Nasihat istersen ölüm yeter. evet, ölümü düşünen, hubb-u dünyadan kurtulur ve ahiretine ciddi çalışır.
*Ölüm firak değil, visaldir, tebdil-i mekandır, baki bir meyveyi sünbül vermektir.
*Ecel birdir, tagayyür etmez... ölüm, bu alem-i fenadan alem-i bekaya ve alem-i nura gitmek için bir terhistir
*En hayırlı genç odur ki, ihtiyar gibi ölümü düşünüp ahiretine çalışarak, gençlik hevesatına esir olmayıp gaflette boğulmayandır.
*Ölümü düşünen, hubb-u dünyadan kurtulur ve ahiretine ciddi çalışır.
*Ölümün hakikatini gören kamil insanlar, ölümü sevmişler. daha ölüm gelmeden ölmek istemişler.
*Ecel ve kabir insanı beklediği gibi, cennet ve cehennem de insanı bekliyor ve gözlüyor.
*Evet, sırr-ı ihlâs ile samimî tesanüd ve ittihad, hadsiz menfaate medar olduğu gibi, korkulara, hattâ ölüme karşı en mühim bir siper, bir nokta-i istinaddır. Çünkü ölüm gelse, bir ruhu alır. Sırr-ı uhuvvet-i hakikiye ile, rıza-yı İlâhî yolunda, âhirete müteallik işlerde kardeşleri adedince ruhları olduğundan, biri ölse, Diğer ruhlarım sağlam kalsınlar. Zira o ruhlar her vakit sevapları bana kazandırmakla mânevî bir hayatı idame ettiklerinden, ben ölmüyorum... diyerek, ölümü gülerek karşılar. Ve O ruhlar vasıtasıyla sevap cihetinde yaşıyorum, yalnız günah cihetinde ölüyorum der, rahatla yatar.
*Ölüm firak değil, visaldir, tebdil-i mekandır, baki bir meyveyi sünbül vermektir.
*Ecel birdir, tagayyür etmez... ölüm, bu alem-i fenadan alem-i bekaya ve alem-i nura gitmek için bir terhistir
*En hayırlı genç odur ki, ihtiyar gibi ölümü düşünüp ahiretine çalışarak, gençlik hevesatına esir olmayıp gaflette boğulmayandır.
*Ölümü düşünen, hubb-u dünyadan kurtulur ve ahiretine ciddi çalışır.
*Ölümün hakikatini gören kamil insanlar, ölümü sevmişler. daha ölüm gelmeden ölmek istemişler.
*Ecel ve kabir insanı beklediği gibi, cennet ve cehennem de insanı bekliyor ve gözlüyor.
*Evet, sırr-ı ihlâs ile samimî tesanüd ve ittihad, hadsiz menfaate medar olduğu gibi, korkulara, hattâ ölüme karşı en mühim bir siper, bir nokta-i istinaddır. Çünkü ölüm gelse, bir ruhu alır. Sırr-ı uhuvvet-i hakikiye ile, rıza-yı İlâhî yolunda, âhirete müteallik işlerde kardeşleri adedince ruhları olduğundan, biri ölse, Diğer ruhlarım sağlam kalsınlar. Zira o ruhlar her vakit sevapları bana kazandırmakla mânevî bir hayatı idame ettiklerinden, ben ölmüyorum... diyerek, ölümü gülerek karşılar. Ve O ruhlar vasıtasıyla sevap cihetinde yaşıyorum, yalnız günah cihetinde ölüyorum der, rahatla yatar.