Konuya cevap cer

İkinci ikaz: 

Ey şikem-perver nefsim! Acaba her gün her gün ekmek yersin, su içersin, havayı teneffüs edersin; sana onlar usanç veriyor mu? Madem vermiyor; çünki ihtiyaç tekerrür ettiğinden, usanç değil belki telezzüz ediyorsun. Öyle ise: Hane-i cismimde senin arkadaşların olan kalbimin gıdası, ruhumun âb-ı hayatı ve latife-i Rabbaniyemin hava-yı nesimini cezb ve celbeden namaz dahi, seni usandırmamak gerektir. Evet nihayetsiz teessürat ve elemlere maruz ve mübtela ve nihayetsiz telezzüzata ve emellere meftun ve pür-sevda bir kalbin kut ve kuvveti; herşeye kadir bir Rahîm-i Kerim'in kapısını niyaz ile çalmakla elde edilebilir. Evet şu fâni dünyada kemal-i sür'atle vaveylâ-yı firakı koparan giden ekser mevcudatla alâkadar bir ruhun âb-ı hayatı ise; herşeye bedel bir Mabud-u Bâki'nin, bir Mahbub-u Sermedî'nin çeşme-i rahmetine namaz ile teveccüh etmekle içilebilir. Evet fıtraten ebediyeti isteyen ve ebed için halkolunan ve ezelî ve ebedî bir zâtın âyinesi olan ve nihayetsiz derecede nazik ve letafetli bulunan zîşuur bir sırr-ı insanî, zînur bir latife-i Rabbaniye; şu kasavetli, ezici ve sıkıntılı, geçici ve zulümatlı ve boğucu olan ahval-i dünyeviye içinde, elbette teneffüse pek çok muhtaçtır ve ancak namazın penceresiyle nefes alabilir.



Şikem-perver: Yemek tiryakisi, boğazına düşkün, aşırı yemeğe düşkün.

Tekerrür: Tekrarlama.

Telezzüz: Lezzetlenme, zevklenme.

Âb-ı hayat: Hayat suyu. (Maddi ve manevi hayat için gerekli olan her şey.)

Latife-i Rabbaniye: Rabbani latife. Ebedi alemden ve ebedi ve ezeli olan Allah’tan(cc) başkasına razı olmayan çok ince ve çok kuvvetli ve bütün latifelerin sultanı olan bir latife(duygu).

Cezb: Kendine doğru çekme.

Celb: Kendi tarafına almak, çekmek.

Teessürat: Üzülmeler, üzüntüler, etkilenmeler.

Elem: Acı, dert, kaygı.

Telezzüzat: Lezzetlenmeler, zevklenmeler.

Emel: Ümit, kuvvetli istek, ummak.

Meftun: Aşık, tutkun.

Pür-sevda: Çok hırslı ve istekli. *Sevda dolu.

Kut: Gıda, azık.

Kadir: Sonsuz güç ve kuvvet.

Rahîm-i Kerim: Çok ikram sahibi olan çok merhametli Allah(cc), çok cömert ve bağış sahibi olan çok acıyıcı ve şefkatli Allah(cc).

Niyaz: Yalvarma, yakarma, yalvarış.

Fâni: Geçici, gelip geçici, kaybolan.

Kemal-i sür'at: Tam (son) sürat, tam hız, mekemmel bir çabukluk.

Vaveylâ-yı firak: Firak vaveylası, ayrılık feryadı ve çığlığı.

Ekser: Çoğunluk, çoğu.

Mevcudat: Varlıklar.

Mabud-u Bâki: Bütün varlıkların kulluğuna gerçek layık olan ebedi ve ölümsüz Allah(cc).

Mahbub-u Sermedî: Sermedi mahbub, ebedi sevilen, sonsuz ve ölümsüz sevgili.

Fıtraten: Yaratılışça, yaratılış bakımından.

Ebediyet: Sonsuzluk.

Ebed: Sonu olmamak.

Zîşuur: Bilinç sahibi, şuurlu.

Zînur: Nur sahibi, nurlu.

Ahval-i dünyeviye: Dünyanın halleri, dünyanın durumları.


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst