Sizin tesânüdünüze benim ziyade ehemmiyet verdiğimin sebebi
yalnız bize ve Risâle-i Nur'a menfaati için değil,
belki tahkikî îmanın dairesinde olmayan
ve nokta-i istinada ve sarsılmayan bir cemaatin kat'î buldukları bir hakikata dayanmağa
pek çok muhtaç bulunan avam-ı ehl-i îman için dalalet cereyanlarına karşı
yılmaz, çekilmez, bozulmaz, aldatmaz bir merci',
bir mürşid, bir hüccet olmak cihetiyle
sizin kuvvetli tesanüdünüzü gören kanaat eder ki;
bir hakikat var,
hiç bir şeye feda edilmez,
ehl-i dalalete başını eğmez, mağlub olmaz
diye kuvve-i maneviyesi ve îmanı kuvvet bulur,
ehl-i dünyaya ve sefahete iltihaktan kurtulur.