Nimet Denizine Gark Oldum!

uður1

Well-known member
Nimet Denizine Gark Oldum!
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“Onun varlığının ve birliğinin delillerinden biri de kendilerine meyledip ülfet edesiniz diye kendi cinsinizden eşler yaratması ve aranızda bir muhabbet ve şefkat kılmasıdır. Şüphesiz ki, bunda tefekkür eden bir topluluk için nice deliller vardır.” (Rum, 21)
Rasûlullah (sav) buyurdular:
“Ey insanlar! Kadınların haklarına riâyet ediniz! Onlara şefkat ve sevgi ile muâmele ediniz! Onlar hakkında Allah’tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah emâneti olarak aldınız; onların nâmuslarını ve iffetlerini Allah adına söz vererek helâl edindiniz!” (Sahîh-i Buhârî Muhtasarı, X. 398)
Hak Teâlâ, Âdem (as)’ı yeryüzünde yarattıktan kırk yıl sonra onu göklere kaldırdı ve Firdevs Cenneti’ne koydu. Ona her cennete mahsus, eşsiz güzellikte elbiseler giydirdi ve pek çok nimetler verdi. Ona bir nimeti verdikçe, “Bu nimete kanaat eder misin” diye Âdem (as)’a hitap etmiş, o da her seferinde, “Buna kanaat etmem ey Rabbim” diye cevap vermiş. Nihayet Âdem (as)’a bir uyku hali verdi. İşte o uyuklama sırasında Âdem (as)’ın sol kaburga kemiğinden Hz. Havva annemizi yaratınca Âdem (as) gözünü açıp yanında kendi gibi sevimli bir insanın oturmakta olduğunu gördü. Onunla sohbet edip aralarında dostluk, muhabbet ve yakınlık hâsıl olunca Hak Teâlâ Âdem’e tekrar hitap edip; “Ey Âdem, bu nimetimle nicesin?” diye buyurdu. O dahi şöyle cevap verdi; “Ey Rabbim, hesapsız nimet denizine gark oldum. Bu nimetini bütün nimetlerden daha üstün buldum. İşte bununla yetinirim. Havva ile huzura erip dostluğuna alışıp onunla muradıma erdim. Bu verdiğin nimete şükrediyorum, onun bahşettiği mutlulukla doldum.” dedi. (Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri, Mârifetname I. Cilt, Syf: 149-150, Erkam Yay.)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Câmi’: Bütün iyilik ve güzellikleri, erdem ve övgüleri zatında toplayan, evrendeki tüm varlıkları, tam bir âhenkle toplayıp düzenleyen, tabiatları zıt olan birçok unsuru birleştiren, insanları birbirlerine sevdirip kalpleri ısındıran, mahlûkatı hesaba çekmek ve insanlara, kazandıklarının karşılığını vermek için, kıyamet gününde bir araya toplayan demektir.
Kısa Günün Kârı
Ey Rabbimiz! Bizlere ve âilelerimize, sana kulluk ve tâat üzre hoşnut olacağın bir takvâ hayatı nasip eyleyip hânelerimizi lütuf ve saâdet cenneti eyle! Binbir isyan ve gaflet amellerinin tutuşturduğu azap cehennemi eyleme! Amin.
Lügatçe
ülfet: Alışma, kaynaşma.
tefekkür:
Düşünme.
riâyet:
1. Sayma, saygı, itibar etme. 2. Uyma, boyun eğme.
gark olmak:
1. Boğulmak. 2. Gömülmek.
 
Üst