Konuya cevap cer

On Üçüncü Şuâ-sayfa 397


herbirinizle görüşmüyorum, fakat ben, ekser vakitler, dua içinde herbirinizle bazen ismiyle sohbet ederim.





Aziz, sıddık kardeşlerim,


Ben, şimdiye kadar Nur fabrika dairesinin mübarekler heyetinden iki ehemmiyetlirükünler kurtulmuşlar tahmin ederim. Elhak, o daire, o heyet, altı yedi senede yirmi otuz sene kadar fâtihâne iş görmüşler. Parlak kalemlerinin yâdigârları gibi, onların hizmetlerine tevakkuf etmez; onların bedeline, onların defter-i a’mâllerine hasenatyazdırıyor. Hattâ Hizb-i Nurînin öyle bir kuvvetli fütuhatı var ve öyle ehemmiyetli yerlere girmiş ki, onu neşredenler mütemadiyen çalışıyorlar hükmündedir.

Ben, pek çok çalışmış ve çalışkan Hâfız Mustafa’yı da evvelki zât gibi dışarıda zannederdim.

Yalnız bir defa “O da buradadır” işittim; belki başka Mustafa’dır diye teselli buluyordum.



Aziz kardeşlerim,


Ben, bu sabah tesbihatta Hâfız Tevfik’e acıdım. Bu iki defadır zahmet çekiyortahattur ettim. Birden hatıra geldi: Onu tebrik et. O, kendini faidesiz bir ihtiyatla Risale-i Nur’daki çok ehemmiyetli makamından ve büyük hissesinden bir derece çekmek isterdi. Fakat hizmetinin kudsiyeti ve azameti, onu yine o büyük hisseye ve pek büyük sevaba muvaffak eyledi. Az bir sıkıntı ve geçici bir küçük zahmetle böyle bir şeref-i mânevîden geri kalmamak gerektir.


Evet, kardeşlerim, madem herşey gidiyor; ve gittikten sonra eğer lezzet ve keyif ise, boşu boşuna gider, bir hasret kalır! Eğer sıkıntı ve zahmet ise hem dünyevî veuhrevî, hem böyle bir kudsî hizmet noktasında öyle bir lezzetli faideler var ki, o zahmeti hiçe indirir. İçinizde biri müstesna, en ihtiyarı ve en ziyade başına sıkıntılar toplanan benim. Sizi temin ederim, tam bir sabır ve şükür ve tahammülle halimden memnunum. Musibete şükür ise, musibetteki sevap ve uhrevî ve dünyevî faideleri içindir.






Hafız Mustafa: (bk. bilgiler)Hafız Tevfik: (bk. bilgiler)
Hizb-i Nurî: (bk. bilgiler)Nur fabrikası: (bk. bilgiler)
azamet: büyüklük, yücelikaziz: çok değerli, izzetli
defter-i a’mâl: amellerin yazıldığı mânevî defterekser: pek çok
elhak: gerçektenfâtihâne: fethedercesine
fütuhat: fetihler, zaferlerhasenat: sevaplar, iyilikler
heyet: meclis, kurul, yapıhususî: özel
ihtiyat: önlem alma, tedbirli hareket etmekudsiyet: mukaddes olma, kutsallık
kudsî: mukaddes, kutsalmusibet: belâ, dert, felâket
muvaffak eylemek: başarılı kılmakmübarekler heyeti: (bk. bilgiler)
müstesna: dışındamütemadiyen: sürekli olarak
neşretmek: yaymakrükün: temel unsur; bir topluluğu oluşturan önemli fertlerden her biri
sıddık: çok doğru ve bağlıtahattur etmek: hatırlamak, hatıra gelmek
tesbihat: Allah’ı her türlü kusurdan yüce tutarak şanına lâyık ifadelerle anmatevakkuf etmek: durmak, engel olmak
uhrevî: âhirete aityadigâr: hediye, armağan
ziyade: çokşeref-i mânevî: mânevî şeref, rütbe


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst