Konuya cevap cer

Önsöz - Sayfa 24


ömürleri boyunca çarpışıyorlar. Ve hayatlarının her lâhzası, en yüksek terakki ve tekâmül hatıraları kaydediyor. Ve bütün varlıkları, o cemâl, kemâl ve celâl sıfatlarıyla muttasıf olan Rabbü’l-Âlemînin rızasında erimiş bulunuyorlar.


Mevlâ, bizleri de o bahtiyarlar zümresine ilhak eylesin. Âmin.







Yukarıdaki sahifelerde, büyük Üstadın, dostlarını meftun ve hayran ettiği kadar da, düşmanlarını dehşetler içerisinde bırakan azametli imanından bahsettik. Biraz da mümtaz şahsiyeti nurdan bir hâle halinde sarmakta olan üstün meziyetlerinden, ahlâk ve kemalâtından bahsedelim.


Malûm ya, her şahsiyeti, muhtelif ve muayyen meziyetler çerçeveler. Binaenaleyh,Üstadın şahsiyetini tekvin eden başlıca sıfatlar şunlardır:


Feragati:


Bir dâvâ sahibinin ve bilhassa ıslahatçının muvaffakiyet şartlarının en mühimmi feragattir. Zira gözler ve gönüller, bu mühim noktayı en ince bir hassasiyetle tetkik ve takibe meyyaldirler. Üstadın bütün hayatı ise, baştan başa feragatın şaheser misalleriyle dolup taşmaktadır.


Allâme Şeyhülislâm Mustafa Sabri Efendi merhumdan, feragate ait şöyle bir söz işitmiştim: “İslâm bugün öyle mücahitler ister ki, dünyasını değil, âhiretini dahi feda etmeye hazır olacak.”


Büyük adamdan sâdır olan bu büyük sözü tamamen kavrayamadığım için, mutasavvıfların istiğrak hallerinde söyledikleri esrarlı sözlere benzeterek, herkese söylememiş ve olur olmaz yerlerde de açmamıştım.


Vaktâ ki aynı sözü Bediüzzaman’ın ateşler saçan heyecanlı ifadelerinde de okuyunca anladım ki, büyüklere göre feragatin ölçüsü de büyüyor... Evet, İslâm




Mevlâ: bütün varlıklar âleminin yegâne sahibi ve efendisi olan AllahMustafa Sabri Efendi: (bk. bilgiler)
Rabbü’l-Âlemin: âlemlerin Rabbi, bütün âlemleri idare ve terbiye eden Allahallâme: büyük âlim
azametli: büyük, yücebahtiyar: talihli, mutlu
bilhassa: özelliklebinaenaleyh: bundan dolayı
celâl: büyüklük, azamet, haşmetcemâl: sonsuz güzellik
esrarlı: gizemli, sırlıferagat: hakkından isteyerek vaz geçme, affetme
hâle: ay ve güneşin etrafında bazen görünen parlak, ışıklı halkailhak eylemek: dahil etmek
istiğrak: Allah aşkıyla kendinden geçmekemalât: bir kimsenin sahip olduğu üstün meziyetler, manevî haslet ve özellikler
kemâl: sonsuz mükemmellikmalûm: bilinen
meftun: düşkün, tutkunmerhum: vefat etmiş ve Allah’ın rahmetine kavuşmuş olan,
meyyal: meyilli, eğilimlimeziyet: üstün özellik
muayyen: belirlimuhtelif: çeşitli
mutasavvıf: tasavvuf ehli, kalbi dünyanın gelip geçici işlerinden ayırıp Allah sevgisi ile bağlayan tarikat ehli kimselermuttasıf: nitelenmiş; belli bir vasıf ve sıfatı üzerinde taşıyan
muvaffakiyet: başarımücahit: cihad eden, din uğrunda çaba harcayan kimse
mühim: önemlimümtaz: seçkin
rıza: memnuniyetsâdır olan: çıkan; dile getirilen
tekvin eden: oluşturan, meydana getirentekâmül: ilerleme, mükemmelleşme
terakki: ilerleme, yükselmetetkik etme: inceleme, araştırma
vaktâ ki: ne zaman kizira: çünkü
zümre: grup, toplulukÜstad: bir ilim ve san’at alanında bilgi ve söz sahibi olan âlim; Bediüzzaman Said Nursî
âmin: “Allahım kabul eyle”ıslahatçı: gerek insanlarda, gerekse toplum yapısında meydana gelen bozulmaları düzeltme, yenileme ve eksiklikleri tamamlama çabasında olan
Şeyhülislâm: Osmanlı devletinde, kabinede sadrazamdan sonra yer alan ve din işlerine bakmakla birlikte dünya işlerine de din bakımından karışan kimseşahsiyet: kişilik, yapı
 


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst