Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Onuncu Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 247404" data-attributes="member: 1"><p><strong>Onuncu Söz - Sayfa 93</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">teçhizatlarına bakacağız ki, o teçhizat yalnız o meydandaki kısa bir müddet içinde geçinmek için mi verilmiştir? Yahut başka yerde uzun bir saadet hayatı tahsil etmek için mi verilmiştir? Görelim. Herkese ve her teçhizata bakamayız. Fakat nümune için şu zabitin cüzdan ve defterine bakacağız:</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Bu cüzdanda zabitin rütbesi, maaşı, vazifesi, matlubâtı, düstur-u harekâtı vardır. Bak, bu rütbe birkaç günlük için değil, pek uzun bir zaman için verilebilir. “Şu maaşı hazine-i hassadan filân tarihte alacaksın” yazılıdır. Halbuki, o tarih çok zaman sonra ve bu meydan kapandıktan sonra gelir. Şu vazife ise, şu muvakkat meydana göre değil, belki padişahın kurbunda daimî bir saadeti kazanmak için verilmiştir. Şu matlubat ise, birkaç günlük bu misafirhanede geçinmek için olamaz. Belki uzun ve mes’udâne bir hayat için olabilir. Şu düstur ise, bütün bütün açığa verir ki, cüzdan sahibi başka yere namzettir, başka âleme çalışır. Bak, şu defterlerde, aletler teçhizatının suret-i istimali ve mes’uliyetler vardır.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Halbuki, eğer yalnız bu meydandan başka âli, daimî bir yer bulunmazsa, şu muhkem defter, o kat’î cüzdan, bütün bütün mânâsız olur. Hem şu muhterem zabit ve mükerrem kumandan ve muazzez reis, bütün ahaliden aşağı, herkesten daha bedbaht, daha biçare, daha zelil, daha musibetli, daha fakir, daha zayıf bir derekeye düşer. İşte buna kıyas et. Hangi şeye dikkat etsen, şehadet eder ki, bu fâniden sonra bir bâki var.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Ey arkadaş! Demek, bu muvakkat memleket bir tarla hükmündedir. Bir talimgâhtır, bir pazardır. Elbette arkasında bir mahkeme-i kübrâ, bir saadet-i uzmâ gelecektir. Eğer bunu inkâr etsen, bütün zabitlerdeki cüzdanları, defterleri, teçhizatları, düsturları, belki şu memleketteki bütün intizâmâtı, hattâ hükûmeti inkâr etmeye mecbur olursun. Ve bütün vaki olan icraatın vücudunu tekzip etmek lâzım gelir. O vakit sana insan ve zîşuur denilmez. Sofestâîlerden daha akılsız olursun.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Tahoma'"><img src="http://www.erisale.com/images/endOfSection.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /><img src="http://www.erisale.com/images/endOfSection.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Sakın zannetme, tebdil-i memleket delilleri bu On İki Surete münhasırdır. Belki had ve hesaba gelmez emareler, deliller var ki, şu kararsız mütegayyir memleket zevâlsiz, müstekar bir memlekete tahvil edilecektir. Hem had ve hesaba gelmez işaretler, alâmetler var ki, bu ahali, şu muvakkat misafirhanelerden</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <table style='width: 100%'><tr><td><strong>ahali: halk</strong></td><td><strong>alâmet: işaret</strong></td></tr><tr><td><strong>bedbaht: talihsiz</strong></td><td><strong>biçare: çaresiz</strong></td></tr><tr><td><strong>bâki: devamlı ve kalıcı olan (bk. b-ḳ-y)</strong></td><td><strong>cüzdan: kimlik</strong></td></tr><tr><td><strong>daimî: devamlı, sürekli</strong></td><td><strong>dereke: aşağı seviye</strong></td></tr><tr><td><strong>düstur: prensip, kural</strong></td><td><strong>düstur-u harekât: hareket kuralları</strong></td></tr><tr><td><strong>emare: belirti, iz</strong></td><td><strong>fâni: geçici olan, ölümlü (bk. f-n-y)</strong></td></tr><tr><td><strong>had ve hesaba gelmemek: sonsuz ve sınırsız olmak</strong></td><td><strong>hazine-i hassa: özel hazine</strong></td></tr><tr><td><strong>hükûmet: yönetim (bk. ḥ-k-m)</strong></td><td><strong>intizâmât: düzenlilikler (bk. n-ẓ-m)</strong></td></tr><tr><td><strong>kurb: yakın</strong></td><td><strong>mahkeme-i kübrâ: öldükten sonra âhirette Allah’ın huzurunda kurulacak olan büyük mahkeme (bk. ḥ-k-m; k-b-r)</strong></td></tr><tr><td><strong>matlubât: istekler (bk. ṭ-l-b)</strong></td><td><strong>mes’udâne: mutlu bir şekilde</strong></td></tr><tr><td><strong>mes’uliyet: sorumluluk, yükümlülük</strong></td><td><strong>muazzez: aziz, değerli (bk. a-z-z)</strong></td></tr><tr><td><strong>muhkem: değiştirilemez (bk. ḥ-k-m)</strong></td><td><strong>muhterem: saygıdeğer (bk. ḥ-r-m)</strong></td></tr><tr><td><strong>musibetli: belâya uğramış</strong></td><td><strong>muvakkat: geçici</strong></td></tr><tr><td><strong>mükerrem: şerefli, saygı gösterilen (bk. k-r-m)</strong></td><td><strong>münhasır: sınırlı, ait</strong></td></tr><tr><td><strong>müstekar: yerleşmiş, sabit</strong></td><td><strong>mütegayyir: değişen</strong></td></tr><tr><td><strong>namzet: aday</strong></td><td><strong>nümune: örnek</strong></td></tr><tr><td><strong>reis: başkan</strong></td><td><strong>saadet: mutluluk</strong></td></tr><tr><td><strong>saadet-i uzmâ: çok büyük mutluluk (bk. a-ẓ-m)</strong></td><td><strong>sofestâî: Yaratıcıyı kabul etmemek için herşeyi, hatta kendini dahi inkâr eden</strong></td></tr><tr><td><strong>suret-i istimal: kullanma şekli (bk. ṣ-v-r)</strong></td><td><strong>tahsil etmek: elde etmek, kazanmak</strong></td></tr><tr><td><strong>tahvil edilmek: dönüştürülmek</strong></td><td><strong>talimgâh: eğitim yeri</strong></td></tr><tr><td><strong>tebdil-i memleket: memleket değiştirme (bk. m-l-k)</strong></td><td><strong>tekzip: yalanlama</strong></td></tr><tr><td><strong>teçhizat: cihazlar, donanım</strong></td><td><strong>vaki olan: meydana gelen</strong></td></tr><tr><td><strong>vücud: varlık (bk. v-c-d)</strong></td><td><strong>zabit: subay</strong></td></tr><tr><td><strong>zelil: aşağılık</strong></td><td><strong>zevâlsiz: yok olmayan (bk. z-v-l)</strong></td></tr><tr><td><strong>zîşuur: şuur sahibi, bilinçli (bk. ẕî; ş-a-r)</strong></td><td><strong>âlem: dünya (bk. a-l-m)</strong></td></tr><tr><td><strong>âli: yüce</strong></td><td><strong>şehadet: şahitlik (bk. ş-h-d)</strong></td></tr></table><p><br /> <tbody style="margin: 0px; padding: 0px;"> <br /> </tbody></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 247404, member: 1"] [b]Onuncu Söz - Sayfa 93[/b] [FONT=Tahoma]teçhizatlarına bakacağız ki, o teçhizat yalnız o meydandaki kısa bir müddet içinde geçinmek için mi verilmiştir? Yahut başka yerde uzun bir saadet hayatı tahsil etmek için mi verilmiştir? Görelim. Herkese ve her teçhizata bakamayız. Fakat nümune için şu zabitin cüzdan ve defterine bakacağız: [/FONT] [FONT=Tahoma]Bu cüzdanda zabitin rütbesi, maaşı, vazifesi, matlubâtı, düstur-u harekâtı vardır. Bak, bu rütbe birkaç günlük için değil, pek uzun bir zaman için verilebilir. “Şu maaşı hazine-i hassadan filân tarihte alacaksın” yazılıdır. Halbuki, o tarih çok zaman sonra ve bu meydan kapandıktan sonra gelir. Şu vazife ise, şu muvakkat meydana göre değil, belki padişahın kurbunda daimî bir saadeti kazanmak için verilmiştir. Şu matlubat ise, birkaç günlük bu misafirhanede geçinmek için olamaz. Belki uzun ve mes’udâne bir hayat için olabilir. Şu düstur ise, bütün bütün açığa verir ki, cüzdan sahibi başka yere namzettir, başka âleme çalışır. Bak, şu defterlerde, aletler teçhizatının suret-i istimali ve mes’uliyetler vardır. [/FONT] [FONT=Tahoma]Halbuki, eğer yalnız bu meydandan başka âli, daimî bir yer bulunmazsa, şu muhkem defter, o kat’î cüzdan, bütün bütün mânâsız olur. Hem şu muhterem zabit ve mükerrem kumandan ve muazzez reis, bütün ahaliden aşağı, herkesten daha bedbaht, daha biçare, daha zelil, daha musibetli, daha fakir, daha zayıf bir derekeye düşer. İşte buna kıyas et. Hangi şeye dikkat etsen, şehadet eder ki, bu fâniden sonra bir bâki var. [/FONT] [FONT=Tahoma]Ey arkadaş! Demek, bu muvakkat memleket bir tarla hükmündedir. Bir talimgâhtır, bir pazardır. Elbette arkasında bir mahkeme-i kübrâ, bir saadet-i uzmâ gelecektir. Eğer bunu inkâr etsen, bütün zabitlerdeki cüzdanları, defterleri, teçhizatları, düsturları, belki şu memleketteki bütün intizâmâtı, hattâ hükûmeti inkâr etmeye mecbur olursun. Ve bütün vaki olan icraatın vücudunu tekzip etmek lâzım gelir. O vakit sana insan ve zîşuur denilmez. Sofestâîlerden daha akılsız olursun. [/FONT] [CENTER][FONT=Tahoma][IMG]http://www.erisale.com/images/endOfSection.gif[/IMG][IMG]http://www.erisale.com/images/endOfSection.gif[/IMG] [/FONT][/CENTER] [FONT=Tahoma]Sakın zannetme, tebdil-i memleket delilleri bu On İki Surete münhasırdır. Belki had ve hesaba gelmez emareler, deliller var ki, şu kararsız mütegayyir memleket zevâlsiz, müstekar bir memlekete tahvil edilecektir. Hem had ve hesaba gelmez işaretler, alâmetler var ki, bu ahali, şu muvakkat misafirhanelerden [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][TABLE] <tbody style="margin: 0px; padding: 0px;">[TR] [TD][B]ahali: halk[/B][/TD] [TD][B]alâmet: işaret[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]bedbaht: talihsiz[/B][/TD] [TD][B]biçare: çaresiz[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]bâki: devamlı ve kalıcı olan (bk. b-ḳ-y)[/B][/TD] [TD][B]cüzdan: kimlik[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]daimî: devamlı, sürekli[/B][/TD] [TD][B]dereke: aşağı seviye[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]düstur: prensip, kural[/B][/TD] [TD][B]düstur-u harekât: hareket kuralları[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]emare: belirti, iz[/B][/TD] [TD][B]fâni: geçici olan, ölümlü (bk. f-n-y)[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]had ve hesaba gelmemek: sonsuz ve sınırsız olmak[/B][/TD] [TD][B]hazine-i hassa: özel hazine[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]hükûmet: yönetim (bk. ḥ-k-m)[/B][/TD] [TD][B]intizâmât: düzenlilikler (bk. n-ẓ-m)[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]kurb: yakın[/B][/TD] [TD][B]mahkeme-i kübrâ: öldükten sonra âhirette Allah’ın huzurunda kurulacak olan büyük mahkeme (bk. ḥ-k-m; k-b-r)[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]matlubât: istekler (bk. ṭ-l-b)[/B][/TD] [TD][B]mes’udâne: mutlu bir şekilde[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]mes’uliyet: sorumluluk, yükümlülük[/B][/TD] [TD][B]muazzez: aziz, değerli (bk. a-z-z)[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]muhkem: değiştirilemez (bk. ḥ-k-m)[/B][/TD] [TD][B]muhterem: saygıdeğer (bk. ḥ-r-m)[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]musibetli: belâya uğramış[/B][/TD] [TD][B]muvakkat: geçici[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]mükerrem: şerefli, saygı gösterilen (bk. k-r-m)[/B][/TD] [TD][B]münhasır: sınırlı, ait[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]müstekar: yerleşmiş, sabit[/B][/TD] [TD][B]mütegayyir: değişen[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]namzet: aday[/B][/TD] [TD][B]nümune: örnek[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]reis: başkan[/B][/TD] [TD][B]saadet: mutluluk[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]saadet-i uzmâ: çok büyük mutluluk (bk. a-ẓ-m)[/B][/TD] [TD][B]sofestâî: Yaratıcıyı kabul etmemek için herşeyi, hatta kendini dahi inkâr eden[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]suret-i istimal: kullanma şekli (bk. ṣ-v-r)[/B][/TD] [TD][B]tahsil etmek: elde etmek, kazanmak[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]tahvil edilmek: dönüştürülmek[/B][/TD] [TD][B]talimgâh: eğitim yeri[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]tebdil-i memleket: memleket değiştirme (bk. m-l-k)[/B][/TD] [TD][B]tekzip: yalanlama[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]teçhizat: cihazlar, donanım[/B][/TD] [TD][B]vaki olan: meydana gelen[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]vücud: varlık (bk. v-c-d)[/B][/TD] [TD][B]zabit: subay[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]zelil: aşağılık[/B][/TD] [TD][B]zevâlsiz: yok olmayan (bk. z-v-l)[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]zîşuur: şuur sahibi, bilinçli (bk. ẕî; ş-a-r)[/B][/TD] [TD][B]âlem: dünya (bk. a-l-m)[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]âli: yüce[/B][/TD] [TD][B]şehadet: şahitlik (bk. ş-h-d)[/B][/TD] [/TR] </tbody>[/TABLE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Onuncu Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst