Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
On Dokuzuncu Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 249764" data-attributes="member: 1"><p><strong>On Dokuzuncu Söz - Sayfa 325</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">ebediyenin sebeb-i husulü ve vesile-i vusulüdür; öyle de, duasıyla, niyazıyla o saadetin sebeb-i vücudu ve vesile-i icadıdır. Haşir meselesinde geçen<strong><u><img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />1</u></strong> şu sırrı, makam münasebetiyle tekrar ederiz.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">İşte, bak: O zat öyle bir salât-ı kübrâda dua ediyor ki, güya şu cezire, belki arz, onun azametli namazıyla namaz kılar, niyaz eder.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Bak, hem öyle bir cemaat-i uzmâda niyaz ediyor ki, güya benî Âdemin zaman-ı Âdemden asrımıza, kıyamete kadar bütün nuranî, kâmil insanlar, ona ittibâ ile iktidâ edip duasına âmin diyorlar.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Hem bak, öyle bir hâcet-i âmme için dua ediyor ki, değil ehl-i arz, belki ehl-i semâvât, belki bütün mevcudat, niyazına, “Evet, yâ Rabbenâ, ver, biz dahi istiyoruz” deyip iştirak ediyorlar.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Hem öyle fakirâne, öyle hazinâne, öyle mahbubâne, öyle müştakâne, öyle tazarrukârâne niyaz ediyor ki, bütün kâinatı ağlattırıyor, duasına iştirak ettiriyor.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Bak, hem öyle bir maksat, öyle bir gaye için dua ediyor ki, insanı ve âlemi, belki bütün mahlûkatı esfel-i sâfilînden, sukuttan, kıymetsizlikten, faidesizlikten, âlâ-yı illiyyîne, yani kıymete, bekàya, ulvî vazifeye çıkarıyor.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Bak, hem öyle yüksek bir fizâr-ı istimdatkârâne ve öyle tatlı bir niyaz-ı istirhamkârâne ile istiyor, yalvarıyor ki, güya bütün mevcudata ve semâvâta ve Arşa işittirip, vecde getirip, duasına “Âmin Allahümme âmin” dedirtiyor.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Bak, hem öyle Semî, Kerîm bir Kadîrden, öyle Basîr, Rahîm bir Alîmden hâcetini istiyor ki, bilmüşahede, en hafî bir zîhayatın en hafî bir hâcetini, bir niyazını görür, işitir, kabul eder, merhamet eder. Çünkü istediğini—velev lisan-ı hâl ile olsun—verir. Ve öyle bir suret-i hakîmâne, basîrâne, rahîmânede verir ki, şüphe bırakmaz, bu terbiye ve tedbir öyle bir Semî ve Basîr ve öyle bir Kerîm ve Rahîme hastır.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span>[NOT]<span style="font-family: 'Tahoma'">Dipnot-1</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"> bk. Onuncu Söz, Mukaddime, Dördüncü İşaret, Beşinci Hakikat.</span>[/NOT]<span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Allahümme âmin</strong>: ey Allahım, kabul eyle (bk. e-m-n)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Alîm</strong>: sonsuz ilim sahibi ve ilmi her şeyi kuşatan Allah (bk. a-l-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Arş</strong>: Allah’ın hüküm ve egemenliğinin tecelli ettiği yer (bk. a-r-ş)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Basîr</strong>: her şeyi gören Allah (bk. b-ṣ-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Kadîr</strong>: sonsuz güç ve kudret sahibi Allah (bk. ḳ-d-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Kerîm</strong>: sonsuz cömertlik ve ikram sahibi Allah (bk. k-r-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Rahîm</strong>: sonsuz şefkat ve merhamet sahibi Allah (bk. r-ḥ-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Semî</strong>: her şeyi işiten Allah (bk. s-m-a)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>arz</strong>: yeryüzü</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>azametli</strong>: büyük (bk. a-z-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>basîrâne</strong>: görerek (bk. b-ṣ-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>bekà</strong>: süreklilik, sonsuzluk (bk. b-ḳ-y)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>benî Âdem</strong>: Âdemoğulları, insanlar</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>bilmüşahede</strong>: görüldüğü gibi (bk. ş-h-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cemaat-i uzmâ</strong>: büyük cemaat (bk. c-m-a; a-ẓ-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cezire</strong>: yarımada</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ehl-i arz</strong>: yeryüzündekiler</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ehl-i semâvat</strong>: göktekiler (bk. s-m-v)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>esfel-i sâfilîn</strong>: aşağıların en aşağısı</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>fakirâne</strong>: muhtaç bir şekilde (bk. f-ḳ-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>fizâr-ı istimdatkârâne</strong>: yardım isteyerek inleyip ağlamak</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hafî</strong>: gizli</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hazinâne</strong>: hüzünlü bir şekilde</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>haşir</strong>: öldükten sonra âhirette yeniden diriltilip Allah’ın huzurunda toplanma (bk. ḥ-ş-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hâcet</strong>: ihtiyaç (bk. ḥ-v-c)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hâcet-i âmme</strong>: genel ihtiyaç (bk. ḥ-v-c)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>iktida</strong>: uyma</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ittibâ</strong>: tabi olma, uyma</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>iştirak etmek</strong>: katılmak</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kâinat</strong>: evren, yaratılmış her şey (bk. k-v-n)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kâmil</strong>: kemâl ve fazilet sahibi (bk. k-m-l)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>lisan-ı hâl</strong>: hal ve beden dili</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mahbubâne</strong>: sevimli bir şekilde (bk. ḥ-b-b)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mahlukât</strong>: yaratılmışlar (bk. ḫ-l-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mevcudat</strong>: varlıklar (bk. v-c-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>müştakâne</strong>: iştiyakla, çok isteyerek</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>niyaz</strong>: dua, yalvarma</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>niyaz-ı istirhamkârâne</strong>: rahmet dilercesine dua (bk. r-ḥ-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nuranî</strong>: nurlu, aydınlık (bk. n-v-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>rahîmâne</strong>: merhametli bir şekilde (bk. r-ḥ-m) </span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>saadet</strong>: mutluluk</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>saadet-i ebediye</strong>: sonsuz mutluluk (bk. e-b-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>salât-ı kübrâ</strong>: en büyük namaz (bk. ṣ-l-v; k-b-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sebeb-i husul</strong>: meydana gelme sebebi</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sebeb-i vücud</strong>: varlık sebebi (bk. v-c-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>semâvât</strong>: gökler (bk. s-m-v)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sukut</strong>: düşüş, alçalış</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>suret-i hakîmâne</strong>: hikmetli bir şekilde (bk. ṣ-v-r ; ḥ-k-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tazarrukârâne</strong>: yalvarıp yakararak</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tedbir</strong>: idare etme (bk. d-b-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ulvî</strong>: yüce</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>vecd</strong>: coşku</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>velev</strong>: eğer, hatta</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>vesile-i icad</strong>: var ediliş vesilesi (bk. v-c-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>vesile-i vusul</strong>: kavuşma vesilesi</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>yâ Rabbenâ</strong>: ey Rabbimiz (bk. r-b-b)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zaman-ı Âdem</strong>: Âdem Peygamberin (a.s.) zamanı</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zîhayat</strong>: canlı (bk. ẕî; ḥ-y-y) </span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âlâ-yı illiyyîn</strong>: yücelerin en yücesi</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âmin</strong>: Allahım kabul eyle (bk. e-m-n)</span></td></tr></tbody></table></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 249764, member: 1"] [b]On Dokuzuncu Söz - Sayfa 325[/b] [FONT=Tahoma]ebediyenin sebeb-i husulü ve vesile-i vusulüdür; öyle de, duasıyla, niyazıyla o saadetin sebeb-i vücudu ve vesile-i icadıdır. Haşir meselesinde geçen[B][U][IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]1[/U][/B] şu sırrı, makam münasebetiyle tekrar ederiz. [/FONT] [FONT=Tahoma]İşte, bak: O zat öyle bir salât-ı kübrâda dua ediyor ki, güya şu cezire, belki arz, onun azametli namazıyla namaz kılar, niyaz eder. [/FONT] [FONT=Tahoma]Bak, hem öyle bir cemaat-i uzmâda niyaz ediyor ki, güya benî Âdemin zaman-ı Âdemden asrımıza, kıyamete kadar bütün nuranî, kâmil insanlar, ona ittibâ ile iktidâ edip duasına âmin diyorlar. [/FONT] [FONT=Tahoma]Hem bak, öyle bir hâcet-i âmme için dua ediyor ki, değil ehl-i arz, belki ehl-i semâvât, belki bütün mevcudat, niyazına, “Evet, yâ Rabbenâ, ver, biz dahi istiyoruz” deyip iştirak ediyorlar. [/FONT] [FONT=Tahoma]Hem öyle fakirâne, öyle hazinâne, öyle mahbubâne, öyle müştakâne, öyle tazarrukârâne niyaz ediyor ki, bütün kâinatı ağlattırıyor, duasına iştirak ettiriyor. [/FONT] [FONT=Tahoma]Bak, hem öyle bir maksat, öyle bir gaye için dua ediyor ki, insanı ve âlemi, belki bütün mahlûkatı esfel-i sâfilînden, sukuttan, kıymetsizlikten, faidesizlikten, âlâ-yı illiyyîne, yani kıymete, bekàya, ulvî vazifeye çıkarıyor. [/FONT] [FONT=Tahoma]Bak, hem öyle yüksek bir fizâr-ı istimdatkârâne ve öyle tatlı bir niyaz-ı istirhamkârâne ile istiyor, yalvarıyor ki, güya bütün mevcudata ve semâvâta ve Arşa işittirip, vecde getirip, duasına “Âmin Allahümme âmin” dedirtiyor. [/FONT] [FONT=Tahoma]Bak, hem öyle Semî, Kerîm bir Kadîrden, öyle Basîr, Rahîm bir Alîmden hâcetini istiyor ki, bilmüşahede, en hafî bir zîhayatın en hafî bir hâcetini, bir niyazını görür, işitir, kabul eder, merhamet eder. Çünkü istediğini—velev lisan-ı hâl ile olsun—verir. Ve öyle bir suret-i hakîmâne, basîrâne, rahîmânede verir ki, şüphe bırakmaz, bu terbiye ve tedbir öyle bir Semî ve Basîr ve öyle bir Kerîm ve Rahîme hastır. [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][NOT][FONT=Tahoma]Dipnot-1[/FONT] [FONT=Tahoma] bk. Onuncu Söz, Mukaddime, Dördüncü İşaret, Beşinci Hakikat.[/FONT][/NOT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT] <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Allahümme âmin[/B]: ey Allahım, kabul eyle (bk. e-m-n)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]Alîm[/B]: sonsuz ilim sahibi ve ilmi her şeyi kuşatan Allah (bk. a-l-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Arş[/B]: Allah’ın hüküm ve egemenliğinin tecelli ettiği yer (bk. a-r-ş)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]Basîr[/B]: her şeyi gören Allah (bk. b-ṣ-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Kadîr[/B]: sonsuz güç ve kudret sahibi Allah (bk. ḳ-d-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]Kerîm[/B]: sonsuz cömertlik ve ikram sahibi Allah (bk. k-r-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Rahîm[/B]: sonsuz şefkat ve merhamet sahibi Allah (bk. r-ḥ-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]Semî[/B]: her şeyi işiten Allah (bk. s-m-a)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]arz[/B]: yeryüzü[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]azametli[/B]: büyük (bk. a-z-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]basîrâne[/B]: görerek (bk. b-ṣ-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]bekà[/B]: süreklilik, sonsuzluk (bk. b-ḳ-y)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]benî Âdem[/B]: Âdemoğulları, insanlar[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]bilmüşahede[/B]: görüldüğü gibi (bk. ş-h-d)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]cemaat-i uzmâ[/B]: büyük cemaat (bk. c-m-a; a-ẓ-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]cezire[/B]: yarımada[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ehl-i arz[/B]: yeryüzündekiler[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ehl-i semâvat[/B]: göktekiler (bk. s-m-v)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]esfel-i sâfilîn[/B]: aşağıların en aşağısı[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]fakirâne[/B]: muhtaç bir şekilde (bk. f-ḳ-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]fizâr-ı istimdatkârâne[/B]: yardım isteyerek inleyip ağlamak[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hafî[/B]: gizli[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hazinâne[/B]: hüzünlü bir şekilde[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]haşir[/B]: öldükten sonra âhirette yeniden diriltilip Allah’ın huzurunda toplanma (bk. ḥ-ş-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hâcet[/B]: ihtiyaç (bk. ḥ-v-c)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hâcet-i âmme[/B]: genel ihtiyaç (bk. ḥ-v-c)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]iktida[/B]: uyma[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ittibâ[/B]: tabi olma, uyma[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]iştirak etmek[/B]: katılmak[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kâinat[/B]: evren, yaratılmış her şey (bk. k-v-n)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]kâmil[/B]: kemâl ve fazilet sahibi (bk. k-m-l)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]lisan-ı hâl[/B]: hal ve beden dili[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mahbubâne[/B]: sevimli bir şekilde (bk. ḥ-b-b)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mahlukât[/B]: yaratılmışlar (bk. ḫ-l-ḳ)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mevcudat[/B]: varlıklar (bk. v-c-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]müştakâne[/B]: iştiyakla, çok isteyerek[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]niyaz[/B]: dua, yalvarma[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]niyaz-ı istirhamkârâne[/B]: rahmet dilercesine dua (bk. r-ḥ-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]nuranî[/B]: nurlu, aydınlık (bk. n-v-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]rahîmâne[/B]: merhametli bir şekilde (bk. r-ḥ-m) [/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]saadet[/B]: mutluluk[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]saadet-i ebediye[/B]: sonsuz mutluluk (bk. e-b-d)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]salât-ı kübrâ[/B]: en büyük namaz (bk. ṣ-l-v; k-b-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]sebeb-i husul[/B]: meydana gelme sebebi[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]sebeb-i vücud[/B]: varlık sebebi (bk. v-c-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]semâvât[/B]: gökler (bk. s-m-v)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]sukut[/B]: düşüş, alçalış[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]suret-i hakîmâne[/B]: hikmetli bir şekilde (bk. ṣ-v-r ; ḥ-k-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tazarrukârâne[/B]: yalvarıp yakararak[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tedbir[/B]: idare etme (bk. d-b-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ulvî[/B]: yüce[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]vecd[/B]: coşku[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]velev[/B]: eğer, hatta[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]vesile-i icad[/B]: var ediliş vesilesi (bk. v-c-d)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]vesile-i vusul[/B]: kavuşma vesilesi[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]yâ Rabbenâ[/B]: ey Rabbimiz (bk. r-b-b)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]zaman-ı Âdem[/B]: Âdem Peygamberin (a.s.) zamanı[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]zîhayat[/B]: canlı (bk. ẕî; ḥ-y-y) [/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]âlâ-yı illiyyîn[/B]: yücelerin en yücesi[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]âmin[/B]: Allahım kabul eyle (bk. e-m-n)[/FONT]</td></tr></tbody></table> [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
On Dokuzuncu Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst