Balkan Savaşları, Balkanlar'daki Türk ve Müslüman nüfus için sabrın, direncin ve tahammülün son sınırıydı. Balkan ülkeleri, Osmanlı'ya karşı zafer elde etmişlerdi ama onların asıl zaferi savunmasız sivil halka karşıydı. Bunun kanıtı şuydu ki; bağlaşıkların birbirine düştüğü İkinci Balkan Savaşı'nda, yani Yunanlılar, Bulgarlar, Sırplar birbirleriyle savaşırken bile olan sivil Türk ahaliye olmuştu. Osmanlı'ya karşı yürütülen ilk savaştan sonra sağ kalabilenlerin çoğu bu ikinci savaş sırasında topraklarından atıldı. Savaş suçlarını soruşturmak üzere kurulan Carnegie Komisyonu, ikinci savaş boyunca Selanik'e gelen göçmen sayısının 135 bin olduğunu tespit etti. Düşünün ki, Osmanlı'ya karşı savaşta olduğu gibi Bulgarların, Yunan ve Sırplara karşı savaşında da sürülenler Türkler oldu.
Ölümden kurtulup güvenli bölgelere ulaşanların göç yollarında yaşadıklarıysa, pek soğukkanlı gözlemcilerin bile yüreklerini sızlatmıştı. Fransız gazeteci Stephane Lauzanne, ilk sürgün kafilesine İstanbul'a 20 kilometre mesafede rastladığını söylüyor. 'Ondan sonra ardı arkası kesilmedi. Bazı fakirler, ihtiyarlar, kadınlar, çocuklar ufuktan bize doğru, kendilerini kovalayan görünmeyen güçten korkarak, suskun ve telaşlı kaçıyor, kaçışıyorlardı.' Muhacirlerin yığın yığın biriktiği İstanbul'un insan haritası değişmişti. Hastaneler, Ayasofya Camii dahil pek çok ibadethane, sokaklar ve yıkıntı halindeki Çırağan Sarayı bile savaş mağdurlarını ağırlıyordu. 'İstanbul'un yolları geçilmez bir hal aldı. Kaba bir örtü ile örtünmüş öküz arabası konvoyu göz alabildiğine uzanıyordu. Bütün bu zavallılar, sokaklarda, meydanlarda ve cami civarlarında açıkta uyuyorlardı.'
Askeri bir hezimet olarak Balkan Savaşı'nı değerlendiren Enver Paşa ise şunları yazıyor: 'Başıboş sürünen bozguna uğramışlar ordusuna, Rumeli'nin bağlarından kopup gelen, daha perişan yüz binlerce muhacirin sürüne sürüne, eriye eriye kalan kafilelerini de eklemeliyiz."
Evet Rumeli göçüyordu. Rumeli Müslümanları akıp geliyorlardı… Bu yangının alevleri içinde bilinmez geleceklere doğru akıyorlardı.