Konuya cevap cer

On Üçüncü Şuâ-sayfa 395


Evet, Hazret-i Ali Radıyallahu Anh, Kaside-i Celcelûtiyede iki suretle Risale-i Nur’dan haber verdiği gibi, Âyetü’l-Kübrâ risalesine işareten:

وَبِاْلاٰيَةُ الْكُبْرٰى اَمِنِّى مِنَ الْفَجَتْ der. Bu işarette îma eder ki, Âyetü’l-Kübrâ yüzünden ehemmiyetli bir musibet Risale-i Nur talebelerine gelecek ve“Âyetü’l-Kübrâ hakkı için oفَجَتْ  ve ‘musibetten şakirtlerine aman ver” diyeniyaz eder, o risaleyi ve menbaını şefaatçi yapar. Evet, Âyetü’l-Kübrâ risalesinintab’ı bahanesiyle gelen musibet, aynen o remz-i gaybîyi tasdik etti.

Hem o kasidede, Risale-i Nur’un mühim eczalarına tertibiyle işaretlerinhâtimesinde, mukàbil sahifede der:

وَتِلْكَ حُرُوفُ النُّورِ فَاجْمَعْ خَوَاصَّهَا   وَحَقِّقْ مَعَانِيهَا بِهَا الْخَيْرُ تُمِّمَتْ


Yani, “İşte, Risale-i Nur’un sözleri, hurufları ki, onlara işaretler eyledik. Sen onlarınhassalarını topla ve mânâlarını tahkik eyle. Bütün hayır ve saadet onlarla tamam olur” der. “Hurufların mânâlarını tahkik et” karinesiyle mânâyı ifade etmeyen hecaî harfler murad olmayıp, belki kelimeler mânâsındaki “Sözler” namıyla risalelermuraddır.

لاَ يَعْلَمُ الْغَيْبَ اِلاَّ اللهُ 1   رَبَّنَا لاَتُؤَاخِذْنَا اِنْ نَسِينَا اَوْ اَخْطَأْنَا 2

Said Nursî

Aziz, sıddık kardeşim Refet Bey,

Senin âlimâne suallerin Risale-i Nur’un Mektubat kısmında çok ehemmiyetlihakikatlerin anahtarları olmasından, senin suallerine karşı lâkayt kalamıyorum. Bunun kısa cevabı şudur:




[BILGI]Dipnot-1 Gaybı hakkıyla ancak Allah bilir.


Dipnot-2 “Ey Rabbimiz! Unutur veya hatâya düşer de bir kusur işlersek bizi onunla hesaba çekme.” Bakara Sûresi, 2:286.


[/BILGI]



Hazret-i Ali: [bk. bilgiler – Ali (r.a.)]Kaside-i Celcelûtiye: (bk. bilgiler – Celcelûtiye)
Radıyallahu Anh: “Allah ondan razı olsun”Refet Bey: (bk. bilgiler)
Said Nursî: (bk. bilgiler – Bediüzzaman Said Nursî)aziz: çok değerli, izzetli
ecza: cüzler, bütünü oluşturan parçalarhakikat: asıl, gerçek, doğru
hassa: nitelik, özellikhecâî harfler: alfabe harfleri
huruf: harflerhâtime: sonuç, son bölüm
karine: ek delilkaside: büyük kimseleri veya herhangi bir şeyi öven bir manzum eser
lâkayt: duyarsız, ilgisizmenba: kaynak
mukàbil: karşılıkmurad: kastedilen
musibet: belâ, dert, felâketnam: ad
niyaz etmek: dua etmek, yalvarıp yakarmakremz-i gaybî: gaybî, gizli işaret
risale: mektup, küçük çaplı kitap; Risale-i Nur Külliyatı’nda bulunan her bir bölümsaadet: mutluluk
suret: biçim, şekilsıddık: çok doğru ve bağlı
tab’: baskı, basmatahkik etmek: doğruluğunu araştırmak
tasdik etmek: doğrulamak, onaylamaktertib: düzenleme
Âyetü’l-Kübrâ: en büyük delil; Yedinci Şuaâlimane: âlimlere yakışır surette
îma etmek: işaret etmek, göstermekşakirt: talebe, öğrenci


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst