Mevlâ: bütün varlıklar âleminin yegâne sahibi ve efendisi olan Allah | bekabillâh: Allah ile var olmak |
celâdet: kahramanlık, yiğitlik | câni: katil, cinayet işleyen |
ebediyet: sonu olmayan sonsuzluk | emsalsiz: benzersiz, eşsiz |
fena fillâh: Allah’ın varlığında yok olma, kulun zât ve sıfatlarının Allah’ın zât ve sıfatlarında fani olması | feyiz: ilham, bolluk, bereket |
feyizyâb olma: feyiz bulma; manevî nimetlere ve ikramlara nail olma | fâni: geçici, ölümlü |
gaflet: Allah’a ve Onun emir ve yasaklarına karşı duyarsız davranma hâli, umursamazlık | gülistan: gül bahçesi |
haz: zevk; manevî lezzet | huzur: kulun kendisini Allah’ın huzurunda hissetmesi |
huşû: kulun, Allah’ın varlıklar üzerinde yansıyan haşmet ve görkemini düşünerek kendisinden geçmesi | ihlâs: ibadet ve davranışlarda sadece Allah rızasını gözetme; samimiyet |
ihsan erbabı: Allah’ı görmese de, her an görüyormuşcasına hareket eden seçkin kullar | inkılâp etmek: dönüşmek |
inâyet: Allah’tan gelen yardım, ihsan, iyilik | irfan: varlıklarda gizli olan hakikatleri tefekkür, keşif ve ilham yoluyla bilme |
irşad: doğru yolu gösterme | istiğrak: Allah aşkıyla dünyayı unutup kendinden geçme |
kesif: yoğun, katı | kudsî: her türlü kusur ve noksandan uzak, kutsal |
malik: sahip | mazhar: ayna olma, erişme |
medrese-i Yusufiye: Hz. Yusuf’un (a.s.) hapiste kalmasına benzetilerek, iman ve Kur’ân hizmetinden dolayı tutuklananların hapsedildiği yer mânâsında hapishane | mefhum: bir sözden çıkarılan mânâ; kavram |
metanet: sağlamlık, kararlılık | mutasavvıf: tasavvuf ehli, kalbi dünyanın gelip geçici işlerinden ayırıp Allah sevgisi ile bağlayan tarikat ehli kimseler |
mâneviyat: mânevî yönden elde edilen gelişmeler ve özellikler | mübarek: kutlu; kendisine çok saygı duyulan |
mücahid: cihad eden; nefis ve şeytanlarla mücadele eden | mü’min: iman eden, Allah’a ve Onun gönderdiği şeylere inanan |
nail olmak: erişmek | nefis: insanı daima kötülüğe, maddî zevk ve isteklere sevk eden duyu |
nisbetinde: oranında | saadet: mutluluk |
salâh: iyilik | sebat: kararlılık, sabit olma |
takvâ: Allah’tan korkup emir ve yasaklarına titizlikle uyma | tavsif: vasıflandırma, niteleme |
tecerrüd: soyutlanma, sıyrılma; bütün varlıklardan alâka ve bağlantıları koparıp, kendini onlardan arındırıp Allah’a yönelme | tefeyyüz: feyizlenme; manevî yönden ilerleme ve yükselme |
ulvî: yüce, büyük | visal: kavuşma |
zira: çünkü | âyet-i kerime: Kur’an’ın herbir cümlesi |
İlâhî: Allah tarafından olan | şuur: bilinç, anlayış, idrak
|