Niyetin merkezi

Livza

Well-known member
Bir hadis-i şerifte Resûlullah (s.a.v) kalbi padişaha ve azaları da onun askerlerine benzeterek şöyle buyurur:

“Kalp düzelirse bütün beden düzelir; kalp bozulursa bütün beden de bozulur!”


Bunun manası şudur: Kulun niyeti düzelirse, kul istikamet üzere devam eder, amellerini ihlasla yapar. Kalp bozuk niyetten ve nefsin arzularından arınırsa; riyadan arınmış, nefsin arzu ve isteklerinden de temizlenmiş olur. Kalp, dünya malı kazanma arzusu ile bozulursa, azalar da övülme arzusu ve gösteriş ile bu bozulmadan nasibini alır.

Anlatıldığına göre İsrailoğulları içinde Allahu Teala'ya uzun süre ibadet eden bir abid vardı. Bir topluluk ona gelerek: “Falanca yerde bulunan bazı insanlar Allahu Teala'yı bırakmışlar bir ağaca tapıyorlar!” dediler.

Abid kişi bu duruma öfkelendi, baltasını omzuna alarak o ağacı kesmek için yola koyuldu. İblis, yolda bu abidi yaşlı bir adam kılığında karşıladı ve aralarında şu konuşma geçti: İblis:

- Allah sana rahmet eylesin! Nereye gidiyorsun böyle? Abid:

- Falanca yerdeki insanların Allahu Teala'yı bırakıp da ibadet etmekte oldukları ağacı kesmeye gidiyorum! İblis:

- O ağacın kesilmesinden sana ne! Neden ibadetini ve nefsinle ilgilenmeyi bırakıp da başka şeylerle uğraşıyorsun? Abid:

- O ağacı kesmek de benim ibadetimin bir parçasıdır! İblis:

- Ben de o ağacı kesmene izin vermeyeceğim! dedi ve bunun üzerine abid ile İblis orada kapıştılar. Abid onu kaldırıp yere vurdu ve göğsü üzerine oturdu. Bunun üzerine İblis: “Beni salıver, sana diyeceklerim var!” dedi. Abid İblis'i bırakınca şöyle dedi:

- Be hey adam! Allahu Teala seni bu işle sorumlu tutmamış, bunu sana farz kılmamıştır! Sen peygamber misin?

- Hayır!

- Öyleyse ağaca tapanlardan dolayı senin bir sorumluluğun olmaz. Senin, onları bırakıp ibadetinle meşgul olman gerekir. Allahu Teala'nın yeryüzünde çok sayıda peygamberi var. Eğer isterse, o ağacı kesmek için peygamberlerden birini onlara gönderirdi.” Abid:

-Benim o ağacı mutlaka kesmem gerekir!

Bunun üzerine İblis tekrar abidle ile kapıştı; abid bir defa daha İblis'i mağlup ederek göğsü üzerine oturdu. İblis, abidi yenecek güçte olmadığını ve ona karşı hakimiyet kuramadığını görünce şöyle dedi:

- Ey kişi, aramızdaki bu meseleyi çözecek bir teklifim var; bu, senin için daha hayırlı ve yapmak istediğin şu işten senin için daha yararlıdır.” Abid:

- Teklifin nedir? İblis:

- Beni bırak da söyleyeyim!

Abid İblis'i bırakınca, şöyle dedi:

-Sen fakir bir adamsın, hiçbir şeyin yok; bu hâlinle insanlara yük oluyorsun, senin geçimini onlar temin ediyorlar. Din kardeşlerine ihsanda bulunmak, komşularına bir şeyler vermek, hâlini biraz düzelterek bolluk içinde olmak ve insanlara muhtaç olmaktan kurtulmak istersin herhâlde! Abid:

-Elbette isterim!

-Sen bu ağacı kesme işinden vazgeç, geri dön. Buna karşılık ben de her gece senin yastığının altına iki altın bırakacağım. Sabahleyin kalktığında onları alır istediğini yaparsın. Kendin ve ailen için harcar, din kardeşlerine sadaka verirsin. Böyle yapmak, toprak üzerinde dikili duran bir ağacı kesmekten, hem senin için hem de müminler için daha hayırlıdır; çünkü o ağacı kesmenin ne ona ibadet edenlere bir zararı olur, ne de müminlere bir faydası dokunur.”

Abid, ihtiyarın söylediklerini düşündü ve kendi kendine: “İhtiyarın söyledikleri doğru. Ben bir peygamber değilim ki, bu ağacı kesme sorumluluğum olsun. Bu ağacı kesmeyi bana Allahu Teala emretmiş değil ki, onu kesmemekle Allah'a isyan etmiş olayım. Bu, benim kendi kendime yaptığım fazladan bir iş. Ağacın dikili kalmasının tevhid inancında olanlara ne zararı var ki! Ama şu ihtiyarın söyledikleri insanların geneli için daha faydalı!”

Daha sonra abid ile ihtiyar konuştukları şey üzerine anlaşma yaptılar, ihtiyar sözünde duracağına yemin etti. Abid ibadethanesine geri döndü. Sabahleyin kalktığında iki altını başucunda gördü ve hemen aldı. Ertesi gün aynı şekilde altınları aldı. Ancak üçüncü günü kalktığında bir şey bulamadı; ertesi gün oldu, baktı yine bir şey yok! Bunun üzerine abid öfkelendi, tekrar baltasını omzuna alarak yola çıkar. Ağacı kesmeye kesin kararlı bir şekilde, kendi kendine: “Dünyalığımı kaybettim, ama ahiret işini asla bırakmayacağım!” dedi.

Yolda, yine bir ihtiyar kılığında İblis onu karşıladı ve:

-Nereye gidiyorsun? diye sordu; abid:

-Şu ağacı kesmeye! dedi; İblis:

-Yalan söylüyorsun, vallahi onu kesmeye senin gücün yetmez! Bunun için sana yol vermem!

Bunun üzerine abid ilk seferde olduğu gibi onunla yine kapıştı; ama heyhat! İblis, onu tuttuğu anda bir kuş gibi yere serdi, abidin göğsü üzerine oturdu ve:

-Ya bu işten vazgeçersin, ya da seni burada keserim! dedi.

Abid, ihtiyara baktı ve ona gücünün yetmeyeceğini anlayınca:

-Ey ihtiyar, beni yendin! Beni bırak da, ben seni ilk defa karşılaşmamızda nasıl yenmiştim; şu işin aslını bana bir anlatıver, şimdi neden yenildim? dedi; İblis onu bıraktı ve bunun sebebini şöyle açıkladı:

-Sen ilk defasında Allahu Teala'nın rızasını kazanmak için öfkelenmiş, ahiret kazancı elde etmek için yola çıkmıştın. Bu yüzden Allahu Teala beni senin emrine verdi ve beni mağlup ettin. Ama bu seferinde nefsin için öfkelenerek yola çıktın; Allahu Teala da beni sana musallat etti ve ben de seni yendim.”

Yine anlatılan uzunca bir hikayede şöyle bir hâdise geçer:

İsrailoğulları içinde yaşayan bir kraliçe, abidlerden biriyle birlikte olup ondan nefsinin hazzını almak istedi ve onu sarayına getirtti. Abid, su isteyerek helada taharet almak istediğini söyledi; tek başına kalınca köşkün tepesine çıkarak kendisini oradan aşağı attı. Allahu Teala, havadan sorumlu meleğe: “Kuluma sahip çık!” diye vahyetti; melek de abidi havada tuttu ve yavaşça ayakları üzerine yere indirdi. İblis'e: “Onu da yoldan çıkartıp ayartsaydın ya!” dediklerinde, İblis şöyle demiştir:

“Nefsinin isteklerine aykırı hareket eden ve canını Allah yolunda vermeye hazır olan kişi üzerinde benim bir etkim olmaz!”

Kalplerin Azığı (Kutu'l Kulüp)


Ebû Talib el-Mekkî


 

NURSİMA

Well-known member
çok güzel ibretlik bir paylaşım ALLAH(cc) razı olsun kardeşim...

Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Şüphesiz Allah
smiliv.gif
biçimlerinize ve sözlerinize bakmaz
smiliv.gif
işlerinize ve kalblerinize bakar."
Ebû Hureyre radıyallahu anh. İbn Mâce.


Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Ameller ancak niyetlere göredir. Herkesin niyetine göre işlem yapılır."
Ömer radıyallahu anh. Buhârî.
 
Üst