Konuya cevap cer

Nur cemaatinde bir çok grup var. Üstad'ın dediği şekilde hizmet eden grup hangisidir?


 Yazar: Sorularla Risale, 28-9-2010



 

        Bütün insanların bir kalıba girip aynı tarzda hareket etmesi Allah’ın  Adetullah kanuna zıttır. Buna en büyük delil İslam tarihindeki hak  mezhep ve meşreplerin çokluğudur. Risale-i Nurlar da  bir meslektir, çok  meşrepleri ve mizaçları bünyesinde barındırabilir. Hiç kimse kalkıp  kendi meşrep ve mizacını ölçü alıp "Nurculuk budur, hizmet tarzı böyledir."  diyemez, demeye de hakkı yoktur. Şayet böyle bir zorlama yapılırsa,  cemaat sağlıksız ve menfi bir tarzda bölünmelere gider, uhuvvet ve ihlas  kaideleri yerle bir olur. Bu durumda bütün İslam aleminde menfi bir  tesir yapar, gücümüz zaafa uğrar.


  [TAVSIYE]    Öyle ise Risale-i Nurların genel çerçevesini çiğnemeyen ve bozmayan ama  kendine özgü hizmet tarzları ve usulleri bulunan cemaatlere saygı ve  sevgi duymalıyız.  [/TAVSIYE]


      Biz bir şahsın ya da bir ağabeyin mizaç ve karakterini esas alıp, "Nur dairesi budur, hizmet böyle olur diye dikte edersek, bundan başka hizmet tarzı olmaz ve yoktur."  dersek, ihtilaf ve çatışmalara kapı aralamış oluruz. Üstad Hazretleri  bu yüzden herkesin mizaç ve meşrebi bir olmaz, fazla sıkmayın diye bize  yol gösteriyor.


      Mesela günümüzde Risale-i Nur dairesinde kalıp, eğitime ağırlık veren  ya da neşriyat tarzına ağırlık veren cemaatleri dışlamak ya da Nur  dairesi haricinde görmek, maalesef taassup ve hamlığın bir tezahürüdür.  Böyle hareket etmek Üstad Hazretlerinin uhuvvet ve ihlas prensiplerine  yakışmayan bir durumdur.


       Onun için bir Nur talebesi geniş bakmak, dar bakmamak, kuşatıcı olmak,  itici olmamak, toplayıcı olmak, dağıtıcı olmamak prensibine uygun  hareket etmekle mükelleftir. Onun için herkes kendi tarzını muhafaza  etmekle beraber, başka hizmet tarzlarına da saygılı olması gereklidir,  diye düşünüyoruz.


      İnsanların mizaç ve meşreplerinin farklılığı, Allah’ın isimlerinin  farklılığından ve farklı tecelli etmesinden dolayıdır. İşin kökenini  böyle anlarsak bu müspet ihtilafların da müspet ve ulvi olduğunu  anlarız. Üstad Hazretleri bu hakikate şu şekilde işaret ediyor

           [BILGI]   "Fakat, çendan insan bütün esmâya mazhardır; fakat kâinatın  tenevvüünü ve melâikenin ihtilâf-ı ibâdâtını intaç eden tenevvü-ü esmâ,  insanların dahi bir derece tenevvüüne sebep olmuştur. Enbiyanın ayrı  ayrı şeriatleri, evliyanın başka başka tarikatleri, asfiyanın çeşit  çeşit meşrepleri şu sırdan neş'et etmiştir. Meselâ, İsâ Aleyhisselâm,  sair esmâ ile beraber, Kadîr ismi onda daha galiptir. Ehl-i aşkta Vedûd  ismi ve ehl-i tefekkürde Hakîm ismi daha ziyade hâkimdir."

              "İnsan çendan bütün esmâya mazhar ve bütün kemâlâta müstaiddir.  Lâkin, iktidarı cüz'î, istidadı muhtelif, arzuları mütefavit olduğu  halde, binler perdeler, berzahlar içinde hakikati taharrî eder. Onun  için, hakikatin keşfinde ve hakkın şuhudunda berzahlar ortaya düşüyor;  bazılar berzahtan geçemiyorlar. Kabiliyetler başka başka oluyor;  bazıların kabiliyeti, bazı erkân-ı imaniyenin inkişafına menşe  olamıyor."

              "Hem esmânın cilvelerinin renkleri mazhara göre tenevvü ediyor,  ayrı ayrı oluyor; bazı mazhar olan zat, bir ismin tam cilvesine medar  olamıyor. Hem külliyet ve cüz'iyet, ve zılliyet ve asliyet itibarıyla,  cilve-i esmâ başka başka suret alıyor; bazı istidat cüz'iyetten  geçemiyor ve gölgeden çıkamıyor. Ve istidada göre bazan bir isim galip  oluyor, yalnız kendi hükmünü icra ediyor; o istidatta onun hükmü  hükümran oluyor. İşte, şu derin sırra ve şu geniş hikmete, esrarlı,  geniş ve hakikatle bir derece karışık bir temsille bazı işaretler  ederiz..."(1)[/BILGI] 

    Son olarak, nasıl gök kuşağı yedi rengin karışımından hasıl olan  mükemmel bir tablo ise İslam güzelliklerinin bütününe birden  bakılabilirse gökkuşağı gibi mükemmel ve büyüleyici vasıfları insanı  kendisine çeker, harika ve mucize olduğunu irae eder, gösterir.

      Tek renk, tek tipte o harika tablo olmaz ve o manzara teşekkül etmez.  Ancak muhtelif ve farklı renkler  güzel bir desen ve ahenk ile bir araya  gelirse o manzara oluşabilir. İşte İslam medeniyeti çok renkleri ve  meslekleri bünyesinde barındıran bir gökkuşağı gibidir. Farklı renklerin  ve farklı meşreplerin bulunması İslam birliğine zarar vermez bilakis  her alanda bir güzelliğin tezahür etmesine bir vesile olur. Bu ölçü Nur  mesleği içindeki farklı meşrepler için de geçerlidir.

      Özet olarak, insanların müspet ihtilafı hem rahmettir, hem de Allah’ın  isimlerinin bir tezahürü ve tecellisidir ki, insanlar bir kalıpta ve bir  tipte halk olunmamışlardır. 




      (1) bk. Sözler, Yirmi Dördüncü Söz


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst