Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
On Birinci Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 247870" data-attributes="member: 1"><p><strong>Onbirinci Söz - Sayfa 180</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">münasip ve öyle yüksek bir kasra şayan bir surette ikram etti. Daimî onları saadetlendirdi.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">İkinci güruh ise, akılları bozulmuş, kalbleri sönmüş olduklarından, saraya girdikleri vakit nefislerine mağlûp olup lezzetli taamlardan başka hiçbir şeye iltifat etmediler. Bütün o mehâsinden gözlerini kapadılar ve o üstadın irşâdâtından ve şakirtlerinin ikazâtından kulaklarını tıkadılar. Hayvan gibi yiyerek uykuya daldılar. İçilmeyen, fakat bazı şeyler için ihzar edilen iksirlerden içtiler. Sarhoş olup öyle bağırdılar, karıştırdılar, seyirci misafirleri çok rahatsız ettiler. Sâni-i Zîşânın düsturlarına karşı edepsizlikte bulundular. Saray sahibinin askerleri de onları tutup öyle edepsizlere lâyık bir hapse attılar.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Ey benimle bu hikâyeyi dinleyen arkadaş! Elbette anladın ki, o hâkim-i zîşan, bu kasrı şu mezkûr maksatlar için bina etmiştir. Şu maksatların husulü ise iki şeye mütevakkıftır:</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'"><em>Birisi: </em>Şu gördüğümüz ve nutkunu işittiğimiz üstadın vücududur. Çünkü, o bulunmazsa, bütün maksatlar beyhude olur. Çünkü, anlaşılmaz bir kitap, muallimsiz olsa, mânâsız bir kâğıttan ibaret kalır.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>İkincisi:</strong> Ahali, o üstadın sözünü kabul edip dinlemesidir.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Demek, vücud-u üstad, vücud-u kasrın dâisidir. Ve ahalinin istimâı, kasrın bekàsına sebeptir. Öyle ise, denilebilir ki, eğer şu üstad olmasaydı, o melik-i zîşan, şu kasrı bina etmezdi. Hem yine denilebilir ki, o üstadın talimatını ahali dinlemedikleri vakit, elbette o kasr tebdil ve tahvil edilecek.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Ey arkadaş, hikâye burada bitti. Eğer şu temsilin sırrını anladınsa, bak, hakikatin yüzünü de gör.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">İşte o saray şu âlemdir ki, tavanı, tebessüm eden yıldızlarla tenvir edilmiş gökyüzüdür. Tabanı ise, şarktan garba gûnâgûn çiçeklerle süslendirilmiş yeryüzüdür. O melik ise, ezel-ebed sultanı olan bir Zât-ı Mukaddestir ki, yedi kat semâvât ve arz ve içlerinde olan herşey, kendilerine mahsus lisanlarla o Zâtı takdis</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Zât-ı Mukaddes</strong>: her türlü noksanlık ve çirkinlikten yüce olan Zât, Allah (bk. ḳ-d-s)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ahali</strong>: halk</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>arz</strong>: yer</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>bekà</strong>: devamlılık, kalıcılık (bk. b-ḳ-y)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>beyhude</strong>: sonuçsuz, boşuna</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>bina etmek</strong>: yapmak, inşa etmek</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>daimi</strong>: sürekli</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>dâi</strong>: var olmasına sebep olan</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>düstur</strong>: kural, prensip</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ezel-ebed sultanı</strong>: başlangıç ve sonu olmaksızın, hüküm ve saltanatı sürekli devam eden sultan (bk. e-z-l; e-b-d; s-l-ṭ) </span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>garb</strong>: batı</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>gûnâgûn</strong>: türlü türlü, renk renk</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>güruh</strong>: grup</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hakikat</strong>: gerçek (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>husul</strong>: meydana gelme</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hâkim-i zîşan</strong>: şanı yüce hükümdar (bk. ḥ-k-m; ẕi)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ihzar edilen</strong>: hazırlanan (bk. ḥ-ḍ-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ikazât</strong>: uyarılar</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>iksir</strong>: ilaç</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>iltifat</strong>: yönelme, değer verme</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>irşâdât</strong>: nasihatler, doğru yolu gösteren sözler (bk. r-ş-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>istimâ</strong>: dinleme</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kasr</strong>: saray, köşk</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>lisan</strong>: dil</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mahsus</strong>: özel</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>maksat</strong>: gaye, istenilen şey (bk. ḳ-ṣ-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mağlup olmak</strong>: yenilmek</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mehâsin</strong>: güzellikler (bk. ḥ-s-n)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>melik</strong>: hükümdar, sultan (bk. m-l-k)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>melik-i zîşan</strong>: şanı yüce hükümdar (bk. m-l-k; ẕi)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mezkûr</strong>: adı geçen</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>muallim</strong>: öğretmen (bk. a-l-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mânâ</strong>: anlam (bk. a-n-y)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>münasip</strong>: uygun (bk. n-s-b)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mütevakkıf</strong>: bağlı</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nefis</strong>: insanı maddî zevk ve isteklere sevk eden kuvvet (bk. n-f-s)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nutuk</strong>: konuşma</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>saadet</strong>: mutluluk</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>semavat</strong>: gökler (bk. s-m-v)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>suret</strong>: şekil (bk. ṣ-v-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sâni-i zîşan</strong>: şanı yüce san’atkâr (bk. ṣ-n-a; ẕi)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>taam</strong>: yiyecek</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>takdis</strong>: Allah’ı her türlü eksiklik ve çirkinlikten yüce tutma (bk. ḳ-d-s)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>talimat</strong>: emirler (bk. a-l-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tebdil ve tahvil</strong>: değiştirme ve başka hale dönüştürme</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>temsil</strong>: kıyaslama tarzında benzetme, analoji (bk. m-s̱-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tenvir edilmek</strong>: ışıklandırılmak, aydınlatılmak (bk. n-v-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>vücud</strong>: varlık (bk. v-c-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>vücud-u kasr</strong>: köşkün, sarayın varlığı (bk. v-c-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>vücud-u üstad</strong>: öğretmenin varlığı (bk. v-c-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âlem</strong>: kâinat, evren (bk. a-l-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>üstad</strong>: hoca, öğretmen</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>şakirt</strong>: öğrenci</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>şark</strong>: doğu</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>şayan</strong>: layık, yaraşır</span></td></tr></tbody></table></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 247870, member: 1"] [b]Onbirinci Söz - Sayfa 180[/b] [FONT=Tahoma]münasip ve öyle yüksek bir kasra şayan bir surette ikram etti. Daimî onları saadetlendirdi. [/FONT] [FONT=Tahoma]İkinci güruh ise, akılları bozulmuş, kalbleri sönmüş olduklarından, saraya girdikleri vakit nefislerine mağlûp olup lezzetli taamlardan başka hiçbir şeye iltifat etmediler. Bütün o mehâsinden gözlerini kapadılar ve o üstadın irşâdâtından ve şakirtlerinin ikazâtından kulaklarını tıkadılar. Hayvan gibi yiyerek uykuya daldılar. İçilmeyen, fakat bazı şeyler için ihzar edilen iksirlerden içtiler. Sarhoş olup öyle bağırdılar, karıştırdılar, seyirci misafirleri çok rahatsız ettiler. Sâni-i Zîşânın düsturlarına karşı edepsizlikte bulundular. Saray sahibinin askerleri de onları tutup öyle edepsizlere lâyık bir hapse attılar. [/FONT] [FONT=Tahoma]Ey benimle bu hikâyeyi dinleyen arkadaş! Elbette anladın ki, o hâkim-i zîşan, bu kasrı şu mezkûr maksatlar için bina etmiştir. Şu maksatların husulü ise iki şeye mütevakkıftır: [/FONT] [FONT=Tahoma][I]Birisi: [/I]Şu gördüğümüz ve nutkunu işittiğimiz üstadın vücududur. Çünkü, o bulunmazsa, bütün maksatlar beyhude olur. Çünkü, anlaşılmaz bir kitap, muallimsiz olsa, mânâsız bir kâğıttan ibaret kalır. [/FONT] [FONT=Tahoma][B]İkincisi:[/B] Ahali, o üstadın sözünü kabul edip dinlemesidir. [/FONT] [FONT=Tahoma]Demek, vücud-u üstad, vücud-u kasrın dâisidir. Ve ahalinin istimâı, kasrın bekàsına sebeptir. Öyle ise, denilebilir ki, eğer şu üstad olmasaydı, o melik-i zîşan, şu kasrı bina etmezdi. Hem yine denilebilir ki, o üstadın talimatını ahali dinlemedikleri vakit, elbette o kasr tebdil ve tahvil edilecek. [/FONT] [FONT=Tahoma] Ey arkadaş, hikâye burada bitti. Eğer şu temsilin sırrını anladınsa, bak, hakikatin yüzünü de gör. [/FONT] [FONT=Tahoma]İşte o saray şu âlemdir ki, tavanı, tebessüm eden yıldızlarla tenvir edilmiş gökyüzüdür. Tabanı ise, şarktan garba gûnâgûn çiçeklerle süslendirilmiş yeryüzüdür. O melik ise, ezel-ebed sultanı olan bir Zât-ı Mukaddestir ki, yedi kat semâvât ve arz ve içlerinde olan herşey, kendilerine mahsus lisanlarla o Zâtı takdis [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT] <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Zât-ı Mukaddes[/B]: her türlü noksanlık ve çirkinlikten yüce olan Zât, Allah (bk. ḳ-d-s)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ahali[/B]: halk[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]arz[/B]: yer[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]bekà[/B]: devamlılık, kalıcılık (bk. b-ḳ-y)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]beyhude[/B]: sonuçsuz, boşuna[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]bina etmek[/B]: yapmak, inşa etmek[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]daimi[/B]: sürekli[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]dâi[/B]: var olmasına sebep olan[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]düstur[/B]: kural, prensip[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ezel-ebed sultanı[/B]: başlangıç ve sonu olmaksızın, hüküm ve saltanatı sürekli devam eden sultan (bk. e-z-l; e-b-d; s-l-ṭ) [/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]garb[/B]: batı[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]gûnâgûn[/B]: türlü türlü, renk renk[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]güruh[/B]: grup[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hakikat[/B]: gerçek (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]husul[/B]: meydana gelme[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hâkim-i zîşan[/B]: şanı yüce hükümdar (bk. ḥ-k-m; ẕi)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ihzar edilen[/B]: hazırlanan (bk. ḥ-ḍ-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ikazât[/B]: uyarılar[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]iksir[/B]: ilaç[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]iltifat[/B]: yönelme, değer verme[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]irşâdât[/B]: nasihatler, doğru yolu gösteren sözler (bk. r-ş-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]istimâ[/B]: dinleme[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]kasr[/B]: saray, köşk[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]lisan[/B]: dil[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mahsus[/B]: özel[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]maksat[/B]: gaye, istenilen şey (bk. ḳ-ṣ-d)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mağlup olmak[/B]: yenilmek[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mehâsin[/B]: güzellikler (bk. ḥ-s-n)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]melik[/B]: hükümdar, sultan (bk. m-l-k)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]melik-i zîşan[/B]: şanı yüce hükümdar (bk. m-l-k; ẕi)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mezkûr[/B]: adı geçen[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]muallim[/B]: öğretmen (bk. a-l-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mânâ[/B]: anlam (bk. a-n-y)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]münasip[/B]: uygun (bk. n-s-b)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mütevakkıf[/B]: bağlı[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]nefis[/B]: insanı maddî zevk ve isteklere sevk eden kuvvet (bk. n-f-s)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]nutuk[/B]: konuşma[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]saadet[/B]: mutluluk[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]semavat[/B]: gökler (bk. s-m-v)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]suret[/B]: şekil (bk. ṣ-v-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]sâni-i zîşan[/B]: şanı yüce san’atkâr (bk. ṣ-n-a; ẕi)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]taam[/B]: yiyecek[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]takdis[/B]: Allah’ı her türlü eksiklik ve çirkinlikten yüce tutma (bk. ḳ-d-s)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]talimat[/B]: emirler (bk. a-l-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tebdil ve tahvil[/B]: değiştirme ve başka hale dönüştürme[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]temsil[/B]: kıyaslama tarzında benzetme, analoji (bk. m-s̱-l)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tenvir edilmek[/B]: ışıklandırılmak, aydınlatılmak (bk. n-v-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]vücud[/B]: varlık (bk. v-c-d)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]vücud-u kasr[/B]: köşkün, sarayın varlığı (bk. v-c-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]vücud-u üstad[/B]: öğretmenin varlığı (bk. v-c-d)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]âlem[/B]: kâinat, evren (bk. a-l-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]üstad[/B]: hoca, öğretmen[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]şakirt[/B]: öğrenci[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]şark[/B]: doğu[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]şayan[/B]: layık, yaraşır[/FONT]</td></tr></tbody></table> [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
On Birinci Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst