Konuya cevap cer

1.Fermat'nin Son Teoremi 


Fransız  matematikçi Pierre de Fermat'nın 17. yüzyılda öne sürdüğü fakat kanıtı ancak  1994 yılında İngiliz matematikçi Andrew Wiles tarafından verilen  teoremdir.

İfadesinin ortaokul matematik bilgileriyle anlaşılacak kadar yalın  olmasına karşılık öne sürülmesiyle kanıtlanması arasında geçen çok uzun sürede  pek çok ünlü matematikçi tarafından üzerinde uğraşılıp da kanıtlanamamış  olmasıyla matematik tarihinde öne çıkmıştır.

Kısaca, eğer n ikiden büyük bir  tamsayıysa, ve x, y, z sayıları pozitif tamsayılar ise

 ifadesinin sağlanamayacağını ifade eder. İfadenin n=1 ve n=2  durumlarında kolayca sağlanabileceğini görmek zor değildir. Biraz açmak  gerekirse, n=2 durumu ünlüPisagor Teoremi ile yakından ilişkili olup x=3, y=4,  z=5 veya x=5, y=12, z=13 tamsayı üçlüleriyle kolayca sağlanır.

Bu sanının  (artık teorem demek gerekiyor elbette) kanıtı için pek çok matematikçi uğraşmış  ancak başarısız olmuşlardır. Ancak yakın tarihlere kadar çok büyük n değerleri  için bu sanının doğrulanmasına devam edilmiştir. Bu tür kısmi ilerlemelere  yönelik çabalar, hiç beklenmedik bir zamanda İngiliz matematikçi Andrew Wiles'ın  bir kanıt bulduğunu duyurmasıyla son bulmuştur. Ne var ki kısa sürede Andrew  Wiles'ın kanıtında bir hata bulunmuş ve Andrew Wiles uzun ve yorucu bir çabanın  sonunda 1994 yılında uzmanlarca doğruluğu kabul gören bir kanıt vermeyi  başarmıştır. Aslında Wiles'ın kanıtı Fermat'nın son teoreminden daha güçlü bir  ifadenin, Şimura-Taniyama Konjektürü'nün de doğruluğunu göstermiştir. Söz konusu  kanıt Sayılar Teorisi'nin çok gelişkin tekniklerini kullanır.


2.Riemann Hipotezi


Riemann Hipotezi  (Riemann zeta hipotezi olarak da bilinmektedir),matematik alanında ilk  kez 1859 yılında Bernhard Riemann tarafından formülize edilmiş çözülememiş  problemlerden biridir.

Bazı sayıların kendilerinden küçük sayıların çarpımı  (örn. 2, 3, 5, 7, ...) cinsinden yazılamamak gibi bir özelliği vardır. Bu tür  sayılara Asal sayılar denir. Asal sayılar, hem matematik hem de uygulama  alanlarında çok önemli rol oynar. Asal sayıların tüm doğal sayılar içinde  dağılımı herhangi bir örüntüyü takip etmemektedir ancak Alman matematikçi  Bernhard Riemann, Asal sayıların sıklığının;

s ≠ 1 olmak koşuluyla tüm  Kompleks sayılar için

ζ(s) = 1 + 1/2s + 1/3s + 1/4s + ...

biçiminde belirtilen ve Riemann Zeta Fonksiyonu olarak bilinen  fonksiyonun davranışına çok bağlı olduğunu gözlemledi. Riemann hipotezinin  iddiasına göre

ζ(s) = 0

denkleminin tüm çözümleri düz bir çizgi üzerinde  yer almaktadır. Yani bu denkleminin tüm komplex çözümlerinin reel kısımlarının  1/2 olduğu tahmin edilmektedir. Bu iddia ilk 1.500.000.000 çözüm için test  edilmiştir. Bu iddianın her çözüm için doğru olduğunun ispatlanabilmesi halinde  asal sayıların dağılımı ile ilgili çok önemli bilgiler edinmek mümkün  olacaktır.


3.Goldbach Hipotezi 


Sayılar teorisindeki en eski Matematikte çözümsüz problemlerden biridir.  Sanı: Goldbach'ın orijinal sanısı (üçül varsayım) Euler'e 7 Haziran  1742'de yazdığı mektupta şöyle ifade ediliyor:


...En azından 2'den  büyük her sayı üç asal sayının toplamıdır...


Goldbach burada 1  sayısını da asal kabul etmektedir. (Bu konvansiyon artık terkedilmiştir.) (1  sayısı niçin asal değildir?: Çünkü bir asal sayı başka bir asal sayıyı asla tam  bölmez. Oysa 1 sayısı diğer asalları da tam böler.)

Kuvvetli ikil  varsayım, 3'ten büyük her çift doğal sayının iki asal sayının toplamı olarak  ifade edilebileceğini öne sürer. Faber and Faber adlı yayın şirketi bu  sanının doğru olduğunu 20 Mart 2000 ve 20 Mart 2002 arasındaki 2 yıllık sürede  kanıtlayabilecek ilk kişiye 1.000.000 Amerıkan doları ödül vaadetmiştir, fakat  sanı halen ispatsız olduğu üzere bu ödülü de kazanan olmamıştır.


İkil  sanı şöyledir:


 ve  için  olacak şekilde  ve  asal sayıları vardır. ( olabilir)


Her  bir Goldbach bölüntüsü olarak adlandırılır. Daha zayıf olan ikinci  sanı sadece 8'den büyük olan her tek doğal sayının en az 3 asal sayının toplamı  olduğudur. Erdös ve Moser  ve 'nin asal olma koşulunu kaldırarak bu sanının daha genel anlamda doğru  olup olmadığını araştırmışlardır.


4.Cantor'un Köşegen  Yöntemi


Georg Cantor'un doğal sayılar ile reel sayıların  birebir eşlemesinin yapılamayacağını göstermek için geliştirdiği yöntem. Böyle  bir eşlemenin yokluğu sonsuz elemanlı kümelerin büyüklüklerinin  karşılaştırılması kavramının gelişimi açısından son derece  önemlidir.


Büyüklük


Verilen bir A kümesinin en az B kümesi  kadar büyük olması B'den A'ya bir birebir fonksiyonun var olması şeklinde  tanımlanır ( yazılır). Böylelikle B'nin bir kopyasının A'nın içersinde  bulunabiliyor olması sağlanır. Eğer aynı şekilde B'den de A'ya bir birebir  fonksiyon varsa o zaman bu iki küme eşit büyüklükte denir ( yazılır). 

  • Örnek olarak Çift Tam Sayılar Kümesi'nin () ile Tam Sayılar Kümesi  düşünülebilir. 'nin elemanları 'nin içersinde kendi kendilerine gönderilir.

İspat


Reel sayıların sonlu veya sonsuz uzunlukta ondalık  sayılar olarak yazılabileceği bilinir. Diyelim ki Cantor'un iddiası yanlış ve de  reel sayılarla doğal sayılar birebir eşlenebiliyor. O zaman sadece 0 la 1  arasındaki reel sayılarla (bütün) doğal sayıları birebir eşlemek de mümkündür.  Böyle bir eşlemeyi alalım ve 0 la 1 arasındaki reel sayıları verilen eşlemeye  göre sıralayarak bir liste elde edelim. Şimdi 0 la 1 arasında öyle bir reel sayı  kurgulayacağız ki bu sayının bu listede yer alması mümkün olmayacak. Bu sayıya C  adını verelim ve onu şu kurala göre oluşturalım: birinci sayının ilk ondalık  basamağına bakalım ve buradaki rakamdan farklı herhangi bir rakamı seçip C  sayısının ilk basamağı olarak yazalım, aynı şekilde C'nin ikinci, üçüncü,...  basamaklarını da oluşturalım. Mesela eğer 0 la 1 arasındaki reel sayılar  aşağıdaki gibi sıralanmışsa:

1) 0,13567.......

^

2)  0,25678.......

^

3) 0,00212.......

^

4) 0,14221.......

^

.

.

C sayısının ilk basamağını 1'den farklı, 2. basamağını 5'ten  farklı, 3. basamağını 2'den farklı, 4. basamağını gene 2'den farklı birer rakam  olarak seçeriz.

Bu noktada fark etmemiz gereken şey, C'nin kendisi bir reel  sayı olduğu halde bu listede yer alan her sayıdan en az bir ondalık basamakta  (daha doğrusu o sayı listemizde kaçıncı sırada yer alıyorsa o basamakta) farklı  olduğu ve dolayısıyla bu listede yer alamayacağı. Demek ki varsaydığımız birebir  eşleme mümkün değil ve aslında reel sayılar kümesindeki eleman sayısı doğal  sayılar kümesindeki eleman sayısından daha fazla.


5.Pisagor Teoremi


Pisagor teoremine göre  bir diküçgende dik kenarların karelerinin toplamları hipotenüsün karesine  eşittir.

Bunun ispatı şuna dayanmaktadır:

c2 = a2 +  b2 c uzunluğu hipotenüstür. a ve b uzunlukları ise dik kenarlardır. Her  kenardan birer kare oluşturulur. bu karelerin alanları, kare alan formülüne  dayalı olarak a2,b2,c2 şeklinde sıralanır. böylece üç  karenin köşelerinin birleşiminden oluşan bir dik üçgen oluşturulur. Oluşan  üçgenin dik köşesinden hipotenüsün oluşturduğu karenin, hipotenüse paralel olan  kenara indirilen dikme ile üçgen içerisinde öklid bağıntısı kurulur. (öklid  bağıntısı benzerlikten ispatlanabilmektedir.) Öklide göre

a2 =  p(p + q)

yani, dik kenarlardan birinin karesi, dik  açıdan hipotenüse indirilen dikmenin ayırdığı parçalardan kendisine komşu olan  tarafın uzunluğu ile hipotenüsün tamamının çarpımına eşittir. Bu  durumda

a2 = p.c

olacaktır. Yani a kenarına ait  karenin alanı, hipotenüse ait alanın dik açıdan indirilen dikmeyle ikiye  ayırdığı alanlardan kendisine komşu olan alana eşit olacaktır. Bu durumu diğer  kenar için de düşünürüz.


a2 = p.(pq)b2 = q.(p + q)

p + qc

a2 = p.c,b2 = q.c  olacaktır. Bunu takiben,


a2 + b2 = p.cq.c

a2 + b2 = c.(pq)

p + q = c

a2 + b2 =  c.c

a2 + b2 =  c2


olacaktır.

Matematikte, Pisagor Teoremi, Öklid geometrisinde  bir dik üçgenin 3 kenarı için bir bağıntıdır. Bilinen en eski matematiksel  teoremlerden biridir. Teorem sonradan İÖ 6. YY'da Yunan filozof ve matematikçi  Pisagor'a atfen isimlendirilmiş ise de, Hindu, Yunan, Çnli ve Babilli  matematikçiler teoremin unsurlarını, o yaşamadan önce bilmekteydiler.

Pisagor  teoreminin bilinen ilk ispatı Öklid'in Elementler eserinde  bulunabilir.




Pisagor teoreminin animasyonlu geometrik



Pisagor bağıntısı görsel açıklaması



Sayısal Örnek  ve Tarihte Kullanılışı 


En yaygin olarak karşılaşılan örneklerden  biri "3-4-5" üçgenidir. (32 + 42 = 52)

Bu, komşu kenarları sırasıyla 3 birim,  4 birim ve karşı kenarı 5 birim olan bir dik üçgeni temsil eder.

Diğer  örnekleri ise 5-12-13, 8-15-17, 7-24-25, 9-40-41 ...

Aslında köklü uzunluğu  olmayan bir dik üçgen elde etmek için formul vardır:

Pisagor teoremi bir dik  açı oluşturmak için kullanılabilir. Şöyle ki:

1) Yeterli uzunlukta bir  halatı(ya da ipliği) eşit 12 parçaya ayıracak şekilde işaretleyin.

2) Bu  işaretlerden 3üncü ve 5inci(3+5) noktalari sabitleyip, ipin acikta kalan iki  ucunu (gergin olacak şekilde) birleştirin.

3) 3üncü işaretin bulundugu  noktada bir dik açı elde edersiniz.

Bu yöntemin gecmişte tarım alanlarının  paylaşılması, arazi sınırlarının belirlenmesi gibi alanlarda kullanıldıgı  bilinmektedir...

6. İkiz Asallar  Sanısı


Aralarındaki fark 2 olan asal sayılara ikiz asal  sayılar denir. (örneğin 3 ve 5, 5 ve 7, 11 ve 13 .. ikiz asallardır.) (2,3)  çifti hariç iki asal sayının arasındaki fark da zaten en az 2 olabilir.

İkiz  asalların sonsuz tane olmasına ilişkin soru, sayılar kuramının yılladır  çözülememiş en büyük problemlerinden birisidir ve "ikiz asallar sanısı (  varsayımı,kestirimi) olarak adlandırılır. "Hardy-Littlewood sanısı" ikiz  asalların dağılımı üzerine " asal sayılar teoremi" ne benzer bir varsayımda  bulunur.

Viggo Brun , ünlü " eleme metoduyla" bir x sayısından küçük ikiz  asal sayıların sayısının , x/(log)2 den küçük olduğunu göstermiştir. Bu sonuç da  bütün ikiz asal sayı çiftler toplamının yakınsak olduğunu göstermektedir  (bakınız Brun sabiti).Bu tüm asal sayı çiftlerinin toplamının ıraksadığına  terstir (p ve p' asal sayılar ve k bir doğal sayı olmak üzere p-p'=2k , bu  genellemeden k=1 için ikiz asallar varsayımına gidilir ; bahsi geçen tüm asal  sayı çiftlerin toplamı k değişken olmak üzere p ve p' lerin toplamıdır). Brun  ayrıca her çift sayının , en fazla 9 tane asal çarpanı olan iki tane sayının  farkı olarak sonsuz biçimde ifade edilebileceğini göstermiştir. Chen Jingrun'un  ünlü teoremi göstermektedir ki herhangi bir m çift sayısı için m ile aralarında  en fazla 2 tane asal çarpanı olan bir sayı kadar fark olan asal sayılardan  sonsuz tane vardır.

3 ten büyük her ikiz asal sayı çifti ,bazı n doğal  sayıları için , ( 6n-1 , 6n +1 )şeklinde ifade edilir. Öyleki n , 1 'e eşit  değildir ve 0,2,3,5,7 veya 8 ile sonlanmak zorundadır.

m ve m+2 sayı çifti  ancak ve ancak

durumunda bir ikiz asal sayı çiftidir.

2005 yılına gelindiğinde  bilinen en büyük ikiz asal sayı çifti 16869987339975 · 2171960 ± 1 dir. Macar  Zoltán Járai, Gabor Farkas, Timea Csajbok, Janos Kasza ve Antal Járai tarafından  2005 yılında bulunmuş olup 51779 haneli sayılardır.


4.35 · 1015 e değin  yapılan tüm asal sayı çiflerin deneysel analizi göstermektedir ki x den az çift  sayısı x·f(x)/(log x)2 dir. Burada f(x) küçük değerli x ler için yaklaşık 1.7  dir ve x sonsuza giderken yaklaşık 1.3 e kadar azalır. f(x) 'in limit değeri  "ikiz asal sabiti" ne eşit olduğu varsayılmaktadır.


Bu varsayım ikiz asallar sanısını gerektirmektedir ki hâlâ  çözümsüzdür.


İlk 35 ikiz asal çifti 


(3, 5), (5, 7), (11,  13), (17, 19), (29, 31), (41, 43), (59, 61), (71, 73), (101, 103), (107, 109),  (137, 139), (149, 151), (179, 181), (191, 193), (197, 199), (227, 229), (239,  241), (269, 271), (281, 283), (311, 313), (347, 349), (419, 421), (431, 433),  (461, 463), (521, 523), (569, 571), (599, 601), (617, 619), (641, 643), (659,  661), (809, 811), (821, 823), (827, 829), (857, 859), (881, 883)


7. Cebirin Temel Teoremi


[°â¹] şeklindeki karmaşık katsayılı bir polinomun kökleri,  p(x) polinomu içersinde x bilinmeyeni yerine konduğunda 0  sonucu veren değerlerdir. Cebirin Temel Teoremi sabit olmayan (yani  derecesi en az bir olan) kompleks katsayılı her p(x) polinomu için  en az bir kompleks kök olduğunu ifade eder.



8.Gödel'in Eksiklik Teoremi


Gödel'in çağdaşı olan  ünlü matematikçi Hilbert, matematikteki tüm ispatların, belli bir yöntemle, yani  aksiyomatik bir sistem vasıtasıyla, elde edilebileceğini düşünüyordu ve bu  doğrultuda çalışmalarına başladı. Temel aritmetikteki tüm doğruları,  aksiyomlarından türetebilirse, matematikteki tüm doğruları da bu aksiyomlardan  elde edebilecekti.


Gödel bunun olanaksızlığını gösterdi. Bunu kısaca şu  şekilde yaptı: Bu önerme ispatlanamaz ifadesini aritmetik sisteminde formülize  etti. Aynı şekilde G ifadenin değilini (Bu önerme ispatlanabilir) de formülize  etti. Daha sonra, G ifadesinin aritmetik olarak doğruluğu hesaplanabilirse, G  ifadesinin değilinin de doğruluğunun hesaplanabileceğini gösterdi. Ve Gödel  buradan şu iki sonuca varmıştır:


1. Elementer aritmetik içeren  aksiyomatik bir sistem tutarlı (consistent) ise eksiksiz (complete)  değildir.

2. Elementer aritmetik içeren aksiyomatik bir sistemin  tutarlılığını sistemin kendi içinden (sistemin kendi formüllerini ve işlemlerini  kullanarak) ispatlamak mümkün değildir.


İşin ilginç tarafı, bu G ifadesi  sistemin içine bir aksiyom olarak yerleştirilse bile, yeni bir Gödel cümlesi  çıkartılabilir. Yani ne kadar aksiyom eklersek ekleyelim, böyle bir sistemde  doğruluğu ya da yanlışlığı ispatlanamayacak bir Gödel cümlesi  bulunacaktır.

9. Dört Renk Teoremi


Sonlu  sayıda bölgeden oluşan bir harita, birbirine sonsuz sayıda nokta boyunca komşu  olan iki bölgenin renkleri birbirinden farklı olmak üzere, boyanacaksa bu işlem  için dört rengin yeterli olacağı bir strateji vardır.


Bu teoremin  doğrudan uygulamalarından birisi harita boyanmasıdır; eğer her ülkenin tek  bölgeden oluştuğu varsayılırsa bir siyasi haritanın tüm ülkeleri, komşu ülkeler  aynı renge boyanmadan dört renge boyanabilir. Ancak bu uygulamadaki varsayım,  dünya haritası için uygun olmayıp Amerika Birleşik Devletleri ve Azerbaycan gibi  birden fazla bölgeden oluşan ülkeler bulunmaktadır.


Bu konjektür  (ispatsız, fakat doğruluğu tahmin edilen sanı) 1852'de Augustus De Morgan'ın bir  öğrencisi olan Francis Guthrie tarafından ileri sürüldü; fakat ancak 1976'da  Appel ve Haken tarafından bilgisayarla kanıtlandı. Matematik tarihinde bu bir  bilgisayarın ispatladığı ilk teoremdir.



Dört Renk Teoremi'nin bir örnek


10.  Hesabın Temel Teoremi


Kabaca türev almakla integral alma  işlemlerinin birbirinin tersi olduğunu ifade eden teoremdir. En basit şekliyle 


formülüyle ifade edilebilir. Burada c herhangi bir sabit  sayıdır ve integral alma işlemini gösteren



ifadesini, eksenlerini t ve y harfleriyle  gösterdiğimiz 2 boyutlu kartezyen uzayda, t = ct = x doğruları ve y = f(t) eğrisiyle  t-ekseni arasında kalan bölgenin alanını hesaplama işlemi olarak  düşünmemiz gerekir. Kolaylık olsun diye f(t) 'nin negatif  değerler almadığını varsaydığımıza dikkat etmek gerekir.


11. P ile NP Arasındaki İlişki 


P harfi  "polynomial", NP harfleri ise "non-deterministic polynomial" ifadelerini temsil  eder, türkçe karşılıkları "polinom" ve "belirleyici olmayan  polinom"dur. "P eşittir NP?" ise Hesaplama Teorisi'nin en temel ve  meşhur problemidir.


Polinomsal zamanda çözülen  problemler


Hesaplama teorisinde, bazı tip problemlerin çözümü için en  etkili algoritmaların çalışma süresinin girilen verinin büyüklüğüne bir polinom  cinsinden bağlı olduğu bilinmektedir (buna polinomsal zamanda çalışan algoritma  adı verilir), bu tür problemler P kategorisindeki problemlerdir. Mesela  verilen  basamaklı bir sayının asal olup olmadığını kontrol etmek için çalışma  süresi mertebesinde bir polinomla hesaplanabilen bir algoritma vardır.  Dolayısıyla verilen bir sayının asal olup olmadığının araştırılması P  kategorisinde bir problemdir.


Polinomsal zamanda çözülemeyen  problemler


Buna karşılık bir diğer grup problem vardır ki bunlar için  sorulan soruya girilen verinin büyüklüğüne polinom mertebesinde bağımlı bir  sürede cevap verecek bir algoritma bilinmemektedir. Fakat bu tür bazı problemler  için eğer bir şekilde cevabı tahmin edebiliyorsak, tahminimizin doğruluğunu  sınamak için veri büyüklüğüne polinom mertebesinde bağımlı sürelerde çalışacak  algoritmalar vardır. Bu tür problemler, yani bir tahminin doğruluğunun kontrolü  için çalışma süresi verinin büyüklüğüne polinom cinsinden bağımlı bir algoritma  olan problemler de NP kategorisini oluştururlar. Örnek olarak verilen   basamaklı bir sayının asal çarpanlarının neler olduğu sorusunu  düşünebiliriz. Bu sorunun cevabı için bilinen en iyi algoritmanın çalışma süresi   sayısına bir polinom cinsinden değil de eksponansiyel fonksiyonlar  cinsinden ( misali) bağımlıdır (buna üstel zamanda çalışan algoritma denir), fakat  bu problem için eğer bir şekilde cevabı tahmin edebiliyorsak tahminimizin  doğruluğunu sınamak için sayısına polinom mertebesinde bağımlı bir sürede çalışacak bir  algoritma mevcuttur. Dolayısıyla verilen bir n basamaklı sayının asal  çarpanlarının neler olduğu sorusu NP kategorisindedir.


P ve NP  arasındaki bağ


Bu iki kategoriden NP'nin P'yi içerdiğini görmek  kolaydır. Eğer bir sorunun cevabını verinin büyüklüğüne polinom mertebesinde  bağımlı sürede çalışacak bir algoritmayla bulabiliyorsak, bu soruya cevap olarak  üretilmiş bir tahminin doğruluğunu da verinin büyüklüğüne polinom mertebesinde  bağımlı sürede çalışacak bir algoritmayla kontrol edebiliriz. Bunun için verilen  sorunun cevabını verecek algoritmayı çalıştırıp, onun verdiği cevabı kendi  tahminimizle karşılaştırmak yeterlidir. "P=NP?" problemi bunun tersinin de doğru  olup olmadığını sorar. Yani NP kategorisinde olup da P kategorisinde olmayan  problemler var mıdır? Veya diğer bir dille asal çarpanların bulunması için  polinom mertebesinde bir sürede çalışacak bir algoritma gerçekten yok mu yoksa  var da biz mi bulamıyoruz? Bu alanın uzmanlarının çoğunun görüşü bu tür  algoritmaların gerçekten de var olmadıkları için bulunamadığı (yani P nin NP'ye  eşit olmadığı) şeklinde ancak bu soruya kesin bir cevap verilebilmesi şimdilik  çok zor gözüküyor.



12. Aritmetiğin Temel  Teoremi


Her doğal sayının sonlu sayıda asal sayının  kuvvetlerinin çarpımı olarak yazılabileceğini ifade eden teorem. İspatını ilk  olarak Öklid yapmıştır.


Kanıtı


Bu teorem'in ispatı,  teoremin gerçek olmadığını varsayıp bunun bir çelişkiye yol açacağını göstererek  yapılmıştır. Diyelim ki "n" bu teorimi çürütecek olan en küçük doğal sayı olsun.  Asal olmadığına göre, n=ab şeklinde yazılabilir ve a ve b n ile 1 arasında birer  doğal sayı'dır. Fakat n bu teorimi çürütecek en küçük sayı olduğundan, a ve b  birer asal sayının çarpımı olarak yazılabilir. Ancak bu durumda, n de asal  sayıların çarpımıdır, ve bu yüzden ilk varsayım gerçek olamaz. Bu n'in  varolamayacağını gösterir ve teorimimizi ispatlar.

13.  Bolzano-Weierstrass Teoremi


Bolzano-Weierstrass teoremi  klasik matematik analizin temel teoremlerinden biridir. İlk kez "Fonksiyonlar"  adlı kitabında Bernhard Bolzano tarafından kullanıldı. Sonraki yıllarda bu  teoremin ispatı tam olarak Karl Weierstrass tarafından verilmiştir. Bu nedenle,  bu teorem analizde Bolzano-Weierstrass teoremi olarak bilinir.

, reel sayılar kümesinin, sınırlı ve sonsuz elemana sahip her alt  kümesinin en az bir yığılma noktası vardır.



ispat:

reel sayılarda  sınırlı ve sonsuz elemanlı bir küme A olsun. Reel sayılar tamlık aksiyomunu  sağladığından A kümesinin supremum ve infimum'u vardır. infA=x, supA=y olsun. Bu  durumda her aЄA için x≤a≤y elde edilir. [x,y] aralığını iki kapalı aralığa  bölelim. Bu aralıklardan en az bir tanesi sonsuz eleman kapsar. Böylece devam  edilerek tümevarımla artan(xn) ve azalan , xn<yn dizilerini oluştururuz.  [xn,yn] aralığının uzunluğu yn-xn=y-x/2n ve A∩[xn,yn] kümesinin sonsuz çoklukta  elemanı vardır. (xn) artan sınırlı, azalan sınırlı dizi olduklarından yakınsar.  limnxn=supnxn=p ve limnyn=infnyn=q olsun. yn-xn=y-x/2n olduğundan  supnxn=infnyn=p olur. ε>0 verilsin. y-x<y-x/2n olacak biçimde nЄN seçelim.  bu durumda yn-p≤yn-xn<ε ve p-xn≤yn-xn<ε elde edilir. (p-ε,p+ε)aralığı  A∩[xn,yn] kümesinin sonsuz çoklukta elemanını kapsadığından p noktası A  kümesinin bir yığılma noktasıdır.

14. Ceva  Teoremi


Ceva Teoremi, Bir ABC üçgeninde D, E ve F sırasıyla  BC, CA ve AB doğru parçaları üzerindeki noktalar olmak kaydı ile AD, BE ve CF  doğru parçalarının aynı noktada kesişmeleri için gerek ve yeter koşul şöyle  yazılabilir:


BD.CE.AF = DE.EA.FB


Bu durum söz konusu olan doğru  parçaları kenarortay, açıortay veya yükseklik olduğunda da geçerlidir.

15. Fermat'ın Küçük Teoremi


Fermat'ın küçük  teoremi p asal sayı ise ve obeb(p,a)=1 yani a ve p aralarında asal ise

olduğunu belirten teoremdir.

Teorem asallık testlerinde ve  bilgisayarda büyük sayılarla işlemlerde kullanılır.


16. Thales teoremi


Thales Teoremi: AC çap ise, B dik açıdır



16-Thales Teoremi, birbirine benzer iki çokgen  arasında kurulmuş bağıntıdır. Geometrinin gelişmesine katkıda bulunmuştur. Hatta  trigonometri ile hesaplanmış ama ispatlanmamış bazı özel durumların ispatındada  Thales Teoremi kullanılmıştır.


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst