelemiş ve ortaya koymuşlardır. Araştırıcılar, Hadislerin senedlerinin sağlamlığına yada kopukluğuna ve râvilerinin adalet, zabt, ilim, takvâ gibi terceme-i hallerine ulaşacaklardır. Hadis tenkidi hem sened yönüyle olur, hem de metin yönüyle… Daha sonra da muhaddislerin o Hadisin metni üzerindeki açıklamalarını okumalıdırlar.. Hadisin uydurma olmadığını gördükten sonra ise o hadisin ihtiva ettiği hükümlerle amel etmelidirler. Tabii ki, bu tavsiyelerimiz Hadisler hakkında kuşkucu olanlar içindir. [/FONT][/COLOR] [COLOR=#000000][FONT=Book Antiqua]İlmî araştırma ile kuşkucu araştırmayı birbirinden ayırmak gerekir! Muhaddisler Hadisleri titizlikle incelemeden asla rivâyet etmezler. Bir Hadis hakkında ancak bir muhaddis ilmî söz söyleyebilir. Ümmet-i Muhammed’i, müctehidlerin fetvaları bağlayıcıdır. İlimsizce –sadece aklına dayanarak- Hadisleri eleştiren; “bu hadis uydurma”, “bu hadis Kur’an’a uyuyor” gibi pirincin içinden taş ayıklar gibi, hareket edenlerin sözleri kendilerini bile bağlamazken; nasıl başkaları onların sözlerini delil alsınlar! [/FONT][/COLOR] [COLOR=#000000][FONT=Book Antiqua]Ayrıca Hadislerin Kur’an ayetleri gibi muhkem ve müteşâbihleri vardır. Onun için aklımız almayan, bize anlamsız gelen Hadisleri reddetmek; büyük günahlardandır. Pek çok muhkem Hadis, normal şartlar altında açık ve anlaşılır durumdadır. Ama sen o normal şartları taşıyor musun, buna bakmak lazımdır! Hadis diye sağdan-soldan, onun-bunun kitabından, google’dan bir takım sözler getirip; “bu hadis hakkında ne düşünüyorsun?” diye sormak, ilmî ve makul bir davranış değildir! Zaten bizzat temel kaynağından araştırma yapmamak da samimiyetsizliğin bir işaretidir. Mesela; Hadis’in altında “müttaki”, “mültekâ”, “câmiu’s sağîr”, “müsned”, “muhtâru’l ehâdis”, “keşfu’l hafâ” gibi sayısız dipnotlar bulunmaktadır. Peki, bu yazılar neyi ifade ediyor? O kaynakları araştırıp, orada bu sözün geçip-geçmediğini ve o kaynakların sağlam olup-olmadığını tashih ettik mi? Hayır! O halde biz, o söz üzerinde nasıl konuşabiliriz. Hem de Peygamberimizin sözü… İnsanların sözü hakkında bile delilsiz konuşmak kul hakkı iken; kâinâtın seyyidi hakkında konuşmanın vebali nedir acaba? En kötüsü de, onun şefaatinden mahrum kalmak değil midir?[/FONT][/COLOR] [COLOR=#000000][FONT=Book Antiqua]Bu nedenle önümüze bir Hadis yada bir söz geldiğinde; bu söz nerede geçiyor demeliyiz! İnsan ne kadar bilse de, bilmedikleri daha çoktur! Hadisler konusunda da durum böyledir. Acizane İslam Akidesinden sonra uzun yıllar Hadis ilmiyle uğraştım, sayısız Hadisler biliyorum ama bilmediklerim, bildiklerimden kat kat daha fazladır. Sözün burasında Türkçe Kur’an isteyenlere de şunu hatırlatalım. Allah Teâlâ bizden anadilimiz dışında ikinci bir dil daha öğrenmemizi istiyor. Yani Türkçe ve Arapça, Kürtçe ve Arapça, İngilizce ve Arapça şeklinde… Bu nedenle gerek ayetleri ve gerekse hadisleri yorumlarken, asıl metni üzerinde mütalâa etmeliyiz. Arapça metnini bilmediğimiz bir Hadis’i ele alıp ileri-geri konuşmak zulümdür! Sen, o Hadis’in metnini bilmiyorsun ki neden yorum yapıyorsun? Bir kişinin yaptığı tercümeyi esas alarak konuşuyorsun ve onun üslubuna göre kafanda anlamlar canlandırıyorsun! Bu doğru olabilir mi? Arapça’yı öğrenmek kolay mı, diyenlere de, deriz ki.. Bir çoğunuz, Michael Jackson’ın İngilizce şarkısını kelime kelime ezberliyebiliyor! Onun danslarını birebir taklit edebiliyor! İsteyince neleri öğrenmiyor insanoğlu, değil mi? Herkes kendi hayatına baksın? Dünyada da ahirette de kendinize hiç faydası olmayan neler biliyorsunuz? Bütün bunların yanında Arapçayı öğrenmeye, Kuran’ı anlamaya, Hadisleri okumaya ve anlamaya mı zamanımız olmuyor? Buna kim inanır? Kendimiz bile inanmayız! Allah’ı kandıracağımızı mı düşünüyoruz! Dolayısıyla demek istediğimiz, Hadisleri okurken ve anlamaya çalışırken yada sıhhatlerini araştırırken, asıl metni üzerinde durunuz… Çünkü o Hadisler Arapça olarak gelmiştir. [/FONT][/COLOR] [/SIZE][SIZE=4][COLOR=#000000][FONT=Book Antiqua][/FONT][/COLOR][/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Risale Açıklamalı
Muhakemat
Muhakemat 7. Ders - İsrailiyatın, Din Süsüyle İslama Karışması
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst