Konuya cevap cer

Önsöz - Sayfa 27


bir itiyad değil, âdeta bir mezhep, meşrep ve meslek olarak kabul etmiştir. Ve bunda da ne pahasına olursa olsun sebat eylemekte hâlâ devam etmektedir.


İşin orijinal tarafı: Bu meslek, kendi şahsına münhasır kalmamış, talebelerine de kudsî bir mefkûre halinde intikal etmiştir. Nur deryasında yıkanmak şerefine mazhar olan bir Nur talebesinin istiğnasına hayran olmamak kabil değildir.


Bakınız, Üstad, Mektubat ünvanını taşıyan şaheserin İkinci Mektubunda, bu mühim noktayı altı vecihle ne kadar asil bir iman ve irfan şuuruyla izah eder:


“Birincisi: Ehl-i dalâlet, ehl-i ilmi, ilmi vasıta-i cer etmekle itham ediyorlar; ilmi ve dini kendilerine medar-ı maişet yapıyorlar deyip insafsızcasına onlara hücum ediyorlar. Binaenaleyh bunları fiilen tekzip lâzımdır.


İkincisi: Neşr-i hak için enbiyaya ittibâ etmekle mükellefiz. Kur’ân-ı Hakîmde hakkıneşredenlerاِنْ اَجْرِىَ اِلاَّ عَلَى اللهِ، اِنْ اَجْرِىَ اِلاَّ عَلَى اللهِ1  diyerek, insanlardan istiğna göstermişler...”


İşte, Risale-i Nur Külliyatının mazhar olduğu İlâhî fütuhat, hep bu enbiyamesleğinde sebat kahramanlığının şaheser misali ve harikulâde neticesidir. Ve bu sayede Üstad, izzet-i ilmiyesini, cihan-kıymet bir elmas gibi muhafaza eylemiştir.


Artık, herkesin, uğrunda esir olduğu maaş, rütbe, servet ve daha nice bin şahsî ve maddî menfaatlerle asla alâkası olmayan bir insan, nasıl olur da gönüller fatihi olmaz? İmanlı gönüller, nasıl onun feyiz ve nuruyla dolmaz?


İktisatçılığı:


İktisat, bundan evvel bahsettiğimiz “istiğna”nın tefsir ve izahından başka birşey değildir. Zaten iktisat sarayına girebilmek için, evvelâ istiğna denilen



[NOT]Dipnot-1 “Benim mükâfâtımı vermek ancak Allah’a aittir.” Hûd Sûresi, 11:29. [/NOT]



Kur’ân-ı Hakîm: hikmetli Kur’ân; her âyet ve sûresinde sayısız hikmetler bulunan Kur’ânbinaenaleyh: bundan dolayı
cihan-kıymet: bütün kâinat kıymetinde olanderya: deniz
ehl-i dalâlet: doğru ve hak yoldan sapanlar, inançsız kimselerehl-i ilim: ilim ehli kimseler; âlimler
enbiya: nebiler, peygamberlerfatih: fetheden
feyiz: ilham, bolluk, bereketfütuhat: fetihler, zaferler
harikulâde: olağanüstü, şaşırtıcı şekildeiktisat: tutumluluk; her hususta orta yolu takip etme, lüzumundan fazla veya noksan harcamaktan kaçınma
intikal etme: geçme, varmairfan: varlıklarda gizli olan hakikatleri tefekkür, keşif ve ilham yoluyla bilme
istiğna: elindekilerle yetinip başkalarının yardımına ihtiyaç duymama; tok gözlü olma; gönül tokluğuitham: suçlama
itiyad: alışkanlıkittibâ etme: uyma, tabi olma
izah: açıklamaizzet-i ilmiye: ilmin izzeti, şerefi
kabil: mümkünkudsî: kutsal
lâzım: bir hususu ve özelliği gerektiren sebepmazhar: sahip olan, erişen
medar-ı maişet: geçim kaynağımefkûre: gaye, ideâl
mezhep: tutulan yol, ekolmeşrep: hareket tarzı, metod
misal: örnekmuhafaza: koruma
mükellef: yükümlümünhasır: ait, sınırlı
neşr-i hak: hakkı ve hakikatleri bütün insanlara yayma, duyurmaneşretmek: yaymak
sebat: kararlılık, sabit olmasebat etme: kararlı ve sabit olma
tefsir: açıklamatekzip: yalanlama
unvan: isimvasıta-i cer: birşeyi herhangi bir çıkar için kullanmak, alet etmek
vecih: yön, tarafÜstad: bir ilim ve san’at alanında bilgi ve söz sahibi olan âlim; Bediüzzaman Said Nursî
şaheser: üstün ve kalıcı nitelikte olan eser, başyapıtşahsî: kişisel
şuur: bilinç, anlayış, idrak


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst